9. Bölüm = Refakatcı

74 11 6
                                    

Ertesi Sabah:
Yatağımdan zar zor doğrulup gözümü açtımki Metin ve Can abimle karşılaştım. Direk kalkıp Metin abime sarıldım.
Sanki boş hayatım anlam buluyordu. Abime bana bakıp:
-Hadi doktora gidip şu aleti taktıralım.
Dedi.
Kafamın salladım.
Sırayla dışarı çıktılar. Dolabın kapağını açıp üstüme bi şeyler geçirdim.

Montumuda giyip rimel ile parlatıcımı sürdüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Montumuda giyip rimel ile parlatıcımı sürdüm. Odadan çıkıp merdivenlerden indim, aşağı indiğimde abimler ve bay gereksiz pardon babam ile karşılaştım. Hepside beni görünce hiç bir şey demeden kapıya yöneldiler. Hepsi arabaya binmişlerdi.
İşte tam bu an aklımdan sadece ne olursa olsun her türlü şeye karşı yinede ayakta kalacağıma, üzülmiyeceğime her türlü olumsuzluklara hazır olacağıma dair kendime söz verdim. Veeee kararlıydım. Başımı yere eğmiyecektim.
Bunları düşünürken herhalde beş dk geçmiş ki arabanın korna sesiyle söz verme aleminden normal hayata geçiş yaptım.
Hızlıca evden çıkıp arabaya bindim. Metin abim:
-Kuzum korkulcak hiç bir şey yok  biliyorsun değil mi ?
Dedi.
Kafamın sallayıp:
-Teselliye ihtiyacım yok ama yinede sağol ha bide evet korkmuyorum.
Dedim.
20 dk sonra:
Hastaneye varmıştık. Gelene kadar kimse konuşmamıştı. Ben sadece yolu izlemiştim. Arabadan indim. Metin abim kolunu omzuma attı. Gülümsedim. Hastaneden içeri girdik. Sanırım hepsi bizi bekliyormuş. Direk iki hemşire geldi. Öndeki:
-Açelya sen misin?
Dedi.
Kafamın salladım.
Hemşire arkasındaki hemşireye dönüp:
-Hastaya damar yolu açılcak, bide ritim ve solunum makinasına bağlanılcak.
Dedi ve gitti.
Hemşire :
-Hadi bu taraftan.
Dedi.
Hemşire önde biz arkada ilerliyorduk. Sonra damar yolu bölümüne gelince hemşire içeri girdi ve:
-Biz hastayı hazırlayalım sizde hastanın yatışını yaptırın. Operasyon dan sonra hemen eve gidemez. Gelişimini gözlemlemek için iki gün bursa kalıcak.
Dedi.
Ben içeri girip oturdum. Hemşirede kapıyı kapatıp önce damar yolunu açtı sonrada iki makinaya bağlandım. Sonra bir sedye alıp "uzan" işareti yaptı. Çıkarken yardım etti. Yavaşça kapıyı açtı. Sedye ile dışarı çıktık. Sedye ilerlerken abimler ve babam da arkamızdan geliyordu. Ameliyat odasının oraya gelince annemi gördüm. Annem:
-Çıkana kadar seni burda bekliyor olacağım.
Dedi.

"Evet sanırım burası ya yolun sonu olacaktı. Ya ameliyat başarılı geçicekti fakat sonrasında makina işe yaramadığı için yolun sonu gelecekti. Yada en düşük ihtimal hem ameliyat başarılı geçicekti hem de makina işe yarıycaktı ki bu en düşük ihtimaldi."

İçeri girince gözlerim doldu ve yüzüme bi soğukluk vurdu...

1 saat sonra:
Gözümi açtığımda etrafta mutlu suratlarla bana bakan iki kişi parça iki baş belası ile karşılaştım. Evet kesinlikle bunlar abimlerdi. Doğru tahmin. Hastanenin odasındaydım. Yaşadığım ağır bir operasyon olduğu için beni tekli bir özel odaya almışlardı. Abimler:
-İyiysen biz çıkalım sana üç sürpriz kişi geldi de.
Dedi.
Hiç sorgulamadan kafamı salladım. İkisi de yavaşça odadan çıkıp kapıyı kapattılar ve kapı bi on saniye sonra yine açılıp kapandı ve odaya Meriç, Tuna ve Ceyda girdi. Ceyda koşarak geldi ve üstüme bildiğiniz çıkıp sarıldı. Tuna gelip Ceyda nın kolundan tutup kendine çekti ve :
-Salak kız daha yeni ameliyat oldu sorunlu.
Dedi.
Meriç bi köşede bekliyordu. Suratında bi gariplik vardı. Somurtuyordu. Gülümseyip:
-Sağol Tuna az daha ölüyordum. Ameliyat da ölmedi ama kankan az daha beni öldürüyordu
Dedim.
Tuna kahkaha atıp:
-Nasılsın?
Dedi.

Yarım saat sonra:
Ceyda:
-Ya Açelya ben bi Tunayla kantine mi gitsem.
Dedi.
-Tabi gidin.
Tunay la Ceyda odadan çıktılar. O sırada mesaj geldi. Elime alıp gülümsedim. Tuna "bişey ister misin sana da alıyım". Yazmıştı. "Gerek yok sağol" yazıp telefonu kapattım. Kafamı kaldırınca geldiğinden beri hiç konuşmayan ve her zamankinden daha yakışıklı ve masum olan bir Meriç ile karşılaştım. Yanıma doğru gelip:
-Bu gece yanında kim kalıcak?
Dedi.
-Kimse.
-Saçmalama birinin kalması gerek.
-Kimseye gerek yok.
-Banada mı?
-Sen...şey..ıı... İstersen kalabilirsin. Ama abimler asla izin vermez.
-Ya verirlerse.
Dedi ve odadan çıktı.
5 dk falan geçmeden Meriç gelip:
-Ayer mızıkçı ve çekilmez bir hasta olmassan bu gece senleyim.
Dedi.
Niye bilmiyorum ama mutlu oldum.
-Beni çekebilcekmisin?
-Hımmm normal halinle hiç çekilmiyordun. Hastayken sen hiç çekilmessin vazgeçtim.
-Yaaaaa bırakmamki.
-Emin ol sen bıraksanda ben yine seni bırakmam.
Öyle diyine kendimi bi özel hissettim. Gözlerine ilk defa bakıyordum. Çok güzeldi.
O sırada Ceyda ve Tuna odaya daldı.
Ceyda:
-Ponçiğim biz artık gidelim.
Dedi.
Tuna da başını salladı. İkiside el salalyıp kapıya yöneldiler ki Ceyda:
-Eee hadi Meriç!
Dedi.
-Meriç bu gece benimle kalıcak.
Dedim.
Ceyda gülümseyip kapıdan çıktı. Tuna da tam çıkıyorduki yanıma koşup kulağıma:
-Bi şeye ihyacın olursa ve bu moron (yani Meriç) dan sıkılırsan sadece bi mesaj at. Güldürme ve eğlence için hemen gelirim.
Dedi.
Gülerek:
-Moron?
Dedim.
-Heee nolmuş?
-Güzelmiş.
Dedim.
Gülerek odadan çıktı. Meriç:
-Ne dedi sana?
Dedi.
-Ne?
-Ne dedi diyorum. Bu kadar gülmene sebep olacak şey ne?

Devam edecek...💕
Not: Okullar açıldığı için daha az bölüm atıcam.

💛Hangi takımlısınız hadi yorumlara yazınız❤

Bu sene ne aldınız?
( Takdir ve İftihar Belgesi)

YeRin AltıNdA bİr OKULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin