Oturdukları eve kiracı bulmaları yine Yusuf Efendi'nin yardımlarıyla olmuştu. Ne çok emeği geçmişti yaşlı adamın onlara, iyice mahcup hissetmeye başlamıştı Feray kendini. Annesi de her ne kadar 'biz bakarız çaresine size çok yük oluyoruz' söylemleri yapsa da dinlemiyordu Yusuf Efendi.
O civardan yeni evlenecek bir çifte kiraya verildi ev, düğünlerine çok zaman kalmamış ve uzun zamandır kendilerine uygun bir ev arıyorlarmış genç çift. Fatma Hanım, kıza da delikanlıya da kanı kaynayınca ve genç kızın bahçe işlerini çok sevdiğini, bahçesine, çiçeklerine gözü gibi bakacağını söylemesiyle gönül rahatlığıyla verdi evini onlara.
Apar topar taşınmalarının şaşkınlığını yaşayan komşularının soruları eşliğinde çabucak topladılar zaten pek fazla olmayan eşyalarını. Alp de söz verdiği gibi yine o civardan bir nakliye şirketiyle anlaşarak, Yusuf Efendi'den kiracı bulunduğu, eşyaları topladıkları haberini alır almaz kamyonu göndermişti kapıya.
Anne kız için en zoru bir parçalarını o topraklar da bırakıp gitmekti. Adana'da Fatma Hanım sevdiği adamı, Feray babasını bırakıp gelmişti buralara. Şimdi de can parçalarını, Zafer'i toprağın altında bırakıp gidiyorlardı. Kamyon kapıya gelmeden, sabahın erken saatlerinde gidip veda ettiler Zafer'e. Bir evladının hayatını kurtarmak için diğer evladını orada bırakıp gitmek çok zordu Fatma Hanım için. Sanki hala hayattaymış gibi özür diledi oğlundan, uzakta da olsa dualarını dilinden eksik etmeyeceğini söyledi gözyaşları içinde. Feray, annesinin o halini gördükçe içi ezildi, yüreği parça parça oldu. Gitmekten, bir anneyi kara toprağın altında bile olsa oğlundan ayırmamak için vazgeçmek istedi. Fatma Hanım ise başını oğlunun mezarından kaldırıp kızına çevirdiğinde bakışlarını aklından geçenleri okumuş gibi ayaklandı hemen ve Feray'ın koluna girdi.
"Abin senin mutlu olmanı isterdi Feray. Sırf seni korumak için, hayatına devam edebil diye soyadımızdan bile feragat etti. Şimdi sen de abinin fedakarlığının karşılığını iyi bir hayat kurarak vereceksin kızım ve ben de sana ömrüm, gücüm yettiğince destek olmaya çalışacağım." dedi.
Feray ve Fatma Hanım eve döndükten yarım saat sonra kamyon kapıdaydı. Yine elbirliği ile tek tek taşınıp yerleştirildi tüm eşyalar kamyona. Önce Feray sonra da annesi evlerine son kez girip yılların anılarını barındıran odalarda dolaşarak veda ettiler.
Şoförün yanındaki yerlerini alıp yola koyulduklarında içi bomboştu genç kızın. Sanki tüm hisleri çekilip boş bir kabuk kalmıştı geriye. Gittikleri yol bilinmezliğe giden bir yoldu. Ya herşey çok güzel olacak ya da ... İşte orasını düşünmek istemedi Feray. Hiç bilmediği bir şehre, hiç tanımadığı insanlara güvenerek gidiyor olsa da kötü birşey olmayacağını, herşeyin yolunda gideceğini düşünmek istedi.
İki kez mola vererek tamamladıkları saatler süren yolculuğun sonunda akşam üzeri varabildiler Alp'in kamyon şoförüne tarif ettiği adrese. Etrafta kimseyi göremeyince Feray cep telefonuna kaydettiği numarayı aradı.
"Alp Bey biz geldik verdiğiniz adrese." diyerek bekledi heyecanla. Hiç bilmediği bir şehirde bir de yanlış adresle uğraşmak istemiyordu.
"Tamam Feray, gördüm camdan. Geliyorum." Telefon kapandıktan bir dakika sonra Alp kapıdaydı. Güvenlik görevlisine büyük kapıyı açtırarak kamyonun site içine girmesini sağladı. Feray kamyondan indikten sonra annesinin de inmesine yardım etmeye çalıştı. Saatlerdir oturmaktan bacakları tutulmuştu yaşlı kadının buyüzden sadece Feray'ın yardımı yeterli gelmeyince Alp de bir kolundan tutarak yardımcı oldu.
Ayak üstü hal hatırdan sonra Alp'in eşyaları taşımaları için tuttuğu adamlar zaten çok da fazla olmayan eşyaları bir saatte taşıyıp eve yerleştirdiler. Fatma Hanım ve Feray evin içini gezerken gözlerine inanamadılar. Leyla lüks bir daire olduğunu söylemişti ama yine de bu kadarını beklemiyorlardı. Çok odası yoktu, çekirdek bir aile için ideal üç oda bir salondan oluşuyordu ama mutfağı, banyosu, duvarları, parkeleri hepsi yepyeniydi. Feray bir kez daha mahcup oldu Alp'e karşı. Hiç birşeyi olmadıkları halde Yusuf Efendi'nin bir sözüyle evini açmış, üstelik güzelce temizletip bir iki eşya da ilave etmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/130432174-288-k271754.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERAY
Ficción General"Gitme sana muhtacım, gözümde nursun, başımda tacım, muhtacım. Beni öldür öyle git, yaşamak için senin sevgine muhtacım." "Muhtacım" tek kelime ne de güzel anlatır insanın içini. Nasılda kalbini göğsünden söküp verir karşısındakinin ellerine. Nasıld...