4.Bölüm

1.7K 69 42
                                    

Umarım yeni bölümü beğenirsiniz! Bu sefer Meriçciğimin ağzından yazdım bide hikayeyi baştan Meriç' in ağzından dinleyin... 😆😊

Meriç

Şu manzara karşısında sakinleşmemek elde değildi! Cennet yüzlü küçük kızım benim. Duru'ya baktığımda hep bir parçamı eksik hissediyorum. Çünkü minik yavrumun
-annesi- demeye utandığım kadın, yavrumu bir adi herif için terk edip gitti. Bende küçük yavruma olayı ancak "annen öldü" diye anlatabildim.

Ne diyebilirdim ki meleğime "annen seni bir adam için terkedip gitti." deseydim de kızım daha çok mu üzülseydi?

Ben melekler gibi uyuyan küçük kızımı odada bırakıp Meftune Ablanın yanına , salona gittimde Meftune Ablanın inlemelerini duydum. "Hayırdır Meftune Abla, bu gün çok mu yoruldun?" diye sorduğumda beni yeni farketmiş olacak ki birden irkildi. "Yaşlılık işte oğlum! Ne yaparsın?" haklıydı kadıncağız bütün evi temizliyor, yemek yapıyor bide bunlar yetmez gibi benim küçüğümede o bakıyordu. Aklıma gelen fikir ile gözlerim parladı. "Meftune Abla ben diyorum ki Duru için bakıcı mı tutsak?"
"O nerden çıktı oğlum, ne gerek var. Ben bakarım civcivime!"
"Sen yoruluyorsun. Hem bakıcı senin yükünüde hafifletir. Ne diyorsun bu konu hakkında?" Meftune Abla biraz düşündükten sonra "sen nasıl istersen oğlum."

Asistanımı arayıp bakıcı ilanı vermesi için konuştuktan sonra Duru'nun odasına gidip iyi geceler öpücüğü verdikten sonra kendi odama gidip yarınki yoğun olan günümü düşünmemeye çalışarak kafamı yastığa koyup gözlerimi uykunun çekici kollarına bıraktım.

"Aşkım!" kulağıma gelen ince ve naif olan bu sesle bilincim uyanmış olsa bile gözlerim açılmamak için direniyordu.
"Aşkım!"
"Hıım!"
"Aşkım hadi kalk, sana kahvaltı hazırladım!"
"Tamam aşkım." dedikten sonra sol yanımı, kendime çekip alnına öpücük bırakıp gözlerinin içine baktığımda Akşın konuşmaya başladı. "Meriç iyi ki seninle evlenmişim." dediğinde başını göğsüme yaslayıp güzel kokan saçlarını öptüm. "Keşke ilk önce senle tanışsaydım Akşın'ım!"

"Baba..." birden Akşın'ın kaybolmasıyla içime bir korku saplandı.
"Akşın!"
" Babacım ne diyorsun, ne Akşın'ı?" gözlerimi açtığımda kendimi yatakta oturur pozisyonda, Duru'yu başımın ucunda gördüm.

Harbiden Akşın'da kimdi? Ne kadar da gerçekçi bir rüyaydı. "Baba... Baba kendine gel!" beni minik elleriyle sarsan küçük kızımı tutup sırtını yatağa bırakıp gıdıklamaya başladım.
"Bir prenses babasını böyle mi uyandırır hı?" kıkırdamasından fırsat bulup konuşan Duru "ya tamam baba yapma!" biraz daha onu gıdıkladıktan sonra Duru'yu sırtıma alıp salona doğru ilerlemeye başladık. "Deh atçık, deh!" eee ne demişler kızını dövmeyen dizini dövermiş! "Bak sen, koca babayı atçık yaptı bizim sıçan!" onu hızla sırtımadan alıp yere düşürüyormuş gibi yapınca, Duru çığlık atmaya başladı.

Yemek yiyip üstümü giyindikten sonra şirkete doğru gitmek için yola koyuldum. Aklım hala sabah uyanmadan önce gördüğüm rüyadaki kızdaydı. Kimdi bu Akşın? Kim olduğunu bilmiyorum ama güzel yüzü gözünün önünden hiç gitmiyordu.

Şirkete giriş yaptığımda asistanım mesaisine başlayarak söylemesi gerekenleri ardı ardına sıralamaya başlayınca, haliyle bende belli bir süre sonra dinlemeyi bıraktım. Aslı'nın sustuğunu fark edince "Bitti mi Aslı?" diye bir soru yöneltiğimde "Bitti efendim." diye cavap aldım.

Aslı'yı arkamda bırakarak Kaya'nın odasına doğru ilerlediğimde yüzümü Kaya'nın sekreterine doğru yönelttim. "Günaydın efendim!" kızın söylediğini duymazlılktan gelip direk sorumu sordum. "Kaya odasında mı?" olumlu bir şekilde başını sallayınca, adımlarımı hızlı bir biçimde Kaya'nın odasının kapısına doğru yönelttim.

BAKICIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin