Şeftali tonlardaki rujumu dudağıma sürdüm. Hayır olmamıştı, sildim. Bu sefer vişne çürüğü rengini denedim. Tamam, kor kızılı saçlarımla uyumlu durmuyordu ama bu uyumsuzluk beni rahatsız etmiyordu. Tam aksine, hoşuma gidiyordu. Aynada son bir kez makyajımı kontrol ettim, siyah göğüs dekolteli elbisemin eteğini düzelttim. Siyah, çerçevesinin köşesinde soluk çiçekler bulunan gözlüğümü taktım ve arabaya bindim. Bir tarafım 60'lardan fırlamayken diğer tarafım 1200'lerin gotik tarzını yansıtıyordu. Mezarlığa doğru giderken annem kafasını arkaya doğru uzatıp
"İnsanlara karşı nazik ol ve biraz gülümse." Buz mavisi gözlerimi üzerimde dolaştırıp "Bu gözlük için doğru yer değil." Dedi. İçimden
"Bundan daha doğru yer olamazdı" dedim. O soğuk tonlarda bir göz, saç ve ten rengine sahip olmasına rağmen sıcak kanlı biriydi. Bense ne kadar canlı görünürsem görüneyim onun gibi değildim. Yani sürekli gülümseyip, insanlarla içli dışlı olamıyordum. Gerekmedikçe iletişime geçmek bile beni boğuyordu. Tabii istisnalar hariç; Ruby Marlene London. Bu ismi daha sonra tektar ve tekrar duyacaksınız. O yüzden size tavsiyem bu adı hafızanızda iyi tutmanız. Mezarlığa geldiğimizde yerimize yerleştik. Yan sıramıza göz gezdirdiğimde 'neredeyse' tüm katillerin törene katılmış olduklarını gördüm. Ne küstahça! Onu, tabutun içinde gördüğümde gülümsedim. Toz pembe elbisesinin üzerinde sarı çiçekler yer alıyordu. Saçları her zamanki gibi güneş gibiydi ve teni hiç olmadığı kadar soluk. Ellerinin arasındaysa bizim en sevdiklerimiz; Kasımpatılar. Ben ona gülmseyerek bakarken fısıltılar artmaya başladı
"Haline bak, sanki bir partiye gidiyor." Bizim partimiz.
"O kırmızı ruju sürerken ne düşündü acaba?" En sevdiği vişneli keki.
"Gerçekten onunla arkadaş olduğuna inanmıyorum." Hayır, gerçekten arkadaştık. Gerçek dostlardık.
"Eminim bu sürtük onu öldürmüştür." Ben değildim. Onlardı. Konuşanların hepsi katildi. Bir anda fısıltılar durdu, kafamı girişe çevirdim. O gelmişti, son ve esas katil. Peter Benjamin Parker. Nefes nefese yanıma yanaştı ve fısıltıyla
"Ben... Ben olanlar için üzgünüm." Dedi. Tabii çok üzgündü.
![](https://img.wattpad.com/cover/160247146-288-k581472.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mad Hatter •Peter Parker•
FanfictionBir anda fısıltılar durdu, kafamı girişe çevirdim. O gelmişti, son ve esas katil. Peter Benjamin Parker. Nefes nefese yanıma yanaştı ve fısıltıyla "Ben... Ben olanlar için üzgünüm." Dedi. Tabii çok üzgündü.