CENNET KUŞUM ( YENİDEN YAZILIYOR)

9.BÖLÜM: GÖBEĞİN VAR SANKİ SENİN!

Hüma yine geçiştirmek isterdi ama bu sefer kaçması imkansız görünüyordu. Hüma'da bunu bildiğinden arabanın camına doğru başını hafifçe eğerek,
"Kardeşim oluyor Ali, neden ki? Önceden de sormuştun sanki ama cevaplayamamıştım."

Bu sözler üzerine genç adam söyleyecek bir söz bulamadığı,yada arada kaldığı zamanlarda hep ensesini kaşırdı,ki kaşıdı da.
"Ya ne bileyim işte sen Ozan Ozan diye sürekli konuşunca ENİŞTEMİZ var zannettim.Evet evet eniştemiz zannettim.Zaten annenler 1-2 haftadır komşumuz sayılır ama seni bu zamana kadar görmedim yani gördüm ama annenler burada iken sen yoktun diye biliyorum. Sen de sürekli Ozan deyince evlisin zannettim,kusura bakma."bu sözler genç kızın tebessüm etmesine yol açmıştı.

"Ali, birincisi evet burada değildim. İkincisi sence benim parmağımda yüzük falan var da ben mi görmüyorum?" sözleri genç adamı köşeye sıkıştırmak için söylemişti.Elbette ki merak ediyordu genç adamın söyleyeceği şeyleri.

Ali söylediği şeylerin saçmalığını o an fark etmişti.
"Aaa şey karnın biraz yani nasıl desem göbek! göbeğin var gibi bende h-hamilesin diye takmıyorsun sandım Ozan demelerinden dolayı!!" sözleri Ali'nin kendini daha da tehlikeli sularda yüzmesine sebep olmuştu. "Battı balık yan gider,ulan Rüzgar ulan Rüzgar patavatsızlıkta senle yarışır duruma geldim, nasıl toparlayacam ben şimdi?"Diye sessizce kendi kendine düşünürken,

Hüma,Ali'nin bu sözleri üzerine eli karnına gitmişti."O kadar da yok ki ne göbeği be bu?"diye içinden geçirmişti.

" Ali benim göbeğimin olduğunu nereden attın bilmem ama şu an çok önemli işim var yoksa o göbekli lafını sana yedirirdim unutma bunu olur mu? Neyse görüşeceğiz Ali."tek kaşını kaldırarak konuşmuştu, tabi ardında seslice yutkunan bir Ali bırakarak...

"Ulan şu dilimi eşek arısı sokaydı da o lafı söylemeyeydim be,of of hep Rüzgar'ın oyunları." diye konuşmuştu giden Hüma'nın ardından.

Genç kızın okuldaki işlemleri ders saatleri ile ilgili olan birkaç pürüzlü işlerdi. Sonunda halledebilmişti. Birde içerde ki burnu kaf dağında  olan kadınla uğraşmak zorunda kalmıştı "Ne uyuz bir kadın!" diye düşünmeden edemedi.

Daha fazla bu uyuz kadına dayanamayarak ağzının payını iyi vermişti. "Hanımefendi ne bu afra tafta siz kendinizi ne zannediyorsunuz?"
  diye sorduğunda  kadının cevabı  "Dünyalar kadar değerliyim bu yeterli bir  cevap olmuştur umarım!" idi. Hümanın verdiği karşılıksa oldukça manidardı kadına gıcık bir tebessüm göndererek,

"Dünya beş para etmiyor yanlız" diyerek gayet sakin bir şekilde lafını söyleyip oradan uzaklaşmıştı.

Yine aklına Ali'nin dedikleri gelmişti. Okulun önünde onu bekleyen Rüzgar'ı görmeden "Ah Ali ah biz kızların en çok taktıkları şeydir göbek, kilo sorunları. Psikolojim alt üst olmazsa iyidir!"
Tabi bu sözleri son anda duymuştu Rüzgar.

"Ney ney ney öğretmen hanım? Hangi angut! size göbeğiniz olduğunu söyledi, affedin ama ağzını burnunu kırmak isterim." diyerek susturmuştu genç kızın düşüncelerini.

"Ah siz burada ne yapıyorsunuz, bir işiniz mi var sizinde?" diyerek merakını gidermek istemişti.
"Beni yağu- ah pardon Ali gönderdi, sanırım yine bir haltlar çevirmiş yalvardı bana.
'Ay Rızgır sını ılk dıfı işimm dişti, biri bir ışı yırıdığını gırıyım,Hüma'yı git sin il' diyerek yalvardı bana,eh bende vicdanlı bir insanım kıramadım keratayı!" işte seni bekledim "diyerek 32 diş sırıtmıştı.

" Ah ne gerek vardı keşke beklemeseydiniz ya da haber verseydiniz daha çabuk işimi halletmeye çalışırdım, üzgünüm. " diyerek mahcup olduğunu belirtmişti.Evet Hüma mahcup olmayı sevmezdi.