dieciséis

1.5K 95 7
                                    

Su ana kadar hep bilinmeyen numara dedim, ama aslinda sayilar gozukuyordu. Yani 05********* seklinde bir numaraydi ama boyle yazmak yerine numarayi bilmedigi icin bilinmeyen numara demeyi tercih ettim. Haberiniz ola.

Keyifle okumaniz dilegiyle...

_______________________________________

Yeliz'den

Teneffüste boş kamelyayı kapmak için resmen bina kapısından depar atarak gittim. Hemen gidip bank kısmına kuruldum. Ayakkabımın masa kısmına değmemesi için ayakkabım dışarıda kalacak şekilde bileğimi köşeye koydum. Kolumun birini başımın altına yastık niyetine, diğerini siper olarak gözümün üstüne koydum.

Derste meyveli kek, meyve suyu ve su siparişimi Burak'a mesajla iletmiştim. O günden beri peşimde dört dönüyor, vicdanını rahatlatmaya çalışıyordu. Ben de hem en müko kankası hem de iyi bir insan olarak vicdanını rahatlatmasına yardımcı oluyordum.

Kahretsin, yine çok iyiyim.

Annem ve babam, böyle bir çocuk yetiştirdikleri için kendileriyle gurur duymalılardı. Bilmiyorum, Allah'a da şükredebilirler onlara böylesine bir evlat bahşettiği için.

Farkında mısınız, sayemde insanların imanı bile güçleniyor.

Yav, ne muazzez bir insanım!

Ah, ben yok muyum, ben!

Kamelyaya gelenlere, kolumu gözlerimden çekip yarı kısık gözlerle baktım. Ceyhun, kolunun altına aldığı Ceyda ile geliyordu.

İsimlerindeki o uyumu fark ettiniz siz de, değil mi?

Müthiş tatlı bir çift...

Onların birliktelikleri de benim kadar hayırlı. Nasıl yani? Şöyle; Ceyhun'la sevgili olunca Ceyda bizimle de arkadaş olmuştu. Ve bilin bakalım, bu ne demek?

Evet, benim ilk kız arkadaşım olduuuu. Kalp.

Hasan ve Burhan'la yakın arkadaştık küçüklüğümüzden beri. Sonra Ceyhun ve Burak da bize katılmıştı. İlköğretimde hep onlarla takılmıştım ve şahsen bir kız arkadaş ihtiyacı da hiç hissetmemiştim.

Liseye geçtiğimizde de çevremde bu kadar erkek oluşu ve artık yaşıt kızların aksine biraz daha erkeksi oluşum, onları benden uzak tutmuştu.

Bir ara onlarla otururken ben uyuyakalmıştım. Kendime gelmeye başladığımda onların kendi aralarında +18 ve kız muhabbeti yaptığını görünce kendimi çok farklı hissetmiştim.

Ben onlardan değildim.

Evet, böyle hissettim.

Neyse ki onlardan aşırı soğuyacağım bir şey söylememişlerdi. Yine de bir miktar soğuduğum gerçeği vardı. Bilmem hangi sınıftaki ismini bile duymadığım kızın memeleri, pek de içimi açan bir mevzu değildi.

O günden sonra yanlarında uyumamaya özen gösterdim.

Hasan, Burhan ve Burak da hemen ardından geldiler, ben de kalkmak zorunda kaldım.

Burak'ın getirdiklerine hayvan gibi saldırdım.

O arada aklıma gelenle telefonumu çıkarıp bizimkilere uzattım. Bilinmeyenin numarasını gösterip tanıyıp tanımadıklarını sordum.

Burak, numaraya uzun uzun baktı. Başını kaşıdı, kaşları çatıldı.

“Ben tanıyorum gibi ama...”

Numarayı telefonuna yazdı. Kafamı uzatıp baktım ama hiçbir şey çıkmamıştı.

“Allah Allah!” dedi ve sonra tüm modu değişip ağzı kulaklarına varıncaya kadar gülümsedi. “Birine benzetmişim demek ki...” Bu çocukta kişilik problemi var. Net.

Hasan, ağır abi modunda “Hallederiz onu. İllaki bulunur. Hem neden daha önce söylemedin? Ya bir şey yapsaydı?” dedi. O böyleydi. İri yarı, sert, izbandut görünümünün altında yumuşak ve düşünceli bir kalbi vardı. Belki de hepimizi ölen kardeşleri yerine koyduğu için böyleydi. Bilemiyorum.

Ceyhun ve Ceyda aynı anda kafa sallayıp onayladılar.

“Ben sanırım korkardım.” dedi Ceyda.

“Demirden korksak trene binmezdik, yeğen.” demek istesem de ona gerçek yüzümü henüz gösteremezdim. Bir parça hanımefendi olmaya çalışıyorum. Veya çalışmaya çalışıyorum, emin olamadım.

“Önemsemedim ama bize yakın biri olmalı.”

“Tanıdık kim olacak ki?”

Aklımda bir an ampul yandı.

“Lan biriniz şaka yapıyorsa var ya gelmişini, geçmişini-” deyince Burak eliyle ağzımı kapattı. Yenge hanım, böyle şeylere alışık değildi. Mesela şimdi gözlerini sonuna kadar açmasının sebebi bu.

Bi’ saniye.

BEN HANIMEFENDİCİLİK OYNUYORDUM.

Off ya! Hiç beceremiyorum şunu.

Neyse...

“Siktir...” diye bağırdı kulağımın dibinde Burak. Evet, evet. Demin küfretmeyeyim diye ağzımı kapatan Burak. Geri zekalı...

“N'oluyor lan? Kulağımızı s-sevdin, kardeşim.” dedi Burhan. İyi kıvırdın, hadi gene iyisin, Buro.

“Telefonunu bir ver, bakayım bana.” dedi ve niye koyduğum hakkında en ufak bir fikrimin olmadığı şifreyi girip telefonumu açtı. Yazışmalarıma girip numaraya baktı. “Siktir, siktir, siktir!”

“Kim lan bu? Sen biliyooon.”

Boğazındaki ellerimi gevşetip “Söyleyemem.” dedi.

“Söyle lan!” diye kükredim. Diğerleri de bana hak veriyorlardı ama onların haklarına değil, Burak'ın bilgisine ihtiyacım vardı.

“Ölsem söylemem.”

“Söylemezsen sikerim.”

“Söylersem o daha fena siker. Senin sikmeni yeğlerim.”

Allah'ım aklı selim bir kuluna ihtiyacımız var şu derbeder hayatta!

Umarım bu şekilde devam eden ve hiçbir şekilde akılcı çerçeveye girmeyen kavgamız, Ceyhun'un aşk hayatını etkilemezdi.

_______________________________________

Umarim bogucu bir bolum olmamistir. Maalesef yakin zamanda tekrar texting olmayan bolum gelecek. 😞

Erkek Fatma | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin