Bolum, texting ve yazi karisimi olacaktir.
_______________________________________
B.N: Üç gün ya, üç gün!
B.N: Hasta olduğum için okula gitmiyorum ve döndüğümde gördüklerim...
B.N: Kim yaptı sana bunu?
B.N: Diğerleri sağlam olduğuna göