DUYGULAR -13-

1.1K 68 7
                                    

"Deran!" bağırışımdan hemen sonra bir yumruk daha geçirdi. Geçirdiği ikinci bir yumruk sayesinde yere düşmüştü. "Deran dur yapma!" karnına bir tekme attığında ağızımdan bir çığlık çıkmıştı. Bana ters bir bakış attığında parmağıyla beni gösterdi.

"Sana da sıra gelecek!" dedi sinirli bir şekilde. Olduğum yerde tir tir titriyordum. Lanet olsun! Birşey yapmalıydım fakat olduğum yerde durmaktan başka hiçbir bok yapamıyordum!

Hadi! Yapabilirsin.

Deran'ı kolundan tutup engellemeye çalıştığımda sert bir şekilde beni itti. İtmenin etkisiyle dengemi kaybedip düşmüştüm. Lanet olası taş kafama geldiği için bilincimi kaybetmiştim.

***

"Hadi güzelim, uyan." duyduğum sözler karşısında kendime yavaş yavaş geliyordım. Malesef bedenim çok hassas bu yüzden darbelere karşı yenik düşüyordum. Gözlerimi araladığımda bulanık olan görüntümü birkaç kez kırpınca netleşti. "Ne oluyor lan?" deyip elimi şakaklarıma götürerek ovuşturdum.

"Dayak yedin." İrem'in sesini duyduğumda ona döndüm. Pis pis sırıtıp duruyordu. "Öldüm mü? Cehennemde miyim?" sorduğum soru karşısında Okan omuz silkti. "Kötü haber. Hala yaşıyorsun." elimi yanımda duran yastığa atıp yüzüme bastırdım.

"Kahretsin!" diye çığlık attım. Tabi yastık bu çığlığı engellemişti. Nefessiz kaldığımı hissetiğim zaman yastığı yüzümden çekerek kalktım. Deran düşeceğimi sanıp eliyle destek verdi. Anında elini çektim.

"Dokunma bana! Dün olanları adım gibi hatırlıyorum Deran kişisi!" sinirle patladım. gözleri şaşkınlıkla büyürken yerde duran terliklerimi ayağıma geçirdim. Bulunduğum odayı terk ettiğimde yandaki odaya girdim. Doğaç'ı çok pis benzetmiş olmalıydı! Yatakta uyurken yanına gidip oturdum. Gözü şişmiş ve karnının belirli bölgelerinde morluklar vardı. Ulan Deran bittin sen!

Eğilip yanağını öptüm. Zaten uyandığında birşey hatırlamayacaktı. O yüzden rahatım! Odayı terkedip kendi çadırıma doğru yürüdüm. Kafam zonklamaya devam ediyordu hala!

Daha şimdiden Deran'ı nasıl benzeteceğim hakkında milyonlarca fikir türetmiştim. Bunu bana yapmaya hakkı yoktu! Üstümdekileri değiştirdiğimde hazırlıklarımı bitirmiştim. Sahile doğru ilerlerken Deran'ı gördüm. Beni fark ettiğinde yanıma geliyordu. Bende ona hızla ilerlerken sert bir tokat attım.

"Pekala. Bunu hak ettim sanırsam." dedi. Bu haline daha da sinirlenirken kaşlarımı çattım. "Aptal! Senden nefret ediyorum. Ne yaptığının farkında mısın?" Yüz ifadesi ciddi bir biçim aldı.

"O şerefsize az bile! Hem bu tamamen senin suçun. Ben sana o çocukla konuşmayacaksın dedim." Hom bo tomomon sonon soçon. Bon sono o çocoklo konoşmoyocokson dodom. Omuzladondan ittim fakat haraket ettiremedim.

"Sana ne! Benim hayatıma karışmaktan vazgeç! Bela mısın nesin defol git. Senin kurallarına uymayacağımı söylemiştim. Hem git kendine başka kız bul! Beni istediğin zaman istediğin şeyi yaptıramazsın! Zaten sen tanıdığım en oros...-" sözümü onun dudakları kesmişti. Üst dudağımı emercesine öperken nedensizce öylece kala kalmıştım. Karşı gelemiyordum. Bana ne oluyor böyle? Benden ayrıldığında gözlerimin içine bakıyordu.

"Sana bu küfürler yakışmıyor, güzelim." Öylece ona bakıyordum. Tepkisiz. "Ama şunu unutma güzelim. Sen benden hoşlanıyorsun." dedi çok bilmişçesine. Ani bir şekilde onu ittirdim.

"N-Ne saçmalıyorsun sen!" Bana alayla güldü. Ellerim titriyordu. Vücudumun her yeri alev almıştı. Lanet olsun! Neden böyle oluyordu ki?

"Seni öptüğümde beni itmedin yada çekilmedin. Yüzün kıpkırmızı. Bir de hala bana tepki göstermedin. Sen beni seviyorsun her ne kadar inkar etsende." Söylediği sözler her yerimi iğne batmış gibi acıttı. Belki söyledikleri doğruydu. Gerçekten hoşlanıyordum ama istediklerini yapacağım anlamına gelmiyordu bu.

"Uzak dur benden." deyip onu tembihledim. Ağladığımı sanacağım anda çadıra doğru yürüdüm. Peşimden gelmemesi benim yararımaydı. Yatağa uzanıp bir süre öyle kaldım. Göz yaşlarımı şimdi serbest bırakabilirdim işte. Ağlamam yüzünden başım daha da zonkluyordu. Beş dakika sonra çadırın fermuarı açıldı. İçeri İrem girdiğinde hızla göz yaşlarımı sildim.

"Ağlıyor musun sen?" Yok halay çekiyorum! Burnumu çekip ona döndüm. "Hayır." dedim. Gözlerini devirip yanıma geldi.

"Ne olduğunu hemen anlatıyorsun, Küçük Hanım." Oflayarak ona döndüm. "Deran bana o çocukla görüşmememi söyledi. Bende inadına görüştüm. Daha sonra geçen gece yanıma gelmişti. Aralarında ne olduğunu sorduğumda bir kız yüzünden dedi. O sırada Doğaç kalkınca Deran'da peşinden gitti ve tabiki de bende peşlerinden gitmiştim. Daha sonra bu Doğaç'a yumruk attı. Karnına tekme falan attı. Bende durdurmak amaçlı kolunu çektiğimde beni ittirdi. Sonrasını biliyorsun zaten." Anlamışçasına kaşlarını havaya kaldırdı.

"Bağa yımrıh atti." Söylediğine güldüm. Oda benim gülmeme karşılık verdi. Derin bir nefes aldım ve devam ettim.

"Az öncede sahilde onu gördüm tek başına. Tokat attım. Sonra söylenmeye başladım. Tam ona küfür edecekken beni öptü. Karşı gelemedim, ondan hoşlandığımı söyledi. Bana istediği zaman istediği şeyleri yaptıramaz! Kimse beni öylesine öpemez!" söylediklerimden sonra gözlerim gene dolmuştu. (Benimde taksi demeyin evinize molotof atarım.)

"Duygularından kaçıyorsun. Söylediği gibi sende onu seviyorsun. Hadi ama seni tanıyorum!" Yemin ediyorum medyum bu kız. Ne ayaksın lan sen!

-Sağ.

"Salak salak konuşma be! Neresini sevcem onun!" deyip kollarımı göğsümde birleştirdim. Tamam belki birazcık sevebilirim ama konumuz bu değil!

YURT DIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin