Hızlıca bişeler giyip aşağı indim. Merdivenden inerken bişeyler duydum.
"- Bak artık seninle gezip, eğlenmek istemiyorum Lau. Ben senden sıkıldım, git artık."
"-ne.? Sıkılmak hea. Ama ben seni bırakamam ki jungkook. Yapma, bitirme ilişkimizi."
"- git artık, işim gücüm var benim hadii."
Merdivenden koşarak inmeye çalıştım. Kapıyı tam açıcakken,
" - nereye gidiyorsun? "
" - jungkook acil çıkmam lazım, sonra konuşuruz. "
" - Geç içeri! bir yere gitmiyorsun." kapıya doğru gelmeye başladı. O yaralı haliyle nasıl da bu kadar dinç bir şekilde hayatına devam edebiliyor?
" saçmala istersen jungkook. Şirkette bazı sorunlar varmış beni çağırdılar. Gitmek zorundayım " beni hiç duymamış gibi içerideki kıza
" - git şurdan.!" diye bağırdı. Kız da ağlayarak dışarı çıktı. Jungkook ardından kapıyı hızlıca çarptı.
"- bilmiyorlarmı senin daha yeni evlendiğini. Nasıl çağırabiliyorlar?"
" - dedim ya sana acil bir iş çıkmış. Lütfen bırak da gideyim ya"
"- tamam benim ile beraber gidiceksin."
"- Neden!"
"- Eşin olduğum için olabilir mi acaba?"
"- iyi de sen benim gerçek eşim değilsin...."
"- Sahte de olsa şuan benim eşimsin. Ve ben eşimi öyle tek başına bir yere gitmesine izin vermem, veremem."
"-veremem derken? "
" - Benim birsürü düşmanım var ve sana zarar verebilirler. " ufak tebessüm etmekten alıkoyamadım kendimi. İster istemez beni önemsiyor dedim içimden. Yalnız çok geçmeden.
" - yalnış anlama beni. Jungkook, eşini koruyamadı demesinler diye koruyorum seni. Yoksa seni düşündüğümden felan değil. "
" - öyle düşündüğümü nereden çıkartıyorsun ki?"
"- yüzün kızardı da o yüzden."
Ahh nasıl yenebilirdim bu huyumu, hemen beni ele veriyor. Biran önce buna bir çare bulmalıyım.
" - ne kadar kabasın ya sen. İnsan azıcık olsa endişelenir yani"
"- her neyse. Ben gelmeden çıkma dışarı."
Yukarı, üstünü değiştirmeye çıktı.
Onu beklerken çok geç kaldığımı fark ettim ve jungkook diye yukarı doğru bağırdım. O da zaten aşağıya doğru iniyordu siyah bir takım giymişti. Çok asil duruyordu, her zamanki gibi...Nihayet şirkete gelebildik, asaönsere
bindik. Ve birden ışıklar söndü, ne yani şimdi filmlerdeki gibi asonsördemi kaldık.
"- Şakamı bu.?" dedi jungkook. Bende kahkaha attım.
"- Kesin sen şimdi korkar bayılırsın da. Demi?" dedi. Gülmeyi keserek,
"- saçmala ya. Ben korkmam, birazdan çalışır zaten."
"- vay cesur kız ayakları hea."
"- hea aynen" diyip beklemeye çalıştım. Jungkook kıravatını gevşetip, bağırmaya başladı.
"- Asansörde kaldık, yardım edin.! Kızım sende bağırsana duysunlar bizi." dedi bana.
"- ya sakin ol birazdan fark edip, çalıştırırlar." dedim. Jungkook yavaştan terlemeye başlamıştı.
"- ne yani, hiçbir şeyden korkmayan senin gibi biri, asansörde kalmaktan mı korkuyor.? Şaka demi?. " dedim gülerek. Bir mafya nasıl olurda korkar ki hiç anlamadım.
" - saçmalamayı kes. " dedi bağırarak. Hızlı hızlı nefes alıyordu ve yavaşca kendini yere bıraktı. Bende hemen onun yanına oturarak,
" - sakin ol, tamam. Birazdan asonsörn çalışır. Nefes almaya çalış."
Etraf çok karanlıktı, hemen çantamdan telefonumu alıp ışık açtım. Jungkook çok kötü görünüyordu, nerdeyse bayılacaktı. Bende bir telaşla onun yüzüne su serptim. Biraz ayılır gibi olunca elimi yüzünden çekip:
" - iyimisin?" diye sordum. Ama bir cevap alamadım. Tekrar yardım istemek için ayağa kalkmak istedim anca jungkook birden beni kendine çekti. Şok olmuştum, birşey diyemedim. Birbirimize çok yakındık, nefes alıp verişini yüzümde hissedebiliyordum. Ortam çok soğuktu ve loş bir ışık vardı. Birbirimizin yüzünü zar zor seçebiliyorduk. Kesin yanaklarım pembe pembe olmuştur. Bir yandan korkuyorum, bir yandan heyecanlanıp, terliyordum. Jungkook kısık sesle:
" - nefes alamıyorum" dedi. zar zor anladım dediğini. Ona sakin ol demekten başka çarem yoktu. Ona bişey olucak diye çok endişelendim.
Yaklaşık beş dakika sorna asonsör çalışmaya başladı. Hemen jungkook'u hastahaneye götürdük. Bilinci yerinde değildi hastaneye girdiğimizde." - Nasılsın?"
" - Sen daha gitmedin mi?"
" - neden gideyim ki sen bu haldeyken."
" - Abartma, çokta önemli bişey değil. Sadece fenalaşmışım. Dalga geçersin sanıyordum."
" - Sen beni ne sanıyorsun, duygusuz bişey mi?"
" - herneyse, eve gidelim."
" - ne evi bira..... "
" - kalk dedim. "
Bağırmasa olmaz zaten. Hastahaneden çıktık, arabaya doğru ilerledik.
Ev şehrin dışındaydı, malum jungkook'un karanlık işleri olduğu için uzak yer lazımdı ona. Birden araba durdu. Her yer karanlık , soğuk, ıssız ve her tarafa ürkütücü bir sezizlik büründü.
" - neden durduk?" bana cevap vermeden aşağıya indi, tabi arkasından bende. Aşağıya indiğimizde tekerleklerin patladığını gördük. Jungkook içimden mırıldandı, muhtemelen küfür ediyordu.
"- eee şimdi ne yapcaz, ev çok uzakta yaa. Benim telofonumun sarjı da yok. Enazından birini arayabilirdik." Ben öyle diyince jungkook telefonla birini aradı, ancak telefon çekmiyordu.
" - napcaz şimdi jungkook?"
" - Burdan eve kadar yürüyebilir misin?"
" - Ev çok uzakta, nasıl gidebiliriz ki.?Arabanın içinde sabah olmasını beklesek olmaz mı.? "
" - Eeeee sabah olunca nolcak, biri gelip kurtaracak mı seni? İn cin top oynuyor burada. "
" - suç sende, evini dağın başına yaparsan. "
" - Hadi uzatma, yürü biran önce. "
" - iyide jungkook hava çok soğuk ve gece. Ormanın içine girersek, başımıza bin türlü şey gelir. Hayır olmaz ben arabanın içinde bekleyeceğim. "
" - iyi peki, kal burda. Ben gidiyorum."
Diyip hızlı hızlı yürümeye başladı. Nasıl böyle vicdansız olabiliyor anlamıyordum. Beni tek başıma bırakıp nasıl gidebiliyor ki." - Biraz yavaş yürü ya, arakada kalıyorum hep. Korkuyorum ben, ya biri arkadan gelip beni bayıltsa.? "
" - Sen çok film izliyorsun galiba. Saçma saçma konuşma da, sende hızlı yürü."
" - Benim boyum seninki gibi uzun olmadığından adımlarım küçük. O yüzden sana göre yavaş yürüyorum. "
Bişey demedi, hala hızlı yürüyor du. Telaşla Ona yetişmeye çalışırken birden ayağımı bişey sıktı, ve ses çıktı.
Ne yani şimdi kapanamı sıkışmıştım?
<~ARKADAŞLAR OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. BEĞENMEYİ, YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN CANLARIM 💜💙👑🌹~>
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ KALP
FanfictionBİR İNSAN, HANGİ YAŞTA HAYAL EDER GELECEĞİNİ. ? YADA NE ZAMAN GÜÇLÜ BİR KARİYERİ OLMASI İÇİN SAVAŞ VERİR..? PEKİ YA NEDEN KENDİMİZDEN ÖDÜN VERMELİYİZ, BİR ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEK İÇİN.? VEYA SORUNSUZ BİR YAŞAM GEÇİRMEK İÇİN, GEREK Mİ BİRİLERİ.? NE ZA...