Ne güzel şeydi çocuk olmak...
Tozlu yollarda koşmak, oyunlar kurmak, gülmek en saf halinle. Ne güzeldi kirlenen eller, en temiz halimizde. Ne özeldi yaşanan her an, farkında olmadan. Çocukluk hayalleri, kurulan arkadaşlıklar.. Aşık olmak belki de, n...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Atakan, Elçin'in dediklerini uzun uzun düşünüyor ve bir karar veriyor. Onun kalbi yıllar sonra yeniden attı Yıldız'ı görünce. İçinde çiçekler açtı, karanlıklarının üzerine bir güneş gibi doğdu. O yüzden Yıldız'ı kolay kolay bırakmaya hiç de niyeti yok. Önce Fırat'ın kör ettiği gözlerini açmak, sonra da doğruyu görmesine yardımcı olmak istiyor. Sabahın erken saatlerinde kalkıp kahvaltı bile yapmadan dışarıya çıkıyor. Hapisteyken yanından hiç ayırmadığı ve gözü gibi baktığı saksıdaki sardunya çiçeğini alıp Yıldız'ın evine gidiyor. Heyecandan zile basılı tutuyor sürekli. Yıldız bir süre sonra üzerinde beyaz bir sabahlık ile kapıyı açıyor. Atakan yutkunamıyor o an. Gözleri kamaşıyor..
"Noluyor ya sabah sabah? Rüyanda mı gördün beni?"
"Sadece rüyamda olsa neyse.. Ben nereye baksam seni görüyorum." diyor mırıldanarak.
"Ne çalıyorsun kapıyı alacaklı gibi? Dilini mi yuttun ya?"
"Bak bu çiçek." diyerek elindeki saksıyı uzatıyor. "Adına sardunya diyorlar. Sen başka bir isim de koyabilirsin buna. Sevince yüzlerce tomurcuk açar, ilgisiz bırakınca da solar gider. Güveni temsil eder. 'Her zaman yanındayım' anlamı taşır."
"Atakan.."
"O adam sana karanlık bir dünyadan başka bir şey veremezken ben ise sana çiçek bahçesinde koşmayı vadediyorum Yıldız. Aç gözlerini de bir bak etrafına."
"Yine mi aynı konu? Ben Fırat'a aşık oldum. Niye kabullenemiyorsunuz?"
"Aşık falan değilsin kızım! Duydun mu beni?! Bu bir yanılgı sadece."
"Sen nereden biliyorsun? Nasıl bu kadar eminsin?"
"Biliyorum.. Çünkü aynını ben de yaşadım. O adam birkaç iltifatla senin gözünü boyamış. Sana zarar verecek, Yıldız. Umarım çok geç olmadan ne demek istediğimi anlarsın."
**
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Atakan, elindeki saksıyı kapının eşiğine bırakıp arkasını dönüyor ve hızlı adımlarla yürümeye başlıyor. Gözden kaybolana kadar arkasından ona bakakalıyor Yıldız. Yerdeki saksıyı eline alıp gülümsüyor ve onu salonundaki en güzel köşeye koyuyor. Etrafındaki herkes Fırat'tan uzak durmasında aynı fikirde olduğu için bir bildikleri vardır diye düşünerek Fırat'la konuşmak istiyor ama ona ulaşamıyor. Bu sırada da rüyasında Yağız'ın öldüğünü gören Elçin, sıçrayarak gözlerini açıyor. Ve karşısında gördüğü ilk şey ona doğrultulmuş silah oluyor. Hemen arkasında da Fırat.. Ne yapacağını şaşırıyor, sakin kalmaya çalışıyor.
