Etrafıma baktığımda Asil gözüme çarptı. Benim Asil e baktığımı görünce Meriç de Asil bakmaya başladı.
-Niye burdasın bana güvenmediğini sanıyordum.
Dedi.
-Zaten çokda güvendiğim söylenemez. Gidecek başka yerim yoktu.
Dedim.
-Ama yanımdasın.
Dedi.
Pis pis sırıtıyodu.
Ayağı kalkıp Asil i aldım ve kapıya yöneldim.
-Nereye hani gidecek bi yerin yoktu?
Dedi.
-Boşver hiç demedim farz et.
Dedim.
Tam ilerliycektimki kolundan tutup beni kendine çevirdi. İyi bana yaklaşmıştı. Bi anda içeri Sena hanım girdi.
Hani şu "syt" parfüm şirketinin başı Meriç in annesi (14. Bölümde ilk kez tanıştığımız) girince Meriç den kendimi uzaklaştırdım.
Sena Hanım:
-Geçmiş olsun Açelya bayadır görüşmemiştik.
Dedi.
-Sağolun.
Dedim.
-Parfüm-
Dedi ki Meriç Sena hanımı yarıda kesip:
-Dışarı çıkarmısın?
Dedi.
-Sorun değil.
Dedim.
Sena Hanım:
-Sende bi alakası yok. Meriç hep böyle bana karşı. Neyse tekrardan geçmiş olsun.
Dedi ve dışarı çıktı.
Böyle bi şeye gerek yoktu. Meriç e dönüp:
-Niye bu kadar kötü davranıyosun?
Dedim.
-O kadın gözü dönmüş biri
Dedi.
-O senin annen.
-Değil. Açelya benle uğraşma. Sen bu saatte niye evde değilsin onu söyle.Olan biten her şeyi anlattım.
-Yani bu köpeği eve götüremem. Abimler çok sinirlenir. Aslında hayvanları ikisi de sever ama en son ki hayvanım daha doğrusu benim herşeyim olan ölünce abimler bi daha eve hayvan almak istemediler.
Dedim.
Bu konu ne zaman açılsa ağlardım. Yine ağlamaya başladım. Meriç masanın üstünde oturuyordu. Kalkıp yanıma geldi ve oturdu. Üstünde siyah bol bi tişört vardı. Altında da siyah dar dizleri yırtık bi pantolon vardı. Boynunda da gümüş bi zincir...
Baş parmağıyla gözümden yanağıma akan yaşı silip :
-Ağlayan kızı sevmem. Güçlü ol. Ben birşey bulurum.
Dedi.
Elimle yüzümdeki göz yaşlarımı silip:
-Onu sokağa bırakmak istemiyorum.
Dedim.
Asil yanıma gelmişti. Kucağıma alıp sevmeye başladım. Direk yatıp başını dizime koymuştu.
-Ne yapmamı istersin?
-Bilmiyorum ama bi kaç gün burada kalsa hiç değilse abimleri ikna edene kadar.
-Olur yeterki ağlama.
-Çok çok çok teşekkür ederim.Ayağa kalkıp Asil i kenara koydum ve Meriç e sarılmaya başladım.
-Teşekkür ederim. Meriç çok teşekkür ederim.
Dedim.
Eliyle beni itekleyip:
-Geç oldu. Evdekilerle haber ver burda kal.
Dedi.
-Olm-
Elini ağzıma götürüp lafımı yarıda kesti.
-Ara.
-Tamam.
Abimlere Meriç de kalıcağımı söyleyemezdim. Bende tatlı küçük bi yalan söyledim. Önce Ceydayı aradım. Meriç şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Ceyda ya "abimlere yalan söylemesi gerektiğini bu gün Açelya bende kalacak size biraz sinirli demesini istedim. " tabi bi ton soru sordu. Niye yalan söyliycem? Kimde kalcan?-Öfff Ceyda de işte bi şeyler ben sana bi ara anlatırım. Seni seviyorum iyi geceler tatlı rüyalar.
Dedim ve kapattım.
Meriç in kahkaha atmasıyla ona baktım. Yanıma oturup:
-Abinleri arayıp bu gece Mervelerde kalcam deseydin.
Dedi.
-Senin iyiliğin için yaptım. Abimlere sende kalcağımı söyleaeydim sanırım ölün çıkardı.
Dedim.
Gülümseyip:
-Aç mısın?
Dedi.
Aslında açtım ama hayvan gibi öyle çocuğa şey yapmak istemiyodum. Zaten Asil bi kaç gün burada kalıcaktı bide ben bu gece burada kalıcam. Fazla olmak istemiyodum.
-Sağol ama aç değilim.
-Ben yinede söyliyim bi şeyler hazırlasınlar.
Deyip gitti.
Asil uyumuştu. Kafasını kaşıyıp ayağa kalktım. Meriçin odasına daha öncede girmiştim. Hırsız gibi. L şeklindeki koltuğu yatağı dev kitaplığı boks torbası masası ve masanın yanındaki karşılıklı iki puf....
Uykum çok gelmişti. Açtım ama çok değildi. Oda sıcaktı iyice mayışmıştım. Gözlerim kapanıyordu.Sabah saat 9:40
Uyandığımda Meriç in odasında değildim. Hızlıca ayağı kalktım. Beni buraya kucağındamı getirmişti?
Allah ım iyi ki yük olmak istemiyodum. Asil in aşağıdan sesi geliyordu. Balkona yöneldim. Aşağıda bi kadın elinde bi iple Asil le oynuyordu o sarkık kulakları zıpladıkça sallanıp duruyordu. Odadan çıkıp Meriç in odasına yöneldim. Odadan pat pat sesler geliyordu. Kapıyı tıklattım "gel" diye bi ses geldi. İçeri girdiğimde Meriç sıkıca kum torbasına vuruyordu. Üstünde bi şey yoktu, altında ise yine siyah dizleri yırtık cool pantolonu vardı. Çok sinirli duruyordu. Bana baktı. Ben ise aşağı bakıyodum. Havluyu alıp yüzünü ve vücudunu sildi. Sonra havluyu yatağın üstüne fırlatıp hızlıca beni kolumdan tuttu kendine yaklaştırdı ve sıkıca sarıldı. Üstünde hiçbirşey olmadan sarılınca bi garip hissetmiştim. O bad boy Meriç bi şirin olmuştu. Bende ona sarılıp:
-Bi şey mi oldu Meriç?
Dedim.
-Boşver. İyisin.
Dedi.
-İyiyim saçmalama.
Dedim.
Benden ayrılıp:
-Aşağı in kahvaltı hazırdır. Duş alıp geliyorum.
Dedi.
-Yok ben gidiyim.
Dedim.
-İn kahvaltıya başla.
Dedi.
-O zaman bekliyim.
-Duş alırken yanımda mı durcan?
-Saçmalama öyle demedim.
-Yooo benim açımdan sıkıntı yok.
-Aşağıdayım.
Dedim ve kapıya yöneldim.
Saçmalığa bak. Pis sapık ne diyor ya. Aşağı ön bahçeye Asil in yanına indim. Beni görünce tanıyıp bana koştu.
Bi kadın yanıma gelip:
-Yemeğini yedi. Dün yaş mama aldık. Sanırım bi kaç gün burada kalcakmış. Meriç bey öyle dedi.
Dedi.
-Evet oyun oynattığınız ve mama aldığınız için sağolun.
-Ne demek Meriç beyin kesin emri.
-Ney Asille ilgilenmek mi?
-Evet efendim.
-Sağolun.
Asil çimenlerin üstünde oynarken salona geçtim. Salon şato gibiydi. Ev demiyorum. SALON sadece SALON şato gibiydi. Omzumda hissettiğim elle arkamı döndüm. Beyaz bol tişörtlü siyah dar pantolonu ve beyaz bilekli ayakkabılarıyla çok yakışıklı Meriçle karşılaştım. Saçları ıslak ve hafif dalgalıydı.
-Hadi Asil ön bahçede oyun oynarken bizde arka bahçeye geçelim.
Dedi.
Kafamı sallayıp peşinden gittim.
-Niye başlamadın?
Dedi.
-Seni beklemek istedim.
Dedim.
Bahçeye kocaman bi masa kurmuşlardı. Meriç oturup bana baktı. Karşısına oturup:
-Annen yani Sena hanım gelmiycekmi?
Dedim.
Cevap vermedi sadece yüzümü bakıyordu. Bi tane salatalık aldı ağzına attı ve bana bakmaya devam etti. En son dayanamayıp:
-Yüzümde bi şey mi var?
Dedim.
-Hayır.
Dedi.
-Sena h-
Lafımı bitirmeden:
-Şirkette.
Dedi.
-Meriç yalnış anlama ama sabah bana niye öyle sarıldın?
-İçimden gelmedi tabi. Gece rüyamda seni gördüm. İyi değildin. Sabah da yine seni görünce bi an sarıldım işte bi daha olmaz.
-Sorun değil.
Pis pis yine sırıtmaya başladı.
-Meriç o anlamda demedim. Ne kadar fesatsın.
-Gülmek suçmu?
-Suç değil ama senin bu pis gülüşün hoş değil.
Telefonum çalmaya başladı. Tuna arıyordu.
Açtım.
-Efendim Tuna.
-Nasılsın.?
-İyi. Sen?
-Bende iyi. Şey akşam bi parti varda gelmek istermisin.?
-Kimin.?
-Bizim evde ben seni alırım.
-Tamam olur.
-O zaman akşam 7 de görüşürüz.
-Yok ben gelirim.
-Emin misin ben alırım istersen.
-Sağol ama gerek yok. Ben akşam 7 de sizdeyim.
-Konumu falan atarım. Ceydayıda ararsın.
-Tamam görüşürüz.
-Görüşürüz.Telefonu kapatınca Meriçle göz göze geldim.
-Kim o?
-Tuna.
-Ne diyor?
-Niye sordun?
-Merak ettim. Söyle.
-Azıcık kibar olsan. Olmaz mı?
-Olmaz.
-Akşam Tuna parti vercekmiş. Ceydayla beni çağrıyo sende gelsene beraber gidelim.
-İşim olmaz. Bu arada geç dönme.
-Aaa onudamı karar vereceksin?
-Yok en son yani senle ilk tanışmamızı umarım hatırlıyosundur.
-Hatırlamazmıyım. Ben yine partiden dönüyodum gecenin 1 inde ve sen beni sokakta rahatsız eden çocuklardan kurtarmıştın. (Olay 1. Bölümde olmuştu)
-Aynen öyle. Ama bu sefer o kadar şanslı olamayabilirsin.
-Merak etme 10 da dönerim.
-Ben iyiliğin için dedim.
-İyi ki dedin sağol.
-Ne demek. Simdi bi planın varmı? Ben çıkıyorum. Senide bırakıyım.
-Yok.
-Güzel hadi AVM ye gidelim.
-Ne!
-Niye bu kadar şaşırdın?
-Hiiç sadece üstümü bi değiştirseydim.
-Bence de şort yerine pantolon tercih edebilirsin.
-Emredersin. Ne oldu yanında böyle gezmem klasınımı bozar?
-Yani o yüzden demedim. Yine bi bakan olur. Uğraştırma beni. Gerçi senin yüzün güzel her türlü bakarlar da.İltifatmı etti anlayamadım. Ama dalga geçer gibi tipi yoktu.
-Sağol.
Dedim.
Gülümseyip:
-Hadi önce eve gidelim üstünü değiştir yani hazırlan sonra AVM ye gidelim. Akşamda seni parti ne bırakalım.
Dedi.
-Yalnız ben simdi gündelik giyincem. Akşam tekrardan beni partiye götürmeden eve götürmen gerek üstümü değiştircem.
Dedim.
-Emredersin.
Dedi.
Ayağı kalkıp dış kapıya yöneldik.Uzunca bi bölüm oldu..
İyi okumalar vote unutmayalım 💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YeRin AltıNdA bİr OKUL
Ficção Adolescente-Elanur Kervankıran ❤ Herkes bilir herhangi bir okulun nasıl olduğunu. Fakat bu okul o sizin bildiğiniz okullardan değil. Bu okul yerin altında, onca toprağın altında ama toprağın altında olması bu okulu ilginç yapan değil. Bu okulu ilginç yapan şey...