-2-

18.6K 1.4K 171
                                    

Yüzümde son derece hoşnutsuz bir ifadeyle ve koltuk altına sıkıştırdığım kitapla eve doğru yürüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzümde son derece hoşnutsuz bir ifadeyle ve koltuk altına sıkıştırdığım kitapla eve doğru yürüyordum. Sanırım burada ufak bir ekleme yapmam gerekiyor. Sadece yürümüyordum, paytak paytak yürüyordum. Çünkü aptal mayo alerjim yine nüksetmiş, bacaklarımın arasında kırmızı noktalar oluşmasına sebep olmuştu. Birbirleriyle temas ettiklerinde hissettiğim acı tarif edilemezdi. Bu yüzden penguen gibi yürüyordum işte. Bir yandan da daha ne kadar talihsiz olabileceğimi düşünüyordum. Yani kimin mayo alerjisi olurdu ki? Benden başka demek istiyorum.

Mayo alerjisinin neden olduğu bir başka sorun da eve giden kestirme yolu kullanmak zorunda olmamdı. Bunun neden kötü olduğunu anlamanız için size sitemizdeki köpek sorunundan bahsetmem gerekiyor.

Her şey üç sene önce siteden ev kiralayan bir ailenin çocuklarına yazın oyalansınlar diye bir köpek almasıyla başladı. Çocuklar cidden bu köpekle –Alman Çoban Köpeğiydi bu arada, konumuzla alakası yok ama söylemeden geçemedim- oyalandılar ve tatili kazasız belasız atlattılar. Ancak yaz sonunda aile o evi bir daha kiralamamaya karar verdi ve asıl yaşadıkları evin bir bahçesi olmadığı için köpeğe bakmayacaklarına kanaat getirdiler. Sonra da onu burada bırakıp şehre geri döndüler. Böylece zavallıcık evsiz kaldı. Ama merak etmeyin, sitenin diğer sakinleri ona yemek, su ve ilgi verdiler.

Sonra başka bir aile siteden başka bir ev kiraladı ve onlar da çocukları oyalansın diye bir köpek aldılar. Onun cinsini bilmiyorum, tüyleri kırpık kırpık epey sevimli bir şeydi. Neyse işte, bu aile de köpeğe asıl evlerinde bakamayacaklarını düşünüp giderken onu burada bıraktılar. Sitenin sakinleri onu da sahiplendiler. Su ve yemek verip onunla ilgilendiler. Ancak ilginçtir ki o sene bunu yapan tek bir aile yoktu ve birdenbire üç köpek daha evsiz kalmıştı.

Sonraki yaz çocukları oyalansın diye köpek alan ve sonra onları terk edip şehir yaşantısına dönen ailelerin sayısı beşe çıktı. Yeni bir trend veya oldukça acımasız bir akımdı sanki. Bunun sonucunda toplam on kadar evsiz köpek sokaklarda dolanmaya başladı. Site sakinleri hepsine yetişemedi tabii. Yoğun bir sevginin ardından terk edilen köpekler de ciddi anlamda sokak köpeğine dönüştüler. O gün bugündür sitenin sokaklarında tehlikeli bir tarikat büyüyordu.

Zavallı sokak köpekleri -ya da benim onlara taktığım isimle sokak köpeği tarikatı- gece ikiden sonra kasabaya inen kurtlar misali yollarda geziniyor, sabaha kadar havlıyor ve önlerine çıkan her şeye saldırıyorlardı. Gündüz de daha sapa, ıssız yerlerde geceyi bekliyorlardı. Örneğin... Hadi bir tahminde bulunun. Doğru tahmin, birazdan geçeceğim ara sokakta...

Malum ara sokağın başında durdum. Tedirgin bir biçimde etrafıma bakınırken bacaklarımın arasındaki kırmızı noktalar seçim yapmamı kolaylaştıracak şekilde bir kez daha sızladı. Eh, başka seçeneğim yoktu. Sokak köpeği tarikatının günlük toplantısını başka bir yerde yapması için dua etmekten başka yapabileceğim bir şey de yoktu.

Sokağa adım atarken dudaklarım sessizce kıpırdanmaya başladı. Allah'ım lütfen burada olmasınlar. Temkinli ve paytak adımlarla ilerledim. Lütfen burada olmasınlar, araba falan kovalıyor olsunlar. Kemik gömsünler. Başka mahallenin köpekleriyle kavga etsinler. Ya da başka köpekçe şeyler yapsınlar.

Güzel RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin