SELFİE -15-

1K 63 20
                                    

"Deran! Kahvem nerede kaldı?" diye onu çağırırken bana ölümcül bakışlar atıyordu. Bu kıkırdamama sebep olurken kahveyi getirip sinirli bir şekilde sehpaya koydu. "Al!" ona ters ters baktım. Daha sonra vurgulu ses tonumla konuşmaya başladım,

"Al değil. Alır mısın? Diyeceksin." dediğimde öfkeyle soludu. Tamam, biraz şansımı zorluyordum. "Al şunu ve zıkkımlan Şimal!" omuz silktikten sonra kahvemden bir yudum aldım. Kahve boğazımı yakıyordu ve bu yüzümü ekşitmeme neden oldu.

"Bu ne lan? Tadı tuzu yok!" diye masaya koyduğum kahveyi ileri doğru ittirdim. Bir kahveye bir bana baktıktan sonra alıp çöp kutusuna attı. "Afiyet olsun." gözlerimi devirdim ve ayaklanmaya başladım. "Nereye?" sorgulu sözlerle beni süzerken ona döndüm.

"Kızlarla... Bir dakika! Bundan sana ne?" derin bir nefes aldı ve sabır dilermişçesine kafasını havaya kaldırdı. Bu çocuk müslüman mıydı? Adı türk ama müslüman olduğu ne mağlum. Ani bir şekilde ona döndüm. "Birşey mi diyeceksin?" Alekta Movik Movik.

"Sen müslüman mısın?" Ani sorum üzerine gözlerini bana dikti. "Hayır, satanistim ben. Kedi kesiyorum." dediğinde gözlerimi büyüretek baktım. Ağızım 'o' şeklini aldığında tedirgin olup bana doğru geldi. "Sakın. İnandığını söyleme bana." kafamı sallayıp kendime geldiğim. Elimi kaldırıp indirdim ve kızların yanına doğru yürüdüm.

İrem ve Perrie'yi gördüğümde el salladım. Beni fark ettiklerine yanlarına doğru yürüdüm ki Okan ve Doğaç'ta onların yanındaydı. "Selam kızlar!" diyerek giriştim hemen. Kuma oturduk hep birlikte ve Doğaç'ın iyileşmiş yüzünü inceledim. "Sen... İyi misin?" dedim durgun çıkan sesimle. Bana bakıp gülümsedi. "Merak etme iyiyim. Hep olur böyle şeyler." ne yani bunlar hep kavga mı ediyorlardı? HEP?

"Özür dilerim. Hepsi benim suçum. Seninle konuşmamamı istiyordu karşılığında çevremdekilere zarar vereceğini söyledi. Ben dinlememiştim. Gerçekten özür dilerim." gülümsemesi hala yüzündeyke elini saçlarıma geçirip karıştırdı.

Ama sen en nefret ettiğim şeyi yapıyorsun!

"Sorun değil. Boş versene. Deran'dan bahsediyoruz nede olsa. Bu arada geçen gün yanında sarı saçlı bir kız vardı. Bilmek istersin diye düşündüm." dediğinde zoraki bir gülümseme yerleştirdim. İçime sanki teker teker iğneler batıyor gibi hissettim. Seni şımarık piç! "Hadi Selfie yapalım!" diye atladı İrem. Boşuna gavur demiyorum bu kıza. Okan ve Perrie'de onayladıktan sonra omuz silkip telefonumu çıkardım. Millet yanlarımda yerini aldığında Deran'ı fark ettim. Sarı saçlı kız ha?

"Deran sende gelsene Selfie yapıyoruz!" dediğimde bana ters bir bakış attı. "Asla! Kezbanlıkta sınır tanımıyorsun gene." dediğinde dudağımı büzdüm daha sonra da omuz silktim.

"Ben kezbansam eğer sende hakiki alman kekosusun lan! Hem ne demiş ünlü şair;
BUT FİRST, LET ME TAKE A SELFİE!" dediğimde yüzünü buruşturdu ve elini cebine attı. Çok havalı durduğunu söyleyebilirim!

Selfie faslı bittiğinde Doğaç konuşmak için dudaklarını araladı, "İrem bize hiç kendini tanıtmadın?" dediğinde biraz duraksadı. Gözüm Deran'a kaydığında hiç burada birşey dinliyormuş gibi gelmiyordu.

"Ben İrem. 17 yaşıdayım. Türkiye'den katılıyorum. En uygun taliplerimi bekliyorum." dediğinde kıkırdadım. "Talibe gerek yok, bebeğim. Ben sana yeterim." dediğinde Okan ağızımdan bir 'ov' kelimesi çıktı. İrem onu dirseğiyle dürttüğünde kulağına birşey fısıldadı.

Onların bu haline gülümsediğimde tekrar Deran'a döndüğüm. Sıkılmış bir şekilde ellerini saçlarına geçirdi.

Bu çocuk neden bu kadar çekici!

"Ben bir lavaboya gideyim." dediğimde ayaklandım. Lavaboya girdiğimde bir süre öylece aynadan kendime baktım. Biri var mı diye dolaştığımda kimse yoktu. Bir süre sonra kapı sertçe açıkdığında ürkmüştüm. Deran'ı gördüğümde ise kısa bir şok geçirdim.

"Deran burası kızlar tuvaleti biliyorsun değil mi?" Üstüme gelmeye başladığında popomu mermere yapıştırdım. "Cidden... Yalnışlıkla geldiğimi düşünmüyorsun değil mi?" diye sorduğumda dudağımı büzüp omuz silktim.

"Bilmem... Bizim hocayada oluyordu. Çişini sonuna kadar tutarsan nereye girdiğini bile bilemezsin." dediğimde gözlerini devirdi. "Kapa çeneni!" deyip tuvaleti kitledi. "Bir dakika! Burada emir veren benim. Ayrıca tuvaleti neden kitledin?" tamam sinirli olmam gerekiyor. Sarı saçlı kızmış. Hah! Gösteririm ben ona.

"Birincisi, kahvenin öcünü alacağım. İkincisi, sana Doğaç'tan uzak dur dedim değil mi? Ceza listene buda eklendi, Küçük Hanım. Üçüncüsü, Şuan seni öpmek için çıldırıyorum. Haberin var mı senin? Şimdi bunların cezasını nasıl alabilirim senden?" söylediği şeyler üzerine kısa bir şok geçirsem de toparlandım. Tabi... Alev almaya başladığımı saymazsam eğer.

"O dudaklarını benden uzak tut! Ben sana başka kızlarla görüşmeni yasaklıyor muyum? Bir de sarışınmış! Gerçek rengi kahverengi olduğuna her iddasına varım!" hem beni sahipleniyor, hem de kendisi başka kızlarla görüşüyor. Aptal!

"Sen beni kıskanıyor musun?" Ah... Evet seni kendini beğenmiş ukala!

"Hayır, saçmalama. O kadar değerli değilsin." dediğimde bana bir adım yaklaştı. Kalbim delicesine atarken gözlerinin içine bakıyordum. "Neden bu kadar büyük tepki verdin o zaman?" dediğinde başımı yere eğdim. Elini yanağıma koyduğunda alevler içinde yanıyordum.

Burası sıcak mı oldu ne?

Tekarar gözlerine baktığımda konuşmaya başladım,

"Çünkü lanet olası, Seni seviyorum."

İnstagram; SmlEraslan

YURT DIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin