-3-

19.2K 1.3K 213
                                    


*Naive - The Kooks

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Naive - The Kooks

Bazı cümlelerden ölesiye nefret... Bir dakika, bu konuşmayı yapmıştık zaten. 'Güzellik görecelidir'den yola çıkıp 'tercih edilmeyen istiridye'ye bağlamıştım hani, hatırladınız mı? Güzel. Peki, sonrasında anlattıklarımı hatırlıyor musunuz?

Arayı kapamak için hızlı bir flashback:

Kuzenimle sahildeydik, kitabın ilk cümlesinde takılı kalmıştım. Sitemizin voleybol takımını dikizliyordum. Mayo alerjisi yüzünden eve gitmem gerekti. Birilerinin geldiğini duyunca ara sokaktaki evin bahçe duvarının arkasına saklandım. Gelen voleybol takımıydı. Kuzenim hakkında konuştular. Benim hakkımda konuştular. Ve bam, Eray o affedilmez kelimeleri söyledi:

Kuleyi bekleyen ejderha.

Evet, işte siz olaylara tam da burada dahil oldunuz. Şu anda ne mi yapıyorum? Kısaca DSD diyelim. Dipteyim, sondayım, depresyondayım. Veya uzunca şöyle diyebiliriz:

Güzel ruh yalanımın üstüne kurduğum dünyanın yıkıntılarına bakıyor, güzellik hakkındaki acımasız monologlarımla size ve kendime işkence ediyorum. Ah, bir de geçen haftadan kalma yaralarımın sızısıyla yatağımda yuvarlanıyorum.

Ruh gibi geçirdiğim bir haftanın sonunda mayo alerjimin neden olduğu kırmızı noktalar geçti. Duvardan atlarken incittiğim ayağım iyileşti. Eray'ın hayatımın tam ortasına bıçak gibi giren sözlerinin keskinliği bile biraz azaldı, artık canım o kadar yakmıyorlar.

Kalbimi şöyle bir yokladığımda ağzıma gelen buruk tat, hayal kırıklığımın yerli yerinde durduğunu gösteriyordu gerçi. Fakat iyimser Berra'nın büyük bir nezaketle her daim belirttiği gibi hayal kırıklığı alışkın olduğumuz bir şeydi. Ve ben alışkın olduğum şeylerle başa çıkmakta fena sayılmazdım.

Yani evet, Eray'ın söylediklerinin beni üzdüğünü inkar edemezdim. Ama intihar falan etmeyecektim elbette. Zaten benim kadar sıkıcı birinin böyle bir aksiyona girişmesini aklınıza getirmediğinizden eminim.

Hem şöyle bir düşününce, yaşadığım en büyük hayal kırıklığı olduğunu söyleyemezdim. İkinci bile değildi aslına bakarsanız. Belki üçüncü olabilirdi ama yalnızca belki... Tamam, itiraf etmek gerekirse diğerleriyle kıyaslanamayacak kadar hafif de kaçsa üçüncüydü. Yine de gözyaşlarımı hak etmiyordu, orası kesin.

En büyük hayal kırıklığım –tartışmasız- babamdı. Tartışmaya kapalıydı çünkü iyimser Berra'yla tamamen aynı fikirde olduğumuz nadir konulardan biriydi. Düşünün, o bile benimle aynı fikirdeydi.

Aynı zamanda ilk olma özelliği taşıyordu babam. Ve bilirsiniz işte; kalbiniz bir kere kırıldı mı bir daha asla eskisi gibi olmaz derler. Onarmaya çalışsanız da, parçaları yapıştırsanız da birini tekrar oraya koymaya kalktığınızda çatlaklar kendini belli eder ve aynı yerlerden tekrar kırılırsınız.

Güzel RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin