BEYİN -20-

887 48 1
                                    

Multimedya için teşekkürler ^^

Numaraya baktığımda Deran'ın ismini gördüm. Ne kadar da düşünceli olmuş! Mesaj yazma kısmına dokunarak yazmaya başladım,

''Misafir var. Önemli bir şey mi?'' dediğim gibi gönder tuşuna bastım. Merdivenlerin son basamaklarını indikten sonra kendimi salona attım. Annem beni gördüğünde bir süre baktı. ''Sen mi geldin?''

''Yok.'' deyip gözlerimi devirdim. Hiçbir zaman anlamayacağım bir sorudur bu. Görüyorsun beni, ne diye 'sen mi geldin?' diye soruyorsun ki?

Hayır anne, kayınçom bana çok benziyor o geldi.

Bartu denen çocuğa kısa bir bakış atarak oturdum. Telefonum titrediğinde tekrar çıkardım.

''Önemli. Evinizin ilerisinde ara sokak var. Oraya gel.'' Emrin olur!

''İzninizle, benim dışarı çıkmam lazım.'' Deyip ayaklanmaya başladım. Annem bana ters bir bakış attığında ne diyeceğini anlamışçasına konuşmaya başladım, ''Birini dövmeyeceğim. Ya da yanlış bir şey yapmayacağım.'' dediğimde memnun olmuşçasına dudakları yukarı kıvrıldı. Annemin bana birini dövmememi söylemesinin nedeni küçüklüğümdem gelen birşeydir. Okul çıkışında başkasının kavgası bile olsa çıkıp kızı iyice benzetmişliğim vardır. Tamamen hormonlarla ilgilidir. Gerçi biraz halaya çektiğim doğrudur.

Beyaz converseleri ayağıma geçirip dışarı çıktım. Yaklaşık yirmi adımdık yoldan sonra ara sokağa girdim.

Bilin bakalım ne var? HİÇ BİRŞEY.

''Oyun mu oynuyor bu benimle?'' deyip geri dönecekken ayıcıkla karşıma çıktı. Bu filmlerde falan olmuyormuydu? Elinde çikolata vardı üstelik! Ayıcığın diğer elinde de 'Affet Beni.' yazıyordu. O kadar da öküz değilmiş.

"Deran'ın iyi kalpli ikizimisin lan sen? Yoksa uzaylı mısın? Deran'ın bedeninden çık çabuk!" bu kadar garipsemem normal. Neden mi?

Arkadaşlar, Deran'dan bahsediyoruz.

Hani şu baklavalı öküz olan.

"Komik durduğumun farkındayım ama bu benim." dediğinde kıkırdadım. Yanına gidip çikolatayı aldım. "İlk olarak öpseydin beni?" diye söylendiğinde omuz silkip çikolatadan bir ısırık aldım.

"Çikolataya zaafım var tamam mı?" dediğimde ikinci ısırığımı almıştım. Kaşlarını havaya kaldırıp cevapladı,

"Belli." deyip anımı öptü. Düşündüm de çikolata bekleyebilir. Paketine geri sarıp gözlerinin içine baktım. "Beni affettiğine göre artık normal şeyler konuşabiliriz. Misafir var demiştin, adı ney?" sorduğu soru üzerine afallamıştım. "Bartu." diyerek uzatmadan söylemiştim. Düşünür gibi şakaklarını kaşıdı.

"Yani erkek?" dediğinde bir süre yüzüne aval aval baktım. "Hayır travesti. Tövbe Yarabbim. Sizi sayıylamı yolluyorlar lan bana? Salak salak sorular soruyorsunuz." bir an anına vurup 'benden bu kadar, gidiyorum.' deyip gider zannetim fakat öyle olmadı. "İyi. Erkek olduğuna göre tanışabiliriz." derken pörtlemiş gözlerimi ona diktim.

Asla! Asla! Asla!

***

Kahretsin! Kahretsin! Kahretsin!

Niye mi? Deran pisliği kazanmıştı. Sonuç olarak eve tanıştırmaya gidiyorduk. Evin kapısı açıldığında içeri utana sıkıla girdim. Annem ve kuzenim bana anlamsızca bakarken konuşmaya başladım,

"Anne, Kayra ve yeni gelen Bartu. Bu Deran. Benim... arkadaşım." annem olduğundan ötürü söylemeye çekinmiştim. Deran bana ölümcül bakışlar atıyordu. Kabul, herşeyi batırdım. "Memnun olduk. Madem kadro tamamlandı, siz çocuklar Şimal'in odasına çıkın. Biz büyükler biraz sohbet edelim." annemin söylediği söz üzerine kızarmış halimde odama çıktım. İrem'i gördüğümde ayakta olduğuna şükrettim. Çok şükür uyumuyor.

