Meriç in arabası dışardaydı.
-Bin.
Dedi.
Bi bad boy ayakları vardı saçma bi şekilde ama o bad boysa bende Açelyayım.
Dediğini duymamazlıktan geldim ve arabaya binmek yerine dümdüz yürümeye başladım. Meriç kolumdan tutup beni tekrardan arabaya ilerletmeye çalıştı.
-Ya bırak. Nereye? Gelmicem işim var.
Dedim.
Tabiki de dinlemedi. Ön kapıyı açıp beni içeri soktu. Kemerimi takıp kapıyı kapattı. Beni nereye götürecek bilmiyodum. Ayrıca en son evine gizlice girdiğim için bana pis bi şeyde yapabilirdi. Bu yüzden Kemerimi açıp açıp arabadan indim. Hızlıca yürümeye başladım. Meriç önüme geçip:
-Derdin ne?
Dedi.
-Sana güvenmiyorum.
Dedim.
Sonrada hiç bi şey demeden eve ilerlemeye başladım.
Ertesi gün :
Açıkçası dün abimlerin haberi olmadan okuldan gittiğim için abimlerin bana kızgındı. Bu yüzden dün evde bi katliam oldu. Bu ara çok derslerini aksatıyosun Açelya ! Şımardın Açelya! vb. Bu çok saçmaydı. Bi kere benim bi düzenin vardı. Abimler onaylamasaydı buraya gelmeyi yani kabul etmeselerdi ben diğer okulumda annemle çok mutluydum. Benim bi düzenin vardı.Metin abim gelip:
-Okula gelmeyi planlıyomusun Açelya? Gerçi bu okula gelsede geri gider çekemez dersleri.
Dedi.
Dünden beri zaten azarlıyolardı. Yatağımdan kalkıp:
-Ne büyüttünüz ya! Gelmiyorum. İyi ki bi haber vermeden gittim. Daha öncede haber vermeden gittim. Ama sorun yoktu ne oldu bi anda beni umursamayamı başkadınız?
Dedim.
Abimler bana abuk subuk bağrıyodu.
-Sonuç olarak bu gün gelmiycem. Size bay bay.
Dedim.
Hızlıca ikisininde itekleyip odadan çıkrdım ve üstümü giyindim.Fotoğraf makinemide aldım. Açıkçası eskiden annemin hediye ettiği şipşak makinem vardı ve ne zaman abimlerle kavga etsem fotoğraf çekerdim. Yanıma küçük bi çantada alıp içine telefonumu şipşak makine mi ve birazcık 80 TL falan aldım. Kimseye bi şey demeden biraz çıkıp dolaşmak istiyordum. Kapının kilidini açtım ve yavaşça aşağı indim. Kapının önünde bekleyen Can ve Metin abi mi görmemle tüm fotoğraf çekme Hevesimi kaçtı ama yinede dışarı çıkmak istiyordum. Merdivenleri indiğimde bay gereksiz babamın da salonda oturduğunu fark ettim. Can abim:
-Okula böyle mi gicceksin.
Dedi.
Bağırarak:
-Bu gün okula gitmiycem.
Dedim.
Metin abi de bana bağırarak:
-Üstünü değiştir.
Dedi.
Onunla yarışa girmiycektim. Çünkü kazanan o olucaktı. Hızlı bi şekilde merdivenleri çıkmaya başladım. Bi kaç damla gözümden yaş aktı. Elimin tersiyle silip odama girdim ve kapıyı sertçe kapattım. Yüzümde sadece kirpiklerimde rimel vardı. Aksın istemiyordum. Bu yüzden ağlamayı kestim. Hayır okula bu gün gitmiycektim. Belki Metin abim birazcık kibar söyleseydi gidebilirdim ama ona inat gitmiycektim işte. Tekrardan çok sessizce odadan çıkıp merdivenleri indim, kapıya yöneldim hazır Abimler ve bay gereksiz babam otururken çıkmam için tek şansımdı. Kapıyı açtım yavaşça çıktım ve geri kapattım. Kimse fark etmemişti. Evettt telefonumu uçak moduna aldım. Sonrada hızla evden uzaklaşmaya başladım. Bu gün anlaşılan benim fotoğraf günümdü. Önce sahile gitmeye karar verdim. Bi taksiye binip sahile gittim. 25 TL tutmuştu. Ödeyip indim. Bugün kötü başlamıştı ama güzel bitecekti. Az ilerdeki kuruyemişciye ilerledim ve biraz çekirdek aldım. Sonra kumlara oturup fotoğraf çekmeye başladım. Bi köpek yanıma gelip oturdu. Anlaşılan susamıştı. Kalkıp ilerdeki kuruyemişciye tekrardan gidip bi ekmek ve bi şişe su aldım. Geri gidip aynı yerime oturdum. Önce avcumla biraz su içirdim sonrada ekmek vermeye başladım.
Sevdikçe kendini sevdiriyodu. Çok güzel bi köpekti. Bu anı çekmeye karar verip önce köpeği çektim. Çıkan fotoğrafı alıp salladım. Çok şirin çıkmıştı. Çantama koymadan önce fotoğrafın altına bu günün tarihini ve saati yazdım. Sonra tekrardan makineyi ters çevirip ikimizi çektim. Biraz yamukta olsa güzel çıkmıştı. Resim gelene kadar tekrardan sallayıp tarihi ve saati yazdım ve çantama koydum. Köpek çok güzeldi. Aslında imkanımda vardı bakmak için. Bahçeli bir ev, para. Birazda benim ilgim. Köpek çok asildi. Öyle çok büyük değildi kahverengiydi. Fazla zayıf değildi. Tüyleri çok değildi. Fakat o azıcık kahverengi tüyleri adeta parlıyordu. Kulakları hafif sarkıktı. Golden a benziyordu. Benim bundan üç yıl önceki golden cinsi köpeğime çok benziyordu. Tam 5 yıl boyunca beraberdik fakat sonra öldü. Çok üzülmüştük ve ondan sonra bi daha bi hayvan sahiplenmemiştim. O ölen köpeğimin adı Asil di. Bu da Asil olsun dedim. Aşılarını falan sonra hallederdim. Ensesinden tutup ilerlemeye başladım. Çok büyük değildi. Bende kucağımı aldım ve az ilerdeki pet shop a girdim. Bi tasma aldım. Düz siyahtı. Yürütmek içinde yürüyüş ipi aldım. Toplam 40 TL tuttu. Yanıma zaten 80 TL almıştım. 25 ini taksiye vermiştim marketten aldıklarında 5 TL tutmuştu. Yani bunlarda alırsam 10 TL kalıyordu. Çokda önemli değildi. Bu yüzden tasma ve yürüyüş ipini alıp çıktım. Yavaşça rahatsız etmeden taktım. Sanki alışkınmış gibi önümde sakince durdu. İpide takıp çantamdan kalemi çıkardım ve isim yeri tasmanın aksine beyazdı. Tasma siyah isim yerine isim yazılabileceği için beyazdı. Kalemle "ASİL" yazdım. Yürüyüş ipide pembeydi ve üzerinde siyah çizgiler vardı. İpi tutup yürümeye başladım. Asil de benle yürüyodu.Akşam = 9:50
Param azdı ve taksiye binemiyodum. Akşama kadar fotoğraf çekmiştim ve çok yorulmuştum. Asil de biraz acıkmıştı. Az bi ekmek kalmıştı onu verip yürümeye devam ettim. Eve gidersem abimler hem çok kızıcaktı hemde ilk köpeğin Asil i kaybedince çok üzüldüğüm için büyük bi ihtimal bu hayvanda eve almıycaklardı. Eve gidemezdim. Yürümeye halinde yoktu ve saat çok geçmişti. Bende en yakın gideceğim yer olan Meriç e gideyim dedim ama Meriç de çok uzaktı. Rahat yarım saat yürümem gerekiyordu ve çok yorulmuştum. Asili kucağımdan indirip yürümeye devam ettim. O sırada bi dolmuş önümden geçti. Hemen durdurup bindim. Adam:
-Hanımefendi hayvanla binmeyelim hep kirlenir buralar.
Dedi.
-Kirletmek mi? Kucağımdan indirmem.
Dedim.
-Lütfen hanımefendi iner misiniz? Yada hayvan binmesin.
Dedi.
Hayvan binmesinmi? Daha neler.
-O sizden temiz. İyi akşamlar, kolay gelsin.
Deyip aşağı indim.
Kırk yılda bi dolmuş geçti ve....Küfür ede ede yürümeye başladım.
35 dk sonra:
Saat= 10:30 olmak üzereydi ve Meriç bile gelmiştim. Kapıdaki görevli beni fark etmişti. En son geldiğimde görevli kulübesi vardı ama görevli yoktu. Şansıma.
-Ben Meriç in arkadaşıyım.
Dedim.
-Meriç bey bana haber vermedi.
Dedi.
-Ya Açelya geldi, çok acil dermisiniz?
Dedim.
Telefonla birini arayıp biraz konuştu sonra bana dönüp:
-buyurun.
Dedi.
İçeri kapının demiri açılıyoduki başımın döndüğünü fark ettim. Sabahdan beri biraz çekirdek ve meyve suyuyla duruyodum. Gözlerimin kapandığını fark ettim.Açtığımda Meriç yüzüme bakıyordu.
-İyi misin?
Dedi.
Doğrulup:
-İyiyim.
Dedim.Devam edecek....🍂
Beğendiyseniz vote verebilirsiniz 🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YeRin AltıNdA bİr OKUL
Fiksi Remaja-Elanur Kervankıran ❤ Herkes bilir herhangi bir okulun nasıl olduğunu. Fakat bu okul o sizin bildiğiniz okullardan değil. Bu okul yerin altında, onca toprağın altında ama toprağın altında olması bu okulu ilginç yapan değil. Bu okulu ilginç yapan şey...