11. BÖLÜM

1.2K 45 12
                                    

   Hayırlı okumalar dilerim!


   Ne diyecektim ben şimdi!

"Ne saçmalıyorsun sen ya!"

"Sizden sen oldu çok güzel." dedikten sonra gene pis pis sırıttı. Bu adama neler oluyor son günlerde yahu? Bir şey demeden odasından bir hışımla çıktım.

  Solona inip Duru'yu aradığımda orada göremeyince mutfağa Meftune ablanın yanına gittin.

"Meftune abla Duru nerde?"

"Duru'nun uykusu gelmiş seni bulamayınca yanıma geldi. Bende onu yatırdım kuzum."

"Tamam o zaman bende yatmaya gidiyorum,  var mı bir isteğin?"

"Yok kızım sen yat." yanağına iyi geceler öpücüğü bırakıp odama çıktım. Üstümü değiştirip direk yatağa girdikten sonra cenin pozisyonunu aldım.

   Alarmın çalmasıyla uyandığım bu lanet sabaha bir lanette ben okudum.
Üstümü değiştirip odadan çıktığımda gözlerim direk Meriç beyin odasına takıldı. Acaba uyandı mı ki?

   Merdivenlerden indiğimde derinden gelen hapşurma isteğini durduramayıp hapşurduğumda saçlarım çenemin altına geldiğinde saçlarımın uzadığını farkettim. Benim bu işi hemen halletmem lazım bir ara Maya halleder,  diyip çok üstüne düşmeden merdivenlerden inmeye devam ettim.

  Masaya geldiğimde Meftune abla ve Duru vardı sadece.  Meriç bey çıkmış olmalı. Bende Duru'nun yanına yerini aldığımda gözler bana döndü

"Afiyet olsun!" dediğimde başlarını sallayıp yemek yemeye devam ettiler.
Kahvaltı bittiğinde bende Meftune ablaya yardım edip tabakları mutfağa taşıdım.

"Akın abi bende size yardım edicem." Duru'nun başını okşayıp masadaki iki bardağı Duru'nun eline verdim,

"Hadi bunları mutfağa götür bakalım balım." 
Duru'nun mutfağa gidişini izlerken telefonum çalmıştı. Maya arıyordu acaba sorunu çözebildi mi? Yeşile basıp aramayı cevapladım.

"Efendim!"

"Bil bakalım ne oldu?" gözlerimi devirdim.

"Ne oldu?"

"Şirketti kurtardım ve üstüne yüklü bir miktarda bir dava açtım ve kesin kazanacağım çünkü elimde çok büyük bir delil var!" heycanlı heycanlı konuştuğunda çok hızlı konuşurdu şu anki gibi.

"Bu çok güzel bir haber Maya! Sana teşekkür ederim."

"Deli misin kızım asıl benim sana teşekkür etmem lazım,  senin sayende artık bir işim var."

"Nasıl yani senin zaten bir işin vardı. Senin zaten bir işin yok muydu?"

"Vardı ama artık o işte çalışmayacağım!"

"Niye ki?"

"Daha iyi bir yerden iş teklifi aldımda ondan!"

"Hadi canım! Hangi şanslı şirket bu?"

"Meriç bey bana iş teklifi yaptı!"

"Ne diyorsun sen ya, gerçekten mi?"

"Evet, gerçekten! Ben birazdan oraya geliyorum."

"Tamam hadi bekliyorum seni."  dedikten sonra telefonu Maya'nın yüzüne kapattım. Sofraya baktığımda her şeyin  kaldırıldığını gördüm.

    Duru'yu televizyon izlerken gördüğümde yanına oturup başımı dizine koydum. O sırada Duru bana bakıp gülümsedi ve ellerini uzadığını daha bu gün farkettiğim saçlarımın arasına daldırdı. Sonrada başıma yaklaşıp saçlarımı kokladığında

"Saçların çok güzel kokuyor keşke benimki de bu kadar güzel koksa."

  Kafamı Duru'nun dizlerinden kaldırıp ona hayret ile baktı.

"Minik civcivim olurmu öyle bir şey sen benden daha güzel kokuyorsun." onu kucağıma alıp bu sefer ben onu koklamaya başaladım.

"Hatta sen benden daha güzel koktuğun gibi bide cennet gibi kokuyorsun, ah benim küçük meleğim!" aklıma gelenler göz yaşlarımın akmasına neden oldu. Keşke Duru benim kızım olsaydı. Allah'ım biliyorum imkansız ama bunu istemekten kendimi alıkoyamıyorum.

  Duru kafasını kaldırıp bana baktığında ağladığımı görünce o minik elleri ile göz yaşlarımı silip bir yandanda konuşmaya başladı.

"Neden ağlıyorsun?" bu saf ve masum konuşması ile ağlayan gözlerime inat dudaklarımda tebessüm oluştu.

"Senin cennet kokunu kıskanıyorum meleğim." dediğinde gülümseyip  yanapıma küçük öpücük bıraktı. Ben onu daha çok kollarım ile sardığımda oda bana sarıldı. Biz biraz öyle kaldığımızda ben Duru'nun hareketsiz kalamasından şüphelenerek ona baktığımda uyuduğunu gördüm. Duru bana ağırlık yapınca onu kollarından bırakmadan kanepeye sırt üstü uzandım. Benim gözlerimde usul usul kapandığında uyanık kalmak için direnmedim.

Kapını sesini duyduğumda gözlerim aralandı. Duru'nun üstümde olmasından dolayı kafamı kaldıramadım. Ama gelen sesleri dinlemeye çalıştım.

"Hadi git en sondaki misafir odasında yat zıbar kardeşim."

"Sen ne biçin insansın be Meriç ben burda yaralıyım sen bana diyorsun ki kendin merdivenlerden yukarı çık,  olacak şey değil!"

"Meftune abla sana hazırlamanı  söylediğim odaya götürsene şu ibneyi. Zaten ben sana yardım etmesi için birisini gönderirim."

"Tamam oğlum." Meftune abla konuştuktan sonra ayak merdivenlerden ayak sesleri geldi. Ben uykunun verdiği şapşallıkla hala kendime gelemediğim için gözlerimi tekrardan kapandı.

   Yüzümde hisettiğim sıcaklık ile gözlerimi araladığımda gördüklerimle üzülsem mi sevinsem mi bilemedim? Ama kalbimin hızlandığından emindim.

   Ah yaramaz çocuk Meriç gene yağtı yapacağını. 😂🤣🤣

  Herkese iyi akşamlar!

BAKICIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin