SARHOŞ -16-

1.1K 61 5
                                    

Sabah olduğunda hocanın sesiyle uyanmıştık. Neden mi? Çünkü koşu yapacağız. Ne kadar harika (!) değil mi? Dün zaten Deran'a seni seviyorum demiştim. Daha sonra utancımdan oradan ayrılmıştım.

Yatağımdan kalktığımda İrem'i karşımda dikilirken gördüm. Gözümü kapadığımda ani bir şekilde tekrar açtım. "İrem?" gözlerim fal taşı gibi olurken bana sırıtıyordu. Bu kız nasıl uyandı lan?

"Evet" halisülasyon gördüğümü zanettiğimde gözlerimi ovuşturdum. Hala oradaydı... "Biri beni cimcikleyebilir mi? Muhtemelen rüya görüyorum." dediğimde kıkırdayarak yanıma gelip kolumu cimciklediğinde bağırdım. "Ne cimciriyon lan!" diye sitem ettiğimde gözlerini devirdi.

"Sen dedin. Allah Allah." rüya değil bildiğin karşımda duruyor! "O my Allah! Rüyanda Francisco'yu mu gördün de kalktın?" dediğimin üzerine kıkırdadı ve gözlerini başka yere çevirdi. "Sorun ne? Neden erken kalktın?" sorularımın üzerine omuz silkti. "Can sıkıntısı bilirsin işte." gözlerimi devirdim.

"İrem seni kaç senedir tanıyorum?" sorumun üzerine direk beklemeden cevap verdi. "Küçüklüğümüzden beri." kafamı bir kere salladım ve dikleştim.

"Yani senin birşeyler çevirip çevirmediğini anlayabilirim değil mi?" dediğimde dudağını büzüp ofladı. Bu haline kıkırdarken bıkkın bir şekilde konuşmaya başladı,

"Aman be. Gel dışarı birşey göstercem. Bu arada koşu yok." dedi. Karışmış saçlarımı kaşıdıktan sonra dışarı çıktım. Herkes bir yerden fırlayınca bağırdılar,

"Alles Gute zum Geburtstag, Şimal!" (Doğum günün kutlu olsun almancası bdkfjdj) Bir süre sonra ağlamaya başladım. "Duygusallaştı. Ondan ağlıyor. Canım benim ya." dediğinde daha çok ağladım.

"Ya mal mısın? Pijamalarla dışarı çıktım. Halime bak. Gidiyorum ben. Üstümü değiştircem sonra tekar yapın." deyip çadırın içine girdim. Hızla üstümü değiştirdim ve dışarı çıktım. Tekrar karşıma çıktıklarında gözlerim doldu.

"Yine mi olmadı?" diye sorduğunda hızla kafamı olumsuz anlamda salladım. "Saçmalama. Bu sefer duygulandım. Teşekkür ederim!" cidden doğum günümü ben unutmuştum ve süpriz oldu. Bütün herkes doğum günümü kutladığında teker teker hepsine sarıldım. Sıra Deran'a geldiğinde yanaklarım kızarmaya başlamıştı.

"Doğum günün kutlu olsun, güzelim." dedi ve sarıldı bana. Karşılık vererek ellerimi ensesine götürüp kokusunu içime çektim. Bu doğum günü hediyem olarak en güzeli diyebilirim. Ayrıldığımızda gülümsedim,

"Teşekkür ederim." gelip burnumu sıkarak sırıttı.

"Bu kadar yeter daha akşam parti var!" deyip İrem ve Perrie beni sürüklemeye başladı. "Ben iyiydim ya öyle!" diye söyleniyordum bir yandan. Klubeye giderken sarı çiyam kızı gördüm.

"Ay yine mi sen ya?" dediğinde gözlerimi devirdim. "Seni çok özledim ya." dedim yapmacık bir şekilde. Sinsice sırıtınca iç çektim. "Kıyamam." dedi. "Kızım defol git. Zaten yeterince alttan alıyorum seni." dediğimde yanımdan geçti. Hemen ona seslenerek konuştum,

"Bu arada tatlım, Deran'dan uzak dur." deyip klubeye girdim. Geçen gene çok havalıyım. Her neyse. Rahatlamıştım ama biraz. Kızlar makyajımı ve elbisemi verdikten sonra aynanın karşısına geçtim. Sarı arkaya doğru uzanan elbise cidden çok hoş durmuştu. Saçlarımıda yan tarafıma aldım. Şimdi olmuştum işte.

Akşam saatlerinde klubeden çıkıp parti yerine gittim. Millet deli gibi eğlenirken sırıtmam yüzümden ayrılmamıştı. Üstelik partide içki bedava! Eskiden sadece birkaç kere içmiştim. Yani ilk olmayacaktı. Müzik son seste hareketlenirken içkimin ikinci bardağını yudumluyordum.

"Doğum günü kızı. Nasıl gidiyor bakalım." diye sordu Doğaç. Bir kere daha yudum alıp ona cevap verdim, "Süper!" dedim 'r' harfini uzatarak. Cevap verirken bardağı havaya kaldırmıştım. "Çok içme. Daha gece yeni başlıyor." Ona yav he he bakışını yolladıktan sonra dibinde kalan içkiyi kafama diktim.

2 saat sonra!

"Mini mini bir kuş konmuştu." dokuzuncu bardağımı bitirdiğimde kafam gidip geliyordu. Saçma sapan gülüp duruyordum. Müzik hareketlenmeye başladığı sırada kalkıp dans etmeye başladım. Arada bir sendeliyordum ama konumuz bu değil. Bir süre dans ettikten sonra biri bileğimden kavrayıp müzikten uzak bir yere götürdü.

Yüzüne baktığımda çok yakışıklı birini gördüm. Baklavaları var üstelik! "Seni tanıyor muyum? Yada boşver. Hadi evlenelim!" deyip kahkaha attım.

"Sarhoş musun sen?" sorusu üzerine sendeledim. "Sen sar ben hoş olurum, canım." deyip kahkaha attım tekrar. Gözlerini devirdi ve o sırada İrem reyiz geldi.

"Heh geldi gene tipini..." dediğimde duraksadım. Kabul ediyorum bu ben değilim.

"Abi iyi misin?" diye sorduğunda kafamı salladım. "Çok iyi geldi..." dedim ve yakışıklı çocuk kıkırdayıp durdu. "Kaç yaşına girdin sen şimdi?" diye bir soru yönelttiğinde elimi omuzuna koydum. "Kaç gösteriyorum? Ama kaçma göstermem." deyip kıkırdadım.

"Deran yürü gidelim burdan. Bunun kafası baya iyi." dedi İrem kişisi! Ölürüm de vazgeçmem! Bizi ancak ölüm ayırır. Ama silah çıkartırsanız işler değişir. Boş versenize.

Bir süre sonra uzay aracına benzeyen birşey buraya doğru geldiğinde çığlık attım. "Bu ne skimsonik araç. Uzaylıların istilasına uğradık. Canını seven kaçsın!" deyip İremle çığlık çığlığa koşturmaya başladık. Araç yaklaşırken elime taş alıp fırlattım. Araç yere düşerken aslında uzaktan kumandalı bir oyuncak olduğunu fark ettim.

"Yok daha kayınçosunun biberonu." deyip olayı garipsedim. Oyuncağı elime alıp kalabalığın içine girdim. "Bu skimsonik araç hanginizin lan! Dövmeyeceğim." dedim bağırarak. 15 yaşlarında bir çocuk çıktığında alıp kafasına geçirdim.

"Böyle daha yaratıcı oldu." deyip mikrafonu elime aldım.

"Sayın bayanlar, baylar, nineler, teyzeler, karga ses hocalar, dedelerimiz, baklavalılarımız ve skimsonik araç uçuranlarımız... Hediyelerim nerede ulan!" deyip pistten indim. Herkes uzaylı görmüş masum köylü bakışını atıyordu.

"Ne bakıyorsunuz oğlum? Versenize hediyelerimi." deyip bağırdığımda herkes hediyelerini vermek için çadırlarına gittiler.

Geçen gene bir taksi çevirdim. İnanır mısınız bilmem ama takla atıyor. Dönmüyor takla atıyor. Çok komik bence.

İnstagram; SmlEraslan
Twitter: @SmlEraslan

YURT DIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin