Keyifli okumalar!
***
Eve gelince Pelin hemen odasına geçmek istiyor ama durduruyorum onu. Rüzgarla arasında daha önce neler geçti, bugünki davranışlarının sebebi neydi öğrenmek istiyorum.
"Pelin, Rüzgar kim? "
Ani sorduğum soruyla yerinde donup kalıyor.
"A-alinin arkadaşı işte."
Bana bakmadan cevap veriyor. Bana baksa hemen yalan söylediğini anlarım biliyor.
"Peliiin anlat işte. Bugünki davranışlarını farkettim. Kim o? "
Koltuğa oturuyor ve elleriyle yüzünü kapatıyor. Bunu hep ağladığında yapar. Hemen gidip sarılıyorum ona. Neler olduğunu gerçekten anlamıyorum.
"Pelin, noldu neden ağlıyorsun, bitanem? "
Ellerini yüzünden çekip dolmuş gözlerle bakıyor bana. Ona bakınca içim acıyor. İlk kez onu böyle görüyorum.
"Korkuyorum, Selin. "
Yaptığı itiraf beni şaşkına uğratıyor. Pelin hep korkusuz, cesur bir kızdı. Şimdi neden böyle oldu anlamadım.
"Neden? "
"Yeniden acı çekmekten. Rüzgar bana çok acı çektirdi, Selin. Hemde farkında olmadan. "
Elimle göz yaşlarını siliyorum ve sakinleştiriyorum onu. Biraz sakinleştikten sonra anlatmaya devam ediyor.
"Kimdi o Pelin? Ne zaman tanışsınız? N'aptı sana? "
"3 yıl önceydi. Onu tanıdığımda ne kadar aşıktım bilemezsin. Ona o kadar bağlıydım ki sevgimiz ikimize yeter diyordum. Ne kadar gurursuzca değil mi? "
Dolan gözlerle bakıyor bana. Pelin'in içten içe duygusal, kırılgan olduğunu biliyordum. O neşeli,umursamaz davranışlarının arkasında çok kırılgan, naif bir kızın olduğunu biliyordum ama ilk defa böyle görüyorum onu.
"Sonra bir gün tam ona açılacaktım onu arkadaşımla bastım. En acısı ne biliyor musun? Ne ona kıza bildim nede arkadaşıma. Çünkü kimse ona olan duygularımı bilmiyordu. Hani bana diyordun ya neden her gün farklı erkeklerle takılıyorsun diye? Onlar hakk etmiyorlar hergün aynı kadın tarafından sevilmeyi! Bırak gururlarıyla oynuyorum işte. Biraz onlarında canı yansın! Çok aşıktım, Selin. O yüzden yaram derindi. Çok acı çektim. Her gün unutmak istedim ama kalbim unutamadı. Şimdi onu kalbimde yok etmişken karşıma çıkması beni mahvetti!"
O kadar acı çekiyor ki cümlesini bitirmeden ağlamaya başlıyor. Nasıl acı çektiğini anlıya biliyorum. Sıkıca sarılıyorum ona. Bu sefer durdurmuyorum onu ne kadar ağlamak istiyorsa ağlasın. Benim yanımda ağlamayacak kimin yanında ağlayacak?
---
Gözlerimi telefonumun can sıkıcı sesiyle ayırıyorum. Hangi densiz sabahın bu köründe beni rahatsız ediyor? Beynimi fazla yormadan telefona kimin ardığına bakmadan kulağıma götürüyorum. Ali'nin sesi kulağıma dolduğunda gözlerimi açıp, rahat bir pozisyona geliyorum.
"Kraliçe, günaydın. "
"Gün aydı mı, Ali? Sabahın körü kuşlar bile uyanmamış! "
"Yine huysuzlanmaya başladın, Külkedisi. Bak sana kraliçe demek istiyorum ama fazla huysuzsun. Kraliçeler bu kadar huysuz olmaz! "
Gözlerimi deviriyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı
Fanfiction"Hıçkırarak ağlayan kadının gözyaşları, ağlatan adamın başına gelecekleri altına atılacak imzadır. " diye okudu kadın ve bu cümlenin gerçekliğiyle bir kez daha yüzleşti. O mavi gözlü adama kan kusturacaktı, bunca yılın intikamını alacaktı ondan. #Al...