Ertesi gün:
Meriç ile kütüphane olayından sonra bi daha konuşmadık. Bu gün cumartesi. Yapacak hiç bir şeyim yok. Yani sadece belki bir şey olabilir. Bay gereksizi deli etmek ama ondan önce hazır abimlerde dışardayken, bay gereksizde meşhur bu zengin hayatını devam ettirebilmek için işe gitti. Kısacası ev boş. En son anneme çok kızgındım beni bu adama bıraktığı için biliyorum onun suçu değildi ama "hayat acımasız. Hayat sen uyurken üzerine türlü türlü yalanlar örterki sen üşü diye" fakat alıştım. Hayat beni rahat bırak bana neden neden bu kinin?....
Yalnız hayat; "Her zaman işin ras gitmeyebilir. Her zaman ben uyurken o yalanları, oyunları üzerime örtme bakarsın bi gün tam örtceğin sırada UYANIRIM. "
...
Annemi aramak için telefonunu aldım. Uzun bi aradan sonra açtı...
-Anne.
-Kızım nasılsın iyi misin?
-İyiyim anne sen nasılsın?
-Bende iyiyim nasıl alıştınmı?
-Evet alıştım. Bu zengin zubbe hayata.
-Öyle deme baban normalde çalıştığının iki katını çalışıyor.
-Çalışmasın. Ona yıllar sonra gel üç çocuğunu al ve özele ver diyenmi oldu?
-Olmadı ama sizin eğitiminizi önemsiyor.
-Neyse anne kendine çok dikkat et. Bi şey olursada hemen ara.
-Tamam kızım sende çok dikkat et. Ha Açelya derslerinide aksatma.
-Tamam anne. Bay bay.
-Görüşürüz. Bay bay.
....
Kısa kestim. Annemin iyi olması açıkçası beni çok mutlu etti. Ayer üzgün ve kötü olsaydı kesin yanına giderdim ama bu ara hiç değilse şu üç hafta hayatta yanına gitmem. Hala ona kırgınım ve aramıza mesafe koyuyorum. Üzerimi değiştirmem gerek. 20 dk sonra Fildişi cafe de olmam gerek. Ceyda beni bekliyor. Ceyda kim mi? Ceyda diğer okulumdaki en yakın arkadaşım ve onunda yeteneği var. Diğer üniversite yani önceki üniversitedeyken en iyi arkadaşım kankim di o okulda sadece ikimiz anormaldik. Yani şöyle sadece ikimizin yeteneği vardı ve kimse bizim özel garip güçlerimizin olduğunu bilmiyordu açıkçası biz de orada normal insanlarla çok eğleniyorduk her şey muhteşemdi sadece bay gereksiz gelene kadar ve hayatımı kendi hayatı gibi zengin hayatı özel üniversite benim gibilerin olduğu bir üniversiteye çevirenedek. Ben orda eğleniyordum aslında. Neyse Ceydayla buluşmak için üzerimdekilerden kurtuldum. Havalar git gide ısınıyor. Üstüme rahat bi kazak giydim. Altımada lacivert pantolonumu giydim.ayakkabı olarak beyaz ayakkabılarımı giydim. Saçlarımı açıp azıcık rimel sürdüm. Hızlıca parlatıcımıda sürüp telefonumu aldım ve evden çıktım. Cafeye girdim. Ceyda çoktan gelmişti hatta bi şeyler söylemişti içiyordu. Hayır içki değil! Sıcak çikolata. Gidip yanına oturdum. Onu beklettiğim için kızcaktı biliyorum. Ceyda çok iyi biridir. Sevdiğini bırakmayan sevmediğininde yüzüne bakmayan birisidir. BEKLETİLMEYİ sevmez. Tersi pisdir ama genelde çok ponçiktir. Başkaları için genelde HEP kendi hayatını ezer yani başkalarını bi şekilde en umutsuz vakayı bile düzeltip mutlu edebilir ama eminim sonunda mutsuz olur. Bi keresinde sevdiği deli gibi aşık olduğu bi çocuk vardı. Fakat çocuğu Ceydanın YAKIN arkadaşlarından biri olan Peri de seviyordu. Benim saf kalpli kankam sırf o kız mutlu olsun diye sesini çıkarmadı. Hatta aralarını yaptı. Sonrasında ne mi oldu? Çocukla Peri denilen kız ikiside 19 yaşında yıldırım nikahı kıydı. Kankam ise şahitleri oldu. Bilirim sonrasında çok üzülmüştür ama hep der "onlar ruh ikizi" diye.
NOT: Şuan çocuğu sevmiyo.
Ceydanın yanına oturup:
-Selam.
Dedi.
Şey tipinden bahsetmişmiydim? 1.60 boylarında mavi gözlü ve çok güzel. Ayrıca MANKEN. Kankam diye demedim ama her şeyiyle muhteşem ve boyda manken olmadı TİPTEN yani YÜZ MANKENİ. Neyse özellikleri arasında BEKLETİLMEYİ sevmediğini sanırım söyledim ve ben onu 13 dk beklettim. Fakat ilk defa öldürecek gibi bakmıyordu. Hatta gülüyodu.
Ceyda:
-Kanka sizin okula yazıldım.
Dedi.
Bi an çığlık attım ve boynuna yapıştım.
Sarılmamız bittiğinde bende bi salep söyledim. Biraz konuştuk. O sırada telefonun çaldı sınıftaki kız Pelin arıyordu. Pelinle ilkokulda aynı sınıftaydık. Görürür görmez tanıdım. (Şu an aynı okuldayız.)
-Alo Açelya akşam .............dayız.
-Napcaz orada?
-Oturcaz. Salak azıcık bak azıcık çok az içicez. Hem tüm sınıf orada. Hem şu okulun ilk günü kolundan tutup seni sınıftan çıkaran çocuğu bile ikna ettim. Hadi.
-Meriç mi?
-Hııı. Geliyormusun?
-Tamam ama bi arkadaşımla.
-Farketmez. Akşam 6:00 da.
-Ok.
Telefonu kapattım.
Ceyda bana bakıp:
-ne oldu?
Dedi.
-Akşam .......... dayız.
Dedim.
-Bana uyarda Açelya kankacım senin iki tane yakışıklı kaslı abin var.
-Ben hallederim onları. Saat 3:40 daha var.1 saat sonra:
-Kanka akşam görüşürüz.
-Görüşürüz.
Hesabı ödeyip ikimizde çıktık. o sağa ben sola yollarımız ayrıldı. Eve girip direk yukarıya çıktım. Çok yemişim midem bulanıyor. Hiç üstümü değiştirmedim direk yatağa yatıp telefonumu aldım.5:00 ❤
Yavaşça yatağımdan çıktım. Direk yatağın karşısına geçip yapmam gereken makyajı yaptım. Bi yirmi dk mı aldı. Sonra üstümü giyinmeye başladım. Üstüme siyah sıfır kollu giydim. Altımada bordo bi etek giydim.Saçlarımı açtım. Saçların hep düzdür. Siyah kol çantamı alıp içine cüzdanımı ve telefonumu koydum. Altıma siyah diz kapağıma kadar düz çorap çektim. Siyah topuklu botlarımıda giyip yavaşça odamdan çıktım. Abimler odalarındaydı. Bay gereksiz de odasında dosya inceliyordu. Yavaşça evden çıkıp kapıyı kapattım daha doğrusu kapatamadım çünkü Can ve Metin abi beni engellediler. Şöyle bi altımdaki eteğe baktılar. Sonra tekrardan bana bakıp :
-Nereye?
Dediler
Tabiki de cevap vermedim ve koştum. Ceydanın evine gelince bi nefes aldım. En 10 dk peşinden koştular. Neyse ki sonradan bıraktılar. Ayrı eve çıkmam gerek. Bi an önce. Ceyda kendi evinde yaşıyo. Kapıyı tıklattım. Direk açtı. Çok güzel olmuştu. Koluma girip kapıyı kapattı. Konuşa konuşa geldik. İçeri girince bi gerildim. Tuna yanıma gelip:
-Merhaba.
Dedi.
Ve masayı eliyle gösterdi. Masaya yöneldik. Sadece Pelin Tuna ve iki kızla iki erkek vardı. Meriç yoktu. Şöyle bi etrafına baktım. Göremeyince önüme döndüm ve Ceydayla bizimkileri tanıştırdım. Pelin ve Ceyda iyi anlaşmışlardı.
1 saat sonra:
İçkiye ve benzer her şeye karşı hiç bi şekilde ezilmem. Sadece çok içersem kusarım o kadar. O kadar çok içtimki artık alıştım. Ceyda da bende sarhoş filan olmayız am açıkcası her içişimden sonra kusarız. Ceyda ile hızlıca elimdeki bardağı bıraktım ve tuvalete kustum. Kabul sarhoş olmam ama çok kusarım ki bu seferki biraz fazla oldu. Ceyda peçete almak için içeri masaya geri döndü. İlk defa bu kadar çıkardım. O anda omzunda hissettiğim el ile kusmamı durdurup kafamın çevirdim ve Meriçle karşılaştım. Kızlar tuvaletindeydi ve ana dış kapıyı kitledi. Saçlarını arkadan tutup peçete uzattı. İğranç bi 10 dk bin ardından ayağa kalktım. Sifonun çektim ve bulunduğum kalbinden çıkıp ellerimi yıkamaya başladım. Meriç bi an kolumdan tuttu ve beni kendine çevirdi.
-Niye bu kadar içtin?
Dedi.
-İçtim işte hem ben bunun iki katını içiyorum. Yinede bi şey olmuyor. Hiç bi şekilde sarhoş olmam sadece çıkarırım.
-O zaman bendensin.
-Derken?
-Bende aynıyım. Neyse hadi çıkalalım.
Dış kapının kilidini açtı ve çıktık. Elinde peçete ile somurtkan bi çift Ceyda görünce sırıtmaya başladım. Meriç:
-Sizi eve bırayım hadi. Ceyda sen Açekyanın eşyalarını alırsın biz arabadayız. Zaten araba kapının önünde.
Dedi.
Ve Ceydanın konuşmasına izin vermeden .......... dan çıktık.Devam edecek.....
En kısa zamanda ( yarın) ❤❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YeRin AltıNdA bİr OKUL
Teen Fiction-Elanur Kervankıran ❤ Herkes bilir herhangi bir okulun nasıl olduğunu. Fakat bu okul o sizin bildiğiniz okullardan değil. Bu okul yerin altında, onca toprağın altında ama toprağın altında olması bu okulu ilginç yapan değil. Bu okulu ilginç yapan şey...