Yerdeki pufları çekip bir tanesine oturdum. Herkes oturduğunda İrem konuşmaya başladı,

"Arkadaş yeni mi?" diye sordu kafasıyla Bartu'yu işaret ederek. "Hayır, Perwolle yıkandı." ağızımdan istemsiz olarak çıkan replik sayesinde herkes bana 'terket burayı' bakışları atıyordu. İrem omuz silkip Deran'a döndü.

"Eniştem gelmiş." dediğinde gözümü büyüterek karnına dirseğimi geçirdim. Ağızından bir 'ah' kelimesi çıkmıştı. "Enişte mi?" diye sordu Kayra tek kaşını kaldırıp. "Ne eniştesi ya saçma..." sözümü Deran kesmişti.

"Of yeter. Erkek arkadaşıyım ben onun. Bunaldım be." diye isyan ettiğinde kafamı ona çevirdim. Sıçtın Şimal. Kayra pezevengi şikayet etmezse gene yırttım demektir. Bir an Kayra 'çoh hojdır ama banena.' diyecek zannetim fakat demedi. "Demek annenin arkasından iş çeviriyorsun ha? Canım kuzenim benim." Kayra'nın sözlerinden sonra ne diyeceğimi şaşırmıştım.

"Bir dakika siz kuzen misiniz?" Bartu ve Deran aynı anda konuşurken neye uğradığımızı şaşırmıştık. "Ah... Ne yazıkki bu aptal benim kuzenim." derken delici bakışkarımı Kayra'ya yönelttim. Matkap gibi bakışkarım var be.

"Her neyse. Birbirimizi daha iyi tanımak için soru soralım." Kayra'nın yönelttiği fikir üzerine 'oha beyin!' bakışları atıyordum. "Beynini sevdiğim. Ne kadar da güzel fikirler atarmış." diye zoraki bir gülümseme gönderdim. Oda yapmacık bir gülümseme gönderdi. "Peki ben başlayayım." Hepimiz Bartu'ya döndüğümüzde konuşmaya başladı.

"Adın?" deyip İrem'e baktı. O da şaşırmış bir şekilde baktı. "İrem." Bartu'nun anlamışçasına kaşlarını havaya kaldırdı. "Hobi?"

"Uyumak." ups... Şimdi başlıyoruz.
"Fobi?"

"Uyuyamamak." Bartu tek kaşını kaldırarak devam etti. "En sevdiğin ünlü?" diye sorduğunda İrem şakaklarını kaşıdı. Francisco diyecek kesin!

"Engin Altan Düzyatan." dediğinde ağızım 'o' şeklini almış İrem'e bakıyordum. Kafamı sallayıp kendime geldiğimde Bartu'ya döndüm. O da en az benim kadar şaşırmıştı. "Ruz ikizimi buldum!" deyip yerinden sıçradı Bartu.

Aha İrem vol 2.

"Birşey diyeceğim." İrem bana bakıp konuştuğunda devam etmesi için kafamı salladım. "Karınca zencinin koluna düştüğünde ne demiş?" diye sorduğunda bunun altından ne çıkacağını merak ediyordum. "Ne demiş?"

"Yine karakola düştüm demiş. Kara-Kol anladın mı?" deyip gülmeye başlamıştı. "Şimal?"

"..."

"Şimal orada mısın?"

"..." ani bir şekilde elimi anıma vurdum. "Kızım sen kahvaltıda beynini mi yedin? Bu ne geri zekâlılık!" diye patlayıverdim.

İrem'den;

Yaptığım espirinin sonunda Şimal'den tepki almayı başarabilmiştim. Diğer herkeste bana aynı şekilde bakıyordu. Gülüp devam ettim,

"Seda Sayan taklidi yapayım mı?" diye sorduğumda Bartu denen çocuktan onay aldım. Şimal'de kafasını salladığında ona döndüm.

Evet seçilmiş kişisin Şimal!

"Seda bir, Seda iki, Seda üç..." dediğimde Şimal ve Bartu aynı anda kafalarını vurdular. Hücreleriniz ölecek. Şimal ayaklandığında kapıya doğru yürüyordu. "Şimal?" diye seslendim. Kapının oraya vardığında açtı. "Şimal, nereye gidiyorsun?" diye seslendim ama çıkıp gitti.

Allah kahretsin seni İrem. Günahım neydi de senin iç sesin oldum. Gidiyorum ben!

Nereye gidiyorsun?

Cevap ver!

Küstün mü? Peki tamam.

Hem o kadar da kötü değildi. Komikti gâyet. Gülsenize.

YURT DIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin