1.Bölüm

1.5K 61 16
                                    


Bir sonbahar akşamı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Bir sonbahar akşamı..

Çocukken de çok severdim sonbaharı. Oturur saatlerce ağaçların yaprak döküşünü izlerdim. Sonra da kurumuş ve sararmış yaprakları bir güzel toplar, üstüne basarak çıkan sesle eğlenmeye çalışırdım. Belki de en büyük eğlencem buydu. Çünkü bir oyuncağım yoktu. Hiç de olmamıştı zaten. Hep vitrindeki oyuncaklara bakmakla yetinirdim. Bir oyuncakçı dükkanı vardı, her sabah açılmadan gider yeni bir oyuncak gelmiş mi diye merakla beklerdim. Bir gün pembe renkte çok güzel bir uçurtma geldi dükkana. Bir yandan onu kimsenin almaması için dua ederken bir yandan da biri gelip alsa da uçursa, ben de izlesem diye bekliyordum. Sonra bir çocuk gelip annesine yalvara yakara aldırdı o uçurtmayı. Bense arkasından bakakaldım öylece. Çünkü benim şımarmaya, istediğim olmayınca ağlamaya hakkım yoktu. Çünkü benim şımarabileceğim bir ailem yoktu...

Aileme dair sahip olduğum tek şey yanımdan hiç ayırmadığım, hep cebimde duran, ucunda pırıl pırıl parlayan bir taşın olduğu kolyeydi.


Sonra bir çocuk çıktı karşıma. Benden sadece birkaç yaş büyüktü ama kocaman bir kalbi vardı.. Ne mi oldu?
O çocuk benim ailem oldu...


Akşama kadar ayakta kalarak bir oraya bir buraya gidip sattığım mendillerden sonra cebime baktığımda üç beş kuruşu görünce dünyalar benim olmuştu. Tek derdim, kurt gibi acıkan karnımı doyurmaktı. Küçük bir sandviç alıp kuru kuru onu yedikten sonra canım çikolata çekmişti. Bakkala girdiğim anda kovuldum resmen. Üstümü başımı yırtıp pırtık görünce hemen azarlamıştı beni bakkal amca. Öyle ağırıma gitti ki.. Çocuk aklımla ona bir ceza vermek istedim. Dışarıda duran çikolatalardan birini alıp koşmaya başladım. Ara sokaklardan birinden geçerken ayağım bir taşa takıldı ve bir anda kendimi yerde buldum. Yüzüstü kapaklanıvermiştim yere. Sırtüstü döndüğümde ise bana o minik elini uzatan çocuğu gördüm. Onunkinden bile daha küçük ve titrek elimle tutup ayağa kalktım. Üstümdeki tozları temizledikten sonra beni yarım kalmış bir inşaate götürdü. Her yer yıkık döküktü. Ve burada bizim gibi bir sürü çocuk vardı. Beni kartonun üzerine oturttuktan sonra çalı çırpı toplayıp ateş yaktı. Gökyüzüne baktığımda Ay Dede'yi gördüm, ondan hep korkan ben, kendimi ilk defa güvende hissediyordum.


"Korkma artık, benim yanımda güvendesin." dedi küçük adam, büyümüş de küçülmüş tavırlarıyla. "Kimden kaçıyordun?"

"H-hi-hiç.. Hiç kimseden. Ben.. Sadece çikolata yemek istemiştim."

"Al bunu." dedi cebindeki çikolatayı çıkarıp bana uzatarak. "Al hadi. Çalmadım merak etme. Kendi paramla aldım. Hırsız değilim ben."

"Ben de değilim hırsız!"

"Tamam tamam kızma. Bundan sonra burada bizimlesin. Yani en azından hayatta kalmak istiyorsan buna mecbursun. Burası senin tek kurtuluşun."

Masalın Son Şarkısı | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin