-Bana bak kim olduğun nasıl biri olduğun benim için önemli değil. Daha önce beni hiç görmedin tamam mı?
Dedi.
Kafamın salladım.
Asansöre yöneldi. Bende peşinden gidiyordum. Asansöre binip:
-Katı biliyorsun. Ben gidiyim sen öyle bin.
Dedi.
-5 e bastı. Asansör giderken ben sadece hala mantığı yani bana niye böyle davrandı onu çözmeye çalışıyordum. Baktım çıkmaz sokak. Of ne saçmalıyorum. Asansör geri +1 e çıkmıştı binip -5 e bastım. Okul yerin altında harika. Bakalım kimin ne gücü varmış?
Asansörden indimki birine çarptım. Kafamın kaldırınca yakışıklı bi çocukla karşılaştım.
-Özür.
Deyip tekrardan sınıfıma dönüp boş tekli bi sıraya oturup çantamı çıkardım. O yoktu. Ben düşünürken içeri daha demin çarpıştığım çocuk girdi ve :
-Özür mü?
Dedi.
Önce banamı diyor diye şöyle bi baktım. Sonuç evet bana diyomuş. Kafamı salladım. Sırama yaklaşıp:
-Bi tuhafsın. Yeteneğin ney?
-Uçmakve dondurmak. Senin?
-Uçmak ve hız. Bi tanıdığın varmı bu okulda? Niye bu okulu seçtin? Evin buraya uzakmı?
-Yavaş. Evet var iki abim var.
-Ok diğerleri.
-Bi dk ya ben niye sana açıklama yapıyorum ki?
-Ya şurada arkadaş olmaya çalışıyoruz devam et.
-Uza.
Dedim. Ve sınıftan çıkıyordumki içeri iki pardon üç kişi girdi. İkisi arkadaydı. Üçüncü ise en öndeydi. Simsiyahlardı ve kapşonlarının şapkaları kapalıydı. En öndeki şapkasını açtı...
O çocuk. O çocukmuş. Üçüde en arkaya yöneldi. İkisi yan yana oturdu. O ise benim oturduğum sıranın arkasına oturdu. Onun oturmasıyla sınıfta çıktım. Asansöre yöneldimki yine bi yere çarptım. Kolumu asansörün demir yerine dirseğimi çarptım. Kanıyordu. Kesin morarır. Off! O sırada dirseyimden biri tuttu. Kafamı kaldırınca onunla karşılaştım. Bi eli ile dirseğimi tutuyordu. Diğer eli ile kapşonunun cebinden bir peçete çıkardı ve peçeteyi kanayan yere bastırdı. Sonrada kayboldu...
Bu aksiyon yeterdi. Dirseğimi tutarak geri sınıfa yöneldim. Abi çok kötü acıdı. Sınıfa girip sırama oturdum. Arkamdada o oturuyordu. Daha demin gelen çocuk yine geldi ve o gibi dirseğimi tutarak:
-İlk günden ne oldu?
Dedi.
-İstersen bi adını söyle.
-Doğru. Ben Tuna.
-Açelya.
Elini uzattı. Tuttum ki o çocuk tam ortamızdan geçti. İkimizde ellerimizi çektik. Gülümsedim. Tuna da gülümsedi ve önümdeki tekliye oturdu. Hoca ile o çocuk içeri girdi. Hoca yenilerin ismini sormaya başladı.
-Pelin.
-Açelya.
Hepimiz hocaya bakmaya başladık. Hoca kendini tanıttı yeniler için ve tabi yeteneğini söyledi. Yeteneği= görünmezlik. Tabi burda kimse yeni değil tabi ben ve o kız dışında.
💜50 dk sonra🎓
Zil sonunda çaldı. Tuna:
-Çıkalım.
Dedi.
Kafamı salladım. Arkamdan birinin omzuma dokunmasıyla irkildim. Arkamı dönünce o ile karşılaştım. Bileğinden tuttu ve sınıftan çıktık. Tunanın bakışını fark edebiliyordum. Sınıftan çıktık ve biraz ilerledik. Sinirlenmeye başlamıştım.
Konuşmaya başladı.
-Bak kimle arkadaşlık ettiğine dikkat et. Örnek Tuna.
-Ya sen ne saçmalıyorsun. Daha demin bana dedinki beni tanımıyomuş gibi yap dedin ama sen maşallah herkesin, tüm sınıfın içinden bileğinden tutup beni çıkardın. Bence sen b-
Metin abi:
-İlk gündenmi?
Dedi.
Ve kolunu omzuma koydu. Can abim ise yürü işareti yaptı. Çocuğu orda bırakıp abimlerin sorgusuna hazırlanmaya başladım.
Metin abi:
-Kim o?
-Valla arkadaşım.
Can abi:
-Daha ilk dersten arkadaş hemde erkek.
-Öff abi.
Dedim.
Ve koşarak sınıfa girdim...Devam edecek 💝
İyi okumalar diliyorum. Umarım sizin için güzel bi bölüm olmuştur. 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YeRin AltıNdA bİr OKUL
Teen Fiction-Elanur Kervankıran ❤ Herkes bilir herhangi bir okulun nasıl olduğunu. Fakat bu okul o sizin bildiğiniz okullardan değil. Bu okul yerin altında, onca toprağın altında ama toprağın altında olması bu okulu ilginç yapan değil. Bu okulu ilginç yapan şey...