KAMP -4-

2.1K 91 11
                                    

Hadi bakalım acaba ne çeşitli çeşitli kişilerle karşılaşacağım? Sinir bozucu, ukala ve egoist olmasında. Nefret etmeyim daha otobüsteyken. Yavaş adımlarla boş bir yer arıyordum. Mübarek sanki savaşa gidiyoruz heryer dolu. Utanmasalar kucak kucağa gidecekler. Arkalarda bir çocuğın yanının boş oluğunu gördüm. Birinin üzerine oturmayacağım için şükrettim.

"Otura bilirmiyim boşsa?" Dedim aciz çıkan sesimle. Çocuk dışarı seyrederken bana döndüğünde masmavi gözleriyle karşı karşıya geldim. Çocuğun saçları siyah ve kıvırcıktı. Hayır yani çocuğun bu kadar taş olmasına mı yanayım? Yoksa yanının boş olmasına mı? Gözlerim bu doğa üstü varlığı görünce yuvalarından fırlayacaktı neredeyse.

Hı oldu o zaman canım ben kalkayım .s

"Oturabilirsin. Boş." Der demez biri kapacak düşüncesiyle yerleştim. Otobüsteki kızlar bana garip bir şekilde bakarken ürkmedim desem yalan olur. Madem çok istiyordunuz otursaydınız be canım? Çok geçmeden konuşmak için dudaklarımı araladım.

"Şey.. Ben burda yeniyimde. Daha doğrusu bu ülkede yeniyim. Türkiye'den geldim. Acaba sakıncası yoksa.. Yani tabi istemiyorsan hiç sorun değil." Çocuk bana salak mısın? Dermişçesine bakarken devam ettim. "Yardım ihtiyacım varda. Edebilir misin diye sorcaktım." Çocuk biraz suratıma bön bön baktı. Ne bakıyon? Diyecektim fakat demedim. Sonra anlam veremeyeceğim şekilde sırıttı.

"Bumuydu yani? Bende evlenme teklifi falan edicen zannettim." Dedi alayla.

Kocam sen olcaksan evleniriz be canım.
İç sesime küfür savurdum. İlla yavşayacak n'olcak!

"Neyse ya boşver. Bende salak gibi soru soruyorum işte." Diyerek önüme döndüm.

"Şişt. Bir dakika. Hemen bozulma ya. Şaka yapmıştım. Ben Okan yardım ederim sana merak etme. Asi kız." Ve tabiki ben 180 derece dönerim.

"Gerçekten mi?" Aynı reklamdaki 'çalıyomuydu gerçekteeen?' Diyen kızdan bir farkım yoktu.

"Hem asi hemde şirin kız." Dedi Okan. Çok geçmeden otobüs çalıştı ve yola koyulduk. Yol boyunca Okan'la keyifli sohbetler ettik. Belalı tiplerden uzak durmam için tembihlemişti. Otobüs durduğunda yavaş adımlarla aşağıya indik. Kamp hocası sandığım kişi konuşmaya başladı.

"Kampa hoşgeldiniz. Öncelikle her çadırda 2 kişi kalıcaksınız. Kız kıza ve erkek erkeğe. Eğer kaçamak yaparsanız kamptan kovulursunuz. Şimdi kiminle kalacağınıza karar verin ve otobüsten eşyalarınızı alıp gidin." Nasıl bir hoca bu böyle. Kaçamak yapmak nedir. Gerçi burası Almanya otobüsteki olanlardan sonra beklerdim bunlardan.

Ben daha kiminle aynı odada kalacağıma karar vermeden sarı saçlı, mavi gözlü, siyah kemik gözlüğü olan bir kız çıktı karşıma.

"Kalacak birini arıyorsun değil mi?" Diyerek soru bana. Sesi inceydi. Ama tatlıydı. Kafamı onaylar şekilde salladım.

"Peki benimle kalabilirsin buralı olmadığın çok belli." Diyerek valizimizi almaya gittik. Aferim Şimal bundanda paçayı yırttın. Valizimizi alıp kamptaki öğrencileri takip ettik. Öğrenciler durunca herkes kendi çadırını kurmaya başladı. Yolda gelirken kızım adının Perrie olduğunu öğrendim. Beraber çadırı kurmaya çalışırken hiç becerikli olduğumuzu sanmıyorum.

"Hanımlar yardım ister misiniz?" Yüzümü çevirdiğimde Okan olduğunu görünce gülümsedim.

"Büyük sevaba girersin." Diyerek karşılık verdim. Bizim yarım saatte yapamadığımızı Okan 10 dakikada yaparken ağzımız açık izliyorduk.

"Evet, benden bu kadar hadi görüşürüz." Diyerek gitti. Perrie ve ben eşyalarımızı içeri yerleştirdik. Hava kararmaya başlayınca kamp ateşi yakıp herkes etrafa üşüştü.

"Hadi herkes korku hikayesi anlatsın eğlenceli olur." Hocaların itirazlarına karşı kabul edilmişti. Yapmayın ama gece gece niye korkalım ki ne gerek var yani? Üstelik kütükte tek oturuyorum!

"Bir zamanlar evimizin yanında terk edilmiş bir klube vardı. O klubeye kimse girmezdi. Özellikle ben. Sonra bu evi süpürmek için ailem gitti. Beni çağırdılar ama ben gitmedim. Sonra evde tek kalınca ne yaptılar diye bakmak için gittiğimde heryer karanlıktı. 'Anne' diye bağırıyordum ama kimse cevap vermiyordu. Sonra bir beyaz varlık belirdi yüzünğ tam olarak seçemedim ama bedeni son derece solgundu. Çığlık atarak eve gittim. Ardından ailem geldi. Komşulara gittiğini söylediler. Bende onlara bakmaya geldiğini ve beyaz varlık gördüğümü söyledim ama inanmadılar. Akşam yemek yerken babam arkasında kimin olduğunu sordu. Ama kimse yoktu. Kulağına eğilip 'ona inanacaksın.' Demiş." Tüylerim ürperirken kamptakiler kendi yerlerine gitti.

Perrie bana gelmiyor musun diye sorduğunda ona gitmesini kendimi iyi hissetmediğimi söyledim. Biraz dolandıktan sonra bir uluma sesi duydum. Korkudan hemen koşarak kendi çadırıma doğru gidiyordum. Sert bir cisme çarptığımda kocaman bir çığlık attım.

YURT DIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin