ALTINCI BÖLÜM
Olan biteni daha iyi anlamak için onlara yaklaşmıştım. Kollarımı kapının üzerine koyduktan sonra sırıtarak onları izliyordum. Şu anda bana, Taemin'i bu durumda izlemekten daha çok keyif verici bir şey olamazdı.
"Her yerde seni arıyorum. Neredesin?" Taemin'in koluna girip koala gibi kolunu sıkıca sarmıştı. Kitap olan eliyle kızdan kurtulmaya çalışıyordu.
"Beni nasıl buldun?" Kızın umrunda değilmişçesine koluna asılmaya devam ediyorken Taemin kızın demir parmaklıklardan beter olan kollarından kaçmak için çabalıyordu.
"Unuttun mu? Tatilde bana adresini vermiştin." Cebinden bir kağıt çıkartarak koca bir gülümsemeyle yüzünün önünde salladı. "Bende seni görmeye geldim." Tatillere bile birlikte gitmiş olsak da Taemin'in kız arkadaş edindiğini fark edememiştim.
"Sana adres falan-"
"Jaeshi teyze evde olmadığını söyleyince çok üzülmüştüm. Tam da seni aramaya başladığımda karşıma çıktın. Bu bir tesadüf olamaz değil mi?" Bu kader olmalı falan demesini de beklemiştim. Taemin'i ilk defa bir kız tarafından -beni saymazsanız tabii- bu kadar aciz bırakılmıştı. Genelde kızlar Taemin'i şaşırtıcı bile şekilde yakışıklı buldukları için peşinden ayrılmazlardı ama bu kadar da ileriye gitmezlerdi. Kendime engel olamayarak gülerken ağzımı kapattım.
Taemin kıza cevap vermeden önce bana döndü. Aklına bir fikir gelmişçesine gözlerini kocaman açmıştı. "Minjae ile ders çalışacaktık. Değil mi Minjae? Şimdi bırak beni de gideyim." Çaresizliğini anlayınca artık debelenmeyi bıraktı.
"Minjae?" Kız da bana dönünce yüz hatlarını daha iyi görme fırsatı yakalamıştım. Şirin bir yüzü olduğunu itiraf etmeliydim. Ayrıca Taemin'in kardeşi olamayacak kadar büyüktü de.
"Ders mi? Çoktan ders çalıştığımızı sanıyordum."
"Daha anlatmadığım bir sürü türev çeşidi var. Onlardan devam etmek zorundayız. Sınavlar pazartesi başlıyor." Kız onu sonunda bıraktığında bahçe kapısına doğru ilerledi.
Benden yardım isteyecek kadar çaresiz kaldığını görmek keyif vericiydi. Ama bugünlük fazlasıyla Taemin'e katlanmıştım. Bu yüzden onu bu kızla başbaşa bırakmak en iyi fikirdi. "Yeterince ders çalıştığımızı düşünüyorum. Yarın görüşürüz." Elimi sallayarak sahte bir gülümsemeyle evin kapısına doğru yürürken Taemin o kızla beraber oldukları yerde bırakmıştım.
εїзεїзεїз
"Bu soruda x'e değer vermen gerekiyor." Kalemiyle beşinci soruyu işaret ederek söyledi. Buna daha fazla dayanamayacağımı düşünerek kollarımı masanın üzerine koyduktan sonra başımı yasladım. Yaklaşık iki saattir matematik anlatıyordu ve ben bile sıkılmışken o hala sıkılmamıştı. "Yah, Minjae!" Eliyle başımı kaldırmam için kolumu dürttü.
"Ne?!" Başımı kaldırmadan sordum.
"Bu soruyu da çöz. Ondan sonra arkadakileri de yapacaksın. Sonra bir de şu test var. Ayrıca ünite sonu değerlendirmelerini de çözmen gerek. Ah, unutmadan-"
"Selam, Minjae. Taemin." Taemin'in konuşmasını bölen Gyujin'in sesini duyunca birden başımı kaldırdım. Geleceğini daha önceden söylemediği için birden telaşlanmıştım. Bilseydim eğer üzerime düzgün bir şeyler giyerdim. Eşofman ve kapüşon ile karşısında durmazdım. "Ders çalışıyorsunuz sanırım. Ben içeriye geçiyorum." Birkaç saniye bile durmadan gülümseyerek çekip gittiğinde artık yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
![](https://img.wattpad.com/cover/19556977-288-k810095.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When Love Calls You
FanfictionBir gün uyandığınızda gözlerinizi farklı bir evde açmış olsaydınız, ne hissederdiniz? Peki bu farklı evde, içinde yaşamak istediğiniz en son kişi bulunsaydı? Sadece iki ay içerisinde duygularınızın kontrolünün sizin elinizden çıkacağını bilseydiniz...