Ah yine geç uyanmışım. Yatağımdan dogruldum ve boş boş duvara bakarak hayatı sorgulamaya başladım 😃. Her zamanki gibi. Bir süre sonra yaptığım şeyin ne kadar saçma olduğunun farkında olunca koşarak rutin aktivitelerimi yapmaya koyuldum.
Bugün beyaz sweatshirt ve siyah pantolon giydim. Hava bozuk gibi duruyordu yanıma bir hırka alsamiyidim acaba.?Şapkamı takıp dışarı çıktım. Biran önce hyo soon'un yanına gittim. Ve hyo soon beni soru yağmuruna tuttu. Dün gece nerde olduğumu sorup duruyordu sürekli. Bende ona karnım çok kötü ağrıyordu, midem bulanıyordu gibi cevaplarla geçiştirmeye çalışıyordum. "Bileğine noldu senin haa?" Diye bir soru gelince hyo sonn'dan, bi an panikledim. Unutmuştum elimin burkulduğunu. Kan ter içinde kaldım, ne soylüyecegim şimdi ben. !
"Haa omu, önemli bişey degil ya o. Salak gibi yataktan aşağı düştüm sabah. Bileğime çok yüklenince burkmuşum işte." Dedim . "Hmm geçmiş olsun o zaman şapşal kız 😃 hiç dikkatli olayım deme. Neyse ben 2 dakika lavaboya gireyim. Sınıfta görüşürüz." Diyip ayrıldı.Hyo soon lavaboya gidince bende tek kaldım. Dersin başlamasına 10 dakika vardı daha. Bende bahçede dolaşmaya başladım. Bahçede kimse yoktu. Birden karşıma dün geceki çocuk çıktı. Karşımda öyle dikilince ne yapmak istediğini pek anlamadım. Hicbisey demeden yanından geçip gittim. Birden kolumu birisi tuttu. ! O kaba bencilden başka kim olabilirdiki . Hizla arka bahçeye götürdü. Burktuğum bilegimden tuttuğu için canım çok aciyordu.
-"Elimi bıraksana.! Canım acıyor. "
-"Dün gece mi oldu bu" ( bileğimi kastediyordu galiba. Sesiz bir şekilde ona bakıyordum. Acaba elimi öyle görünce endişelenmismiydi ki.! Birden heyecanlandım. Yine çok yakışıklı görünüyordu, gözümü alamıyordum. Dün geceki gibi bir korku yoktu içimde bir tuhaf hissediyordum.)
-" Tabi öyle herşeye maydanoz gibi burnunu sokarsan böyle olur. Harbiden aptalsın sen"
(Pis pis sırıtıyordu. Dayanamayıp cevap verdim)
-" Bana aptal demeyi kes artık. Neden beni buraya kadar sürükledin.?"
-" Senin o çirkin suratını görmeye çok meraklı değilim. Dün geceki olayı kimseye soylemiyceksin ne sen beni gördün nede ben seni. Anladın mı?"
(Öyle sert söylediki korkudan ödüm kopacakti resmen. Neden bu kadar kalpsiz ki?)
-" Eğer bir kişinin ağzından duyayım o zaman bittin sen. "
-" Sen kendini ne sanıyorsun ha, kaba kaba sözler, bişey yapacakmış gibi tavırlar, hayır yani ergen desem ergen yaşını da geçtin ne seninkisi 😃. Kendini çok fazla büyük zannetme.!" (Şuan beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Napsaydim acaba koşarak uzaklaşsamiydim. Aynen bunu yapmaktan başka çarem yoktu. Tam kaçacakken yine burktuğum bilegimden tuttu. Canım çok felaket yanıyordu.)
-"Bileğimi bırak canın yanıyor. ." (Gözümün içine bakıyordu. Konuşmuyordu da, çok sinirlenmişti. Ama söylediklerimde o kadar kızacak bisi yoktu ki. )
-"Bu bileğin aciyordu demi?" (Dedi ve daha fazla sıkmaya başladı.)
-" Tamam söylediklerim için özür dilerim. Kimseye bişeyden bahsetmeyeceğim. Lütfen bırak." (O kadar sıkı tutuyorduki, güç uygalamama rağmen bir türlü bıraktırammadım. Dayanamiyordum.! Gözümden bir yaş geldi. Tutamadım kendimi😑)-" Anlaşılan sen beni çok hafife almışsın. Umarım şimdi akıllanmışsındır. Bir insan ancak bu kadar Aptal olabilirdi "
(Tam o sırada onun arkadaşı olan jimin geldi)
JİMİN-" jungkook napiyorsun .? Bırak kızın bileğini, canı yanıyor görmüyormusun."
(Diyip onu itti. ismini yeni öğreniyordum.)Jimin beni kaldıkları yere götürdü. Gitmek istemedim çünkü jungkook'ta orada olacaktı. Ama zorla beni eve getirdi. Ev çok büyüktü. Kapının girişinde iki yana ayrılan merdivenler vardı, duvar kağıtları siyah, koltuklar siyah yani gördüğüm her cisim sıyahtı. Bunaltıcı gibi görünse de hoşuma gitmişti. Jimin'e bu ev kimin diye sorduğumda jungkook'un diye cevap verdi. Bende sinirle yerimden kalktım ve kapıya doğru yöneldim. Sonuçta beni bu hale getiren adanın evinde kalamazdım. Jimin hemen ayağa kalkıp beni durdurdu.
-" Bileğin çok kötü görünüyor. En azından bir krem sürmeliyiz, lütfen kal daha sonra gidersin." ( O kadar nazik bir şekilde söyledi ki onu kıramadım)
Koltuğa oturduk, jimin bileğimdeki sargıyı çıkarmaya başladı. Çok kötü aciyordu. Morarmışti elim. Jimin hemen jungkook'a dönerek,
-" Sen nasıl bir varlıksın acaba? Hiç acıma duygusu yokmu sende ha.! Bu kız sana naptı ki bu kadar kızgınsın ona? "
-"Sesiniz çok fazla geliyor. Biran önce defolup giderseniz iyi olur. Hakediyormuş ki onu yaptim" (sesimi çıkarmamak içinde zor tutuyordum kendimi)
-" Tamam sen haklısın jungkook "
Jimin kremi sürdü ve daha sonra sargı beziyle sardı.
-"Teşekkür ederim jimin."
-"Ah.! Önemli değil. Yalnız doktora gitsen iyi olur. Böyle daha da çok agriyabilir."
(Benle jimin kapının önündeydik. Jungkook ise biz hiç yokmuşuz gibi davranıp televizyon izliyordu. Bir adam nasıl da bu kadar duygusuz olur. İçimden onu öldüresim geliyordu resmen. Jimin ona öyle baktığımı görünce,
-" sen ona aldırma o öyledir. Hickimseyi düşünmez, kendini canını bile. Ruhsuz biri. Annesi ve babası olmadığından galiba böyle yada savaşçı bir ruhu var." (Diyip gülmeye başladı bende tutamadım kendimi gülmeye başladım. )çok ısrar etmeme rağmen jimin beni eve getirdi. Yolda da biraz lafladık.
-"Tekrar teşekkür ederim jimin. Görüşmek üzere "
-"Rica ederim bu arada ismin neydi?"
-"Ha evet biz tanismamistik senle. Ben Eun kyung."
-"Memnun oldum. Tatlı kız." Diyip ufak gülümsedi, bende ona karşılık gülümsedim. Sonra yanımdan ayrıldı. Bende eve girdim. Bu gün çok yorucuydu. Bileğim de çok kötü ağrıyordu. Hemen uyumayı amaçlıyorum. Bakalım yarın neler olacak.!?YORUMLARINIZ BENİM İÇİN DEĞERLİ. LÜTFEN YORUN YAPINIZ.. TEŞEKKÜR EDERİM. 🤗♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ KALP
FanfictionBİR İNSAN, HANGİ YAŞTA HAYAL EDER GELECEĞİNİ. ? YADA NE ZAMAN GÜÇLÜ BİR KARİYERİ OLMASI İÇİN SAVAŞ VERİR..? PEKİ YA NEDEN KENDİMİZDEN ÖDÜN VERMELİYİZ, BİR ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN.? VEYA SORUNSUZ BİR YAŞAM GEÇİRMEK İÇİN, GEREK Mİ BİRİLERİ.? NE ZA...