Kolpa- Nasıl öğrendin unutmayı.
"Yıkılmış yuvama kaldırıyorum kadehimi;
Kin, öfke dolu hayatıma
Yalnızlığına ikimizin
ve sana kaldırıyorum
Yalanına bana ihanet eden dudaklarımın
Gözlerindeki ölü soğukluğuna
Hayatın bu kadar acımasız, kaba oluşuna
Ve kurtaramamasına bizi Tanrının."-Anna Ahmatova.
***
Soğuktan üşümüş ellerimi siyah ceketimin cebine sokuyorum ve bu soğuk havada biraz olsun ısınmayı diliyorum. Hava gerçekten çok soğuktu. Uzaktan gelen araba sesiyle yerimde durup arkamı dönüyorum ve kırmızı son model araba yanımdan ışık hızıyla geçiyor. Arabanın peşinden yalnızca sırıtmakla yetindim. Ben de rüzgara bu hızla meydan okumak isterdim. Hiçbir şeyi umursamamak, tek derdimin hız olmasını isterdim. Sonunda ölümü bile umursamamak isterdim.
Aynı yerde çok fazla durduğumu anlayıp tekrar yürümeye başlıyorum. Çok iyi bildiğim sokaktan sağa dönüyorum ve bu sefer hiç tanımadığım bana yabancı gelen karanlık sokağa giriş yapıyorum. Uzaktan gitar sesi duyduğumda yerimde duruyorum ve soğuk havayı umursamadan dinlemeye başlıyorum. Gitar sesi birden kesiliyor ve bir erkek sesi duyuyorum. Ses çok sakin çıkıyor, muhtemelen buralara yakın olan bir bardan geliyor. Burada daha fazla durmaktan vazgeçip sese taraf yürümeye başlıyorum.
Sokağın sonunda bir bar ve önünde kalabalığı görünce aradığım mekanın bu olduğuna emin oluyorum. Yanlarına yaklaşıyorum ve biran önce bu cafe-bar tarzında olan mekana girip şarkı söyleyen o adamı görmek istiyorum. Sesi çok güzeldi. Annem hep derdi; sesi güzel olanın kalbi kötü olamaz. O yüzden o adamla tanışmak istiyordum.
Sonunda onca kalabalığın arasından çıkıp mekanın içindeki başka kalabalığın arasına karışıyorum. Boş bulduğum bir masaya geçiyorum ve sahneyi izlemeye başlıyorum.
Tanımadığım bir adam sahneye çıkıyor ve eline gitarını alıp, bir tabureyi oturup kalabalığa konuşmaya başlıyor.
"Yeni bir şarkıya hazır mısınız?"
Hiç kimseden çıt çıkmıyor. İlk önce arkamda duran kalabalığa sonra tekrar sahneye dönüyorum. Sahnedeki esmer adam beklediği alkışları alamayınca tekrar mikrofona eğiliyor.
"Demin çaldığım zaman fazlaca beğenmiştiniz. Hadi ama istemiyor musunuz? "
Demin sesine hayran olduğum adam şimdi karşımda duruyor. Esmer adam son umut kalabalığa bakıyor ve kalabalıktan beklediği alkış tufanını koparıyor. Gitarını kucağına alıp demin hayran olduğum sesiyle bize şarkı söylemeye başlıyor.
"Kuru sıkıymış, anladım
Bizim tüm hikayemiz… öldürmedi. Bu mudur en kuvvetli darben?
Bu sefer acıtmadı özenle seçip söylediğin sözler
'Hayır' dedim, 'şimdi değil' "Esmer adamın dudaklarından çıkan sözlere kulak veriyorum. Yaşamış gibi söylüyordu ve bu daha çok bağlıyordu onu şarkıya. Bazı adamlar vardır yaşayarak söylerler ve bazı kadınlar böyle adamlara aşık olur. Neden mi? Bir gün bir şeyler söylediğin de o da o yaşanmışlıklarda olsun diye. Bir gün ayrılsalar bile o adamların onları hatırlamalarını isterler. Sevilmek isterler. Çok değil ama güzel sevilmek. Evet, belki sevgi görürler ama çok yara alırlar. İyileşmesi zor, kapanması imkansız yaralar.
"Hiçbir sözü eskitmeden ağlamak gerek bazen
Hani durup dururken, hani hiçbir sebep yokken
Aşkların ismi vardır
Sayıklanır elbet unutulur
Ama 'hayır' dedim, 'şimdi değil' "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı
Фанфіки"Hıçkırarak ağlayan kadının gözyaşları, ağlatan adamın başına gelecekleri altına atılacak imzadır. " diye okudu kadın ve bu cümlenin gerçekliğiyle bir kez daha yüzleşti. O mavi gözlü adama kan kusturacaktı, bunca yılın intikamını alacaktı ondan. #Al...