Öncelikle bu bölüm sonuna kadar kalp atışlarımızda herhangi bir değişiklik yaşattıramayacağım için üzgünüm haha ama bu birkaç bölüm geçiş bölümü olacağı için böyle sürebilir. :D Yorum yapıp vote'lamayı unutmayın :D
ON İKİNCİ BÖLÜM
Taemin ile birlikte ders bitiminde arşive doğru ilerlemeye başlamıştık. Bayan Baek hangimize ceza vereceğini bilmediği için cezanın iki kişi tarafından paylaşılmasını uygun görmüştü, her ne kadar ben uygun görmesem de. Bir yandan Taemin ile bütün hafta boyunca arşivde tıkılı kalacağıma üzülürken diğer yandan ikimizin de disiplin cezası almadığımız için seviniyordum.
"Daha ne kadar bekleyeceğim?" Neredeyse koridorun başında olan Taemin merdiven basamaklarına gelince arkasını dönüp sormuştu. Elimdeki onca yüke rağmen bu kadar hızlı yürüyebilmem bile bir mucizeyken Taemin benden daha hızlı yürüyüp yürüyemeyeceğimi öğrenmek istiyordu.
"Beklemene gerek yok. Sen önden gidebilirsin." Dosyaları tuttuğum yerde Taemin'e gitmesi için el işareti yapmıştım. Derin bir iç çekerek hızla yanıma geldi ve elimdeki dosya yükünün birazını kendi yüklerine ekledi.
"Şimdi biraz daha hızlı olabilirsin sanırım." Yürümeye başlayınca arkada kalmamak için adımlarımı hızlandırdım. Yavaş yürümemden şikayetçi olan Taemin bana dosyaları taşımamda yardım mı ediyordu?
"Beni beklemene gerek olmadığını söylemiştim..." Mırıldanarak konuşmaya başlayınca bana döndü.
"Beni tek başıma bırakıp kaçmayacağını nereden bileyim?" Sırıttı.
"Öyle bir şey yapamayacağımı biliyorsun." Sonuçta arşivde bulunduğumuza dair deftere imza atıyorduk ki eğer Taemin benim yerime bunu yapsaydı el yazısında anlaşılırdı.
Odaya girdiğimizde bizden başka iki kişi daha içeride bulunuyordu. Kapının sesini duyduklarında bize döndüler. Birisi hiç tanımadığım ama üst sınıflardan birisi olduğunu düşündüğüm bir kişiydi. Diğeri ise... Seyong? Onun burada ne işi vardı? Yoksa tahminlerimdeki gibi kopya işinde onun da parmağı mı bulunuyordu?
İlerleyerek elimdeki dosyaları masaya koyduktan sonra kollarımı ovuşturdum. Kollarımdan sanki bir ton yük kalkmış gibi hissetmiştim. Bir anlık başımı kaldırınca Seyong ile tekrar göz göze gelmiştik. Gözlerini hızla kaçırdıktan sonra işi ile ilgilenmeye devam ederken şüpheli bir takım hareketler sergiliyordu. Detayları çok fark edebilen birisi değilim ama, kim olsa tavırlarındaki değişikliği fark edebilirdi. Seyong'un yanına yaklaşmaya çalıştım. Onun kopya olayında bir suçu olmasa bile neden burada olduğunu merak ediyordum. Nasıl bir tesadüf ki aynı zaman diliminde aynı yerde cezalandırılıyorduk. Boğazımı temizledikten sonra konuşmaya başladım. "Seyong, sen ned-" Daha konuşmamı bitiremeden Bayan Baek kapıda durarak içeriye girmeden başını uzattı.
"Gelmişsiniz demek..." Bana bakarak konuşurken odağını odadaki diğer ikiliye çevirmişti. " Siz gidebilirsiniz. Artık burada bu iki arkadaşınız görev alacak." Seyong sanki içinde nefesini tutuyormuşçasını derin bir soluk vermişti. Elindeki işi yarım bırakarak kapıdan çıkmıştı. Böylece gittiğine göre bu iş gerçekten sıkıcı olmalıydı. "Siz ikinizden biri gelsin. İçeri getirilecek birkaç dosya daha var." Kapıyı yarım açık bırakarak gittikten sonra Taemin'in kapıya yöneldiğini gördüm. Kapıdan çıkarken onu izlediğimi fark etmiş olacak ki bana doğru döndü. Birkaç saniye bir şey söylemeden bakışırken sonunda konuştu.
"Hemen dönerim." Kapıdan çıktığında koca odada tek başıma kaldığım için bir an kendimi yalnız hissetmiştim. Taemin gelene kadar bir şeylerle oyalanmak için raflarda bulunan eski dosyalara göz atmaya başladım. Tüm öğrenciler için hazırlanmış dosyalar sırasıyla dizilmişti. Dosyaların üzerindeki isimlere bakarken dikkatimi bir isim çekmişti: Lee Taemin. Çizgifilmlerdeki kötü karakterler gibi ellerimi ovuşturduktan sonra dosyaya elimi uzattım. Tam kapağını açacakken arkadan Taemin'in sesini duymamla beraber irkildim. "Minjae..." Arkamı dönerken Taemin görmesin diye dosyayı arkama saklamıştım ama o kadar yakın duruyordu ki dosyanın üzerinde yazan ismini okumuş olma ihtimali yüksekti. "Arkanda sakladığın şey nedir?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
When Love Calls You
FanfictionBir gün uyandığınızda gözlerinizi farklı bir evde açmış olsaydınız, ne hissederdiniz? Peki bu farklı evde, içinde yaşamak istediğiniz en son kişi bulunsaydı? Sadece iki ay içerisinde duygularınızın kontrolünün sizin elinizden çıkacağını bilseydiniz...