SİXPACK AŞKINA -11-

1.2K 74 44
                                    

"Beğenmiyorsan siktir git, yeme. Ben yerim." Öfkeliyken küfür çok ederim. Bilin istedim. Çünkü Şimal olmak bunu gerektirir. Salata tabağına uzanarak kendi önüme çektim.

"Ver lan şu tabağı, açız." Ona 'De sixtir lo.' Bakışımı attıktan sonra çatalımı salataya gömdüm. "Çok güzel yapmışım ayrıca." Oda bana bakıp 'yav he he.' Bakışını attıktan sonra önümdeki salatayı kendi bölgesine aldı.

"Yeme lan!" Diye sinirli çıkışımdan sonra omuz silkti. Katıksız hıyar.

***

Sabah olduğunda üstümde sanki bir dünya ağırlığı vardı. Gözlerimi araladığımda bu ağırlığın aslında İrem olduğunu fark ettim.

"Kalk lan üstümden." Diyerek onu diğer tarafa doğru ittim. "Yavaş be. Uyuyoruz şurada."

"Benim üstümde uyuma, yatak denen birşey var kafir." Omuz silkerek uykusuna devam etti. Yataktan kalktıktan sonra valizimden birkaç eşya çıkartıp üstüme geçirdim. Dışarı çıktığımda daha kimse uyanmamıştı. Kafeteryaya doğru yürüdüm.

"Kaşarlı tost birde çay verir misin?" Oradaki teyzelerden biri kafasını salladı. İstediklerim geldikten sonra teyzeye döndüm. "Borcum ne kadar?"

"15₺ kızım." Gözlerim yuvalarından çıkarcasına ona döndüm. 15 mi? "Oha teyze ne yaptın ya! Kaşarı altına mı batırdın ne yaptın? 15₺ nedir?" Deyip azarlamaya başladım. Bulunmaz hint kumaşı sanki kaşar anasını satayım.

"Valla kızım buradaki fiyatlar biraz pahalı." Biraz mı? Hadi ekmek büyük olsa birşey demiyeceğim. Ekmek küçücük ayrıca bi kaşar koydu anasını satayım! Cebimden parayı çıkartıp masanın üzerie koydum.

Tamamen doyduğumda voleybol sahası dikkatimi çekmişti. Sabah erkenden yapmışlar galiba. Benim voleybolum oldukça iyidir. Aynı şekilde İrem'le bir araya geldiğimizde üstümüze kimseyi tanımayız.

Daldığım düşüncelerden çıkınca Doğaç'ın yanıma oturduğunu gördüm.

"Erkenciyiz bugün." Dedi gülümseyerek. "Uyku tutmadı ya. İrem saolsun üzerime çullandığı için." Deyip omuz silktim.

"İrem?" Dedi soru soran gözlerle. "Dün tavuğu az daha yakacak olan şahıs." Dediğimde anlamışçasına kaşlarını havaya kaldırdı. "Bence senin keyfini yerine getirecek birşey biliyorum." Dediğinde ona döndüm. "Neymiş o?"

Kafasıyla voleybol sahasını gösterdi. "Var mısın maça?" Dediğinde ona alayla güldüm. "Kaybetmeye hazır ol." Deyip yanağını sıktım.

Koşarak bizim çadıra girdim ve Perrie'nin yanına çömeldim. "Perrie kalk Okan'ı falan kaldır. Voleybol maçı yapacağız hadi!" Dediğimde homurdandı. "Beş dakika daha." Dedi.

"Ya beş dakikamız falan yok. Kalk hadi çabuk." Dediğimde huysuzlanarak kalktı. Gülümseyip hızla kış uykusuna yatan İrem'e döndüm. Haydi Bismillah.

"İrem kalk hadi voleybol maçı yapıcaz."

"Hıı." Deyip arkasını döndü. "Lan kalk maç var diyorum, su dökerim he."

"Ya git başımdan." Deyip eliyle savurdu. Uyurken nasıl bunları başarabiliyor arkadaş!

"İrem dışarıda Francisco var!" Hızla yataktan fırlayarak gözleri büyümüş etrafa bakıyordu.

"HANİ NERDE? HANİ NERDE LAN? BEN NİYE GÖREMİYORUM." Neden bunu daha önce düşünmemiştim ki. Kıza bak bir Francisco ismini duydu yataktan atladı bildiğin.

"Voleybol sahasında seni bekliyor." Diyerek hazırlanmaları için dışarı çıktım.

Deran'ı karşımda görünce sorgulayan gözlerle ona baktım. "Kim seni maça davet etti lan?"

"Kendim." Dediğinde alayla gülümsedi. "İyi. Sen de kaybetmeye hazır ol." Deyip voleybol sahasına doğru yürümeye başladım. İrem, Perrie ve Okan birlikte gülüşe gülüşe geldiler. Kendimi bir an dışlanmış hissettim lan.

"Erkekler kızlara karşı," Deyip Okan topu bize attı. "Bayanlar önden."

"Canınızı okuyacağız." Deyip alttan servis kullandım. Aralarında paslaşarak bize doğru attılar. İrem reyiz hızla gelip Perrie'ye pas attı. Perrie de topu sert bir şekilde karşıya gönderirken ilk sayıyı biz aldık.

***

Maç sonu olduğunda tabikide biz kazandık. Deran yanıma geldiğinde ona cool cool bakışlar yolladım. "Hafife almışım seni." Tabikide glw ne sandın. Beraber kumsalda yürüyüp kuma oturduk. Oturduğumuzda Deran üstündeki tişörtü çıkardığında büyümüş gözlerle onu seyrettim.

"Hay bin baklava aşkına!" Dediğimde kahkaha atıp durdu. "Hepsi senin mi?" Diye soruverdim.

"Ney hepsi benim mi?"

"Sixpack diyorum hepsi senin mi?" Yüzüme bir süre sonra baktıktan sonra yaklaştı.

"Eğer beni öpersen, dokunabilirsin." Bir an cazip gelse de namuslu bir kızım ben. Homurdanarak önüme döndüm "Rüyanda görürsün." Deyip kollarımı göğsümde birleştirdim. "Rüyamda gördüm. Gerçekte de olacak."

"Yav he he." Gözlerimi devirdim. Aklıma süper bir fikir geldiği için hızla Deran şahısına döndüm.

"Aslında neden senden böyle birşey istiyorum ki? Benim kilo kilo baklavalı Doğaç'ım var. Sen dokundurtmazsan giderim onunkine donunurum. Hadi eyvallah." Diyerek yerimden kalkacakken kolumdan çekip tekrar kuma yapıştım. "Otur oturduğun yerde sinir etme beni!" Öfkeyle solurken kafasını çevirip küfür savurdu.

"Hay sokayım böyle işe. Doğaç'ım mı? Ne zaman sahiplendin lan o bebeyi? Üstelik o bebenin neresinde kas var ulan? Yürüyen kemik." Birden aklıma yürüyen parfüm şişesi geldiği için istemsizce sırıttım.

"Ne oldu? Yoksa kıskanıyor musun? Hem o senden daha yakışıklı, kaslı ve iyi biri. Sen ise hödük, öküz, piç, egospunun tekisin." Şu kas konusunda çok hassasımdır. Şuan sanki bunlar wattpaden fırlamış gibi anasını satayım. Masum kız kötü çocuk o hesap.

"O çocuğun ölüsünü sikeyim ben." Deyip homurdandı. "Terbiyeli ol be kız var karşında."

"Sanki hiç küfür etmedin." Deyip gözlerini devirdi. Evet, ettim ama konumuz bu değil!

"Şu baklavalarını gözümün önünden çek! Gidicem şimdi Doğaç'ın yanına." Cidden gözlerimi ayıramıyordum. Her iki kelimemden birini söylerken baklavalarına kayıyordu gözüm.

"Başlatma Doğraç'ına" deyip kollarımdan tutup üstüne çıkardı. "Napıyon lan manyak?" Deyip gözlerim dolar işareti olacağına baklava işareti oluyordu. The Walking Dead'da zombi olursam millet beyin derken ben baklava deyip gezerim ulan. Ellerim baklavacıklara doğru ilerlerken bir kol gene tuttu.

"Öpecek misin?" Tescilli sapık! "Bi bakayım... Hayır." Deyip üzerinden kalkmaya çalıştım. ( Fesatlaşmayın lan karnına oturdum. ) Ellerimi hala tutarken sixpacklerin üzerine koydu.

HAY BİN SİXPACK AŞKINA!

Elim ayağım titriyor yeminlen. Abi ordan ben 20 kilo baklava alabilir miyim? Ellerim üzerinde titrerken neden bu kadar heyecanlandığımı kendi kendime sordum.

Neden bu kadar heyecanlandın?
Bilmem. (Tamam lan vurmayın gidiyorum.)

"Bunlar orjinal mi? Yoksa takma mı?" Deyip gözlerimi baklavalarından ayırmadan izliyordum. Çok mu sıcak oldu ne? Bedenimin kıpkırmızı olduğuna her iddasına varım.

"Orjinal." Deyip pis pis sırıttı. Uka-baklavalı. Ellerimi hareket ettirip yukarı doğru çıkardı. Yanıyorum anne! Daha sonra elimi ani bir hareketle başının yan taraflarına koydu. Tabi bununla birlikte yüzüm onun yüzüne değecek kadar yakınına gelmişti.

Nefesi yüzümü okşarken ben cidden yanıyorum. "Öpücük?" Şuan ona nah işareti yapmayı çok istersim ama terbiyem müsade etmez. Gerci şu durumda bile terbiye diyorum.

"Asla." Deyip pis pis gülümsedim.

"Sen yapmazsan ben yaparım o zaman."

Hop dedik lan bir dakika!

YURT DIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin