6. Bölüm

87 15 7
                                    

Dışarı çıkınca Meriç gidip tam karşıdaki arabaya yani Ferrari tarzında siyah olan arabaya yöneldi. Ön kapıyı açıp bana baktı. İlerleyip arabaya bindim. O sırada Ceyda geldi. Meriç bu seferde arka kapıyı açtı, Ceyda da arabaya bindi. Evi ilk Ceyda tarif etti. Ceyda nin evine gelince Ceyda:
-Çok sağol Meriç. Görüşürüz Açelya iyi akşamlar.
Dedi ve arabadan indi.
Meriç bana bakıp:
-Evin tam olarak nerde?
Dedi.
-Aslında bende burda insem.
-Olmaz.
-Olur olur.
Dedim. Kapıyı açtım. Tam kemerimi açıyordumki Meriç kolumdan tutup:
-Hava çok karanlık dışarı şerefsizlerle dolu izin ver bırakıyım.
Dedi.
Kafamı salladım.
Evi tarif ettim.
Arabayı çok hızlı sürüyordu. Başım döndü. Evime gelince:
-Çok teşekkür ederim. İyi geceler.
Dedim.
Ve arabadan indim.
Cevap vermedi. Eve sessizce girmek için arka bahçeye yöneldim. Havuzun kenarındaki camdan içeri girmeye çalıştım.
-Yapabilirim Ah! Olamaz. İyi de sıkıştım ben. Of!
Harika bi şekilde altında bi etekle kaldım. Rezillik. O sırada girmeye çalıştığım odanın yani şuan mutfağın penceresinden içeri girmeye çalışırken ışık açıldı ve Rüzgarla karşılaştım.
-Prenses.
-Rüzgar.
-Napıyon ya!
-Şşş bağırma.
-İyi de zat-
Rüzgarın sözü yarım kaldı. Çünkü Metin ve Can abim içeri girdiler arkalarından da bay gereksiz. Sanırım s***tım.
Harika.
Abim Metin gelip pencereyi açtı ve içeri tepe taklak düştüm. Direk eteğimi düzeltip ayağa kalktım. Böyle bi şans kimsede yok.
10 dk sonra:
Abimlerle salonda oturuyorduk. Bay gereksiz:
-Saat kaç olmuş hala dışardasın. Neredeydin?
Dedi.
Cevap vermedim.
Metin abim:
-Odana çık.
Dedi.
Canıma comcom yine hiç bi şey demeden yukarı, odama çıktım ve üstümü değiştirdim. Altıma gri bir şort üstümede pembe bir tişört giydim.

 Altıma gri bir şort üstümede pembe bir tişört giydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yatağın içine girip telefonumu aldım. O sırada kuzenim Rüzgar içeri girdi.

-Ooo yaz mı geldi hava buz gibi. Dışarda kar yağıyor sen ne giyion.
Dedi.

Dışarıya şöyle bi baktımda gerçekten kar yağıyor. Rüzgara dönüp:
-Hoşgeldin.
Dedim.
-Ya hava buz gibi sen niye böyle giyindin?
-Ben hep kısa kollu giyerim.
-Altın?
-Şoooort.
-Şöyle yapalım. Seni kaçırıyım!
-Ne!
-Seni kaçırcam ama önce üstüne bi şey giyin.
-Tamam. Sen çık hemen geliyorum.
-Metinle Can a çaktırma. Bide onlarla uğraşamam.
-Tamam. Çok sağol Rüzgar. Hemen geliyorum.
Dedim.
Rüzgar hemen dışarı çıktı. Bede hemen gardıroba yöneldim. Tekrardan üstümü değiştirdim. Üstüme pikachu nun olduğu tişörtümü giydim. Altımada yırtık pantalonumu giydim.

Botlarımıda giydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Botlarımıda giydim. Tam çıkacaktımki dışarıya şöyle bi baktım. Kar bitmişti. Neyse hala minik minik yağıyordu. Telefon kılıfımı değiştirdim. Nedenmi? Üstümle uyumlu olsun diye. Pikachu lu telefon kılıfımı taktım ve yavaşça kapıyı açtım. Abimler ve Rüzgar beni fark ettiler. Abimlerle Rüzgar bi şeyler konuşuyorlardı. Rüzgar:
-Abinlerin haberi var ve çıkabiliriz.
Dedi.
-Harika.
Deyip montumu aldım ve evden çıktık.
Rüzgara dönüp:
-Nereye?
Dedim.
Ama cevap vermedi. Saat 11:50 gerçi benim saatin yalnış. Saat bi on iki olmuştur. Neyse biraz yürüdük ve bi parkta durduk. Rüzgar:
-Sana bi şey demek zorundayım.
Dedi.
Ah benim salak kafam. Rüzgarın buraya yani İstanbul dan bizim eve Antalayaya gelmesi bende okulu varken. Çok garip. Kesin bi şey var hem bu saatte abimlerde hayatta dışarı çıkmama izin vermezler di.
Rüzgar:
-Metin abin gidiyor.
Dedi.
-Ne nereye?
-Şöyle. Metin yurt dışına gidiyor.
-Neden? Eve gidiyorum bu çok saçma.
-Git sende bi işe yaramaz. Biz çıktıktan üç dk falan sonra oda çıktı.
-Bana bişey demeden mi?
-Benim dememi istedi. Kendisi dayanamıycağı söyledi.
Son kelimelerden sonra sadece "kaç günlüğüne " diyebildim. Rüzgar ise bi yirmi sny sonra:
-5 aylığına.
Dedi.
Ne yani doğum günümde bile burda olmıycaktı. Bi an kendimi kontrol edemedim ve bulunduğumuz parkın bankını dondurdum. Sonra yerleri. Bi an kolumda bi el hissettim. Arakamı döndüm ve:

Meriç:
Parkta bizimkilerin gelmesini bekliyordum ki Açelya ve yanında duran çocuk dikkatimi çekti. Çocuk bir şeyler anlatıyor. Açelyada dikkatle dinliyordu. Bi an Açleya sinirlendi ve yanlarında duran banka hızlıca eliyle buz yaptı. Sonra ise yeri dondurdu. Direk yanlarına doğru yol aldım. Umarım çocuk Açelya nın sevgilisi değildir. Yada sevgilisiyle Açelya dan ayrılmıyordur. Açelyanın yanına gidip kolundan tuttum. Direk bana döndü.

Tekrardan Açelya.
Meriç ile karşılaştım. Bana bakıp elimden tuttu ve:
-Kim bu?
Dedi.
Elini bırakıp cevap vermeden direk eve doğru koşarcasına ilerledim. Rüzgar bana bağırıyor ve arkadan geliyordu. Bi an önüme geçip:
-Bekle. Nereye?
Dedi.
Bağırarak:
-Eve.
Dedim.
Abim nereye gidiyordu? Niçindi? Neden beş aylığına? Tüm sorularımın cevaplarını Can abimden öğrenicektim. Eve gelir gelmez kapıya sertçe vurdum. Can abim kapıyı açıp:
-Açelya.
Dedi.
İçeri girdim. Peşimdende Rüzgar girdi üst kata çıkarak Metin abimin odasına girdim. Gardırobunu açıp baktım ve boş olduğunu çoğu kıyafetinin gittiğini gördüm. Odaya Can abim girdi.
-Açelya gel konuşalım
Dedi.
-Metin abim neden gitti?
-Başka bi okula senin diyişinle Bay Gereksiz ile gitti.
-Neden?
-Bay gereksiz istedi.
-Neden bana demediniz?
-Metin istemedi.
-Aradan açarmı?
-Sanmıyorum sabah ararız.
-Tamam.
Dedim ve odama geçtim.
O sırada kapı çaldı koşarak aşağı indim ve Meriçle karşılaştım. Peşimdende Rüzgar geldi.
-Meriç!
-Açelya bi gelirmisin?
-Tabi.
Rüzgara bakıp kapıyı hafifçe kapattım. Meriç:
-İyi misin?
Dedi.
-İyiyim.
-Ne oldu?
-Özel desem.
-Sevgilin mi?
-Neden soruyorsun?
Cevap vermedi ve arkasını dönüp gitti.

Devam edecek...

YeRin AltıNdA bİr OKULHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin