Bu gün o gündü.! Çok heyecanlıydım, aynı zamanda da çok gergindim. Bugün evleneceğim aklıma gelince kafayı yiyecek gibi oluyordum. Herşey hazırdı. Herkes bizi bekliyordu. Dışarısı çok kalabalıktı. Onları görünce daha da çok heyecanlandım.
Dışarısı şık ve zarif dekorize edilmişti. Her bir detay göz alıcıydı.<~>
Ve işte zamanı gelmişti. Ben hazırdım. Jungkook'u bekliyordum.
Birden kapı çaldı. " Girebilirsin" diye bağırdım. Karşıma jungkook çıktı. Çok şaşırdım çünkü böyle kaba birinden kapı çalmasını beklemiyordum.
Büyüleyici görünüyordu. Yüzü parlıyordu, gözleri anlamlı anlamlı bakıyordu. Baştan aşağı jilet gibi görünüyor. Saatlerce ona böyle bakabilirdim. Çok yakışıklıydı hemde çok. . Galiba aşık oluyorum. ." Bu kadar süslenmene rağmen yinede çirkinsin. Her neyse hadi aşağıya inmemiz lazım. Sana herhangi bir soru sordukları zaman cevap verme. Aptal aptal konuşursun, başıma iş açma." Diye kızgın bir ifade takındı. Oldumu yani bu yakışıklılığa bu sözler. Fena derecede modum düştü. " Sensin aptal. Üstelik bende konuşabilirim, sadece senin düşünme kabiliyetin yok. " dedim. Oda bana pis pis sırıtarak " Sen yine kaşınıyorsun galiba. Canını acıtmadan bence sesini kes " yine kaba kuvvete başvurmuştu. Sesimi çıkarmadım. Telefonu çalmıştı, beni bekle diyip dışarı çıktı. Bir kenara oturdum. Yine kapı çalmıştı. Kesin hyo sonn'dur diyerek kapıya koşarak gittim. Karşıma jimin çıktı
"Bune heyecan Eun. Bu kadar meraklımıydın jungkook'la evlenmeye. " diyip kahkaha atmaya başladı. " Hea evet, hemde nasıl meraklıyım. Sinirden çatlayabilirim birazdan. " diyerek kızgın bir ifade takındım. " Tamam. Bu kadar abartma sadece formalite bir evlilik yapacaksınız. " diyip koltuğa oturdu. " Evet ama jungkook gerçekten çekilir bir dert değil." diyip hafif gülümsedim, oda bana gülümsedi. " Çok güzel görünüyorsun. Zarif ve şık." Bunu söylediğinde sesi o kadar etkileyiciydi ki, anlatamam. " Aa teşekkür ederim. " dedim. Birden içeri jungkook girdi. " Hadi aşağıya inmemiz lazım." Dedi. Hiç hazır değildim buna. Kapıya doğru ilerledim. Koridorda giderken arkamdan jungkook'un gelmediğini fark ettim, arkamı döndüğümde jimin, kahkaha atarak gülüyordu. Jungkook'ta sinirli sinirli bana bakıyordu. "Herhalde aşağıya ikimizde elimizi kolumuzu sallayarak ineceğiz demi. Bu kadar aptal olma!" Diyip birden koluma girdi. Hızlı hızlı gidiyordu, birazdan düşebilirdim. "Biraz yavaş ol.! Seninki gibi bacaklarım o kadar uzun olmadığı için ancak bu kadar yürüyebiliyorum." Diyip topuğuma takılan gelinliğimi düzeltim, bunu yaparken elimi jungkook'un omuzuna koymuştum. "Umarim bu geceyi bişey olmadan atlatırız." Dedi sert bir tavırla.
Merdivenlerden aşağı iniyorduk. İnsanların gözleri sürekli bizdeydi. Ellerim titriyordu, birden gülümsemem gerektiği geldi aklıma. Hafif tebessüm ile aşağı indik. Tek tek masaları dolaşmaya başladık.
-" ooo jungkook kedi olalı bir fare tutmuşsun sonunda. Evde kalicaksin diye çok korkmuştuk açıkçası." Dedi yaşlı bir amca. Masadaki herkes güldü. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum. "Gerçekten çok güzel görünüyorsunuz. Jungkook iyi iş çıkarmışsın bu kız çok güzel ayrıca çok tatlı görünüyor. " dedi içten bir gülümsemeyle. " Teşekkür ederim. " diyerek jungkook'a baktım. Her zamanki gibi sinirliydi. Ama ben hala heyecanlıydım. Ona bakarak beni anlamasını istedim, oda anlamış olmalı ki "Hepinize tekrar teşekkür ederiz." Diyerek elimden tuttu, kendi masamıza götürdü. Sürekli ufak bir tebessüm atıyordu etrafa. Saçıma takılan bişey vardı onu düzeltmeye çalışıyordum ancak elim titrediği için zor oluyordu. Birden jungkook'un bana baktığını fark ettim. "Elini çek.! Ben hallederim." Dedi çok şaşırmıştım, elim havada kalmıştı. Yanımıza biri geliyordu, jungkook hemen elimi tuttu. Ona şuan elimi neden tutuyor bakışı atınca "Elin çok fena titriyor, bunu görmelerini istemiyorum. Ayrıca şu heyecanın biran önce geçse iyi olur." Dedi ve yanımıza gelen bir hanımefendi ile konuşamaya başladı. Onlara kulak veremiyordum. Çünkü şuan jungkook elimi tutuyordu, hiç bırakmayacakcasına. Konuşurken o kadar yakışıklı görünüyordu ki gözlerimi ondan alamadım. Hep böyle kalmak istiyordu. Jungkook'un bana bağırdığını fark edince hemen irkildim. Daldığım için konuşmalarını dinlemiyordum. " kusura bakmayın. Düğün hazırlıkları için kendini fazlasıyla yordu. Lütfen anlayış gösterin." Dedi nazik bir dille . " Ah hiç önemli değil. Olur böyle, ama kendinizi fazla yormayın hanımefendi. Tekrar tebrik ediyorum sizleri." Bende ona üzgün bir ifadeyle " özür diliyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim." Diyerek jungkook'a baktım. Çok fena kızgındı. Hanımefendi yanımızdan ayrıldıktan sonra elini sertçe kendine çekti, kulağıma eğilerek " Bu kadar aptal olduğunu bilseydim hiç bu işlere karıştırmazdım seni. Bence beni daha fazla sinir etmeden kendine gel." Dedi sessiz bir şekilde. Sonra yavaşça doğruldu. Tören için hazırlanan yerlere geçtik. Bir süre sonra tören bitti ve konuklar dağılmaya başladı. Sadece tek bir fotoğraf çekilmiştik, bende istedim daha fazla oda istemedi.
<~>
(HEPİNİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM. LÜTFEN YENİ BÖLÜMÜN GELMESİNİ İSTİYORSANIZ YORUM YAPIN LÜTFEN. 🤗♥💙)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ KALP
FanfictionBİR İNSAN, HANGİ YAŞTA HAYAL EDER GELECEĞİNİ. ? YADA NE ZAMAN GÜÇLÜ BİR KARİYERİ OLMASI İÇİN SAVAŞ VERİR..? PEKİ YA NEDEN KENDİMİZDEN ÖDÜN VERMELİYİZ, BİR ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN.? VEYA SORUNSUZ BİR YAŞAM GEÇİRMEK İÇİN, GEREK Mİ BİRİLERİ.? NE ZA...