Herkeslere merhabalar, uzun bir süre sonra tekrar sizlerle buluşmak çok iyi hissetiriyor.
Alarm sesi ile uyanıp hemen hazırlanmaya başladım bu aralar Duru ile pek ilgilenemiyordum.
Babasıyla ilgilenmekten kızına zaman kalmadı tabi!
Üfff be yine mi sen?
Ne o beğenemediniz mi beni?
İç sesimi boş verip hazırlanmaya devam ettim. İşim bitince Duru'yu uyandırmak için odasına gittim.
Sarı civcivim ne tatlı uyuyor öyle onu alıp içime sokasım geliyor. Yatağa yaklaşıp "Duru! Duru." seslenmemle gözlerine aralayan civcivi kollarıma alıp havaya kaldırdım. "Günaydın Akın abi!"
"Günaydın Balım, gel bakalım seni hazırlayalım!" güle oynaya Duru' nun hazırlığını bitirdikten sonra beraber aşağıya indik. Sofra eksiksiz hazırdı Meriç hariç tabi.
" Meftune abla Meriç bey uyanmadı mi?"
" O çoktan uyandı, sabah sporu yaptı. Duşa girecekti en son, çıkmış olması lazım. Bir bakıversene yavrum?"
Beni yine sıcak bastı. Meftune abla beni dürtmesi ile yukarı Meriç'in odasına yola koyuldum. Ben erkek olmadığımı daha fazla saklayamıyorum bunu onla konuşmam lazımdı hemde en kısa sürede. Kendi iç savaşıma bir son verip kapıyı çaldım, gel komutu üzerine içeriye bodoslama daldım. karşımda yeni duştan çıkan birinden çok işe gitmeye hazır bir Meriç duruyordu.
"Kahvaltı hazır demek için gelmiştim." başını belli belirsiz salladı bende burdaki işim bittiğine göre çıkabilirim. Tam çıkıcakken Meriç konuştu.
" Akşam seni bir yere götürücem." ben ne diyeceğimi bilmez bir şekilde öküzün trene baktığı gibi bakıyordum. Neden beni bir yere götürüyor ki? Hey Allah'ım ya! Bu adam kalbe zarardı. Hiçbir şey demeden odadan çıkıp salona indim. Ben oturduktan sonra oda merdivenlerden aşağıya iniyordu.
Sorunsuz kahvaltının ardından Meriç işe gittikten sonra ben ve Duru' da parka hava almaya çıktık. Duru aletlerle oynarken bende ona yakın bir bankta oturup akşam Meriç ile bir yere gideceğimi Maya'ya mesaj olarak atıp etrafı kolaçan ettim. Parka gelmeyeli uzun zaman olmuştu, Maya ile sık sık gelirdik eskiden. Ben anılara dalmışken Duru yanıma geldi.
" Buraya tek başıma oynayayım diye mi getirdin sen beni?" bu çok bilmiş halleri beni bitiriyordu.
" Çok özür diliyorum, ne yapmamı istersiniz civciv?" biraz düşünür gibi yaptıktan sonra parmağını şıklatıp konuştu.
" Sallayabilirsin mesela!"
" Tabi hay hay!"
Duru'yu salıncağa koyup salladıktan sonra bende yandaki boş olan salıncağa bindim. Napiyim bende hala çocuk gibi hissediyorum. Yaklaşık 15 dk salladıktan sonra bir velet yanıma geldi.
" Salıncaktan hemen in!" çattık ya bi vurucam amele sümüğü gibi yeri öpücek havalara bak!
" Nedenmiş o? İnmiyorum işte !" domates gibi kızardı velet. Hayır neyine güvenip artistlik yapıyorsa heh.
" Sen şimdi görürsün." diyip uzaklaştı.
" Neyi görücem len nasıl göt oluşunu mu hağğğ?" bu hallerime gülen Duru'ya bakıp bir çak beşlik çaktık. Sallanmaktan sıkıldığım için kalkıp Duru'yu sallamaya devam ettim. Az önceki velet ağlayarak annesinin elinden tutup gelmişti. Aha şimdi sıçtık. Duru'yu hızla kucağıma alıp koşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAKICIM
Literatura Kobiecaüvey babasının şiddet içerikli hakaretlerine ve üvey abisinin tacizlerinden bıkmış bir kız, karısını kaybeden ve bu Dünya'da küçük kızı ile tek başına kalmış, bir adamın aşk hikâyesi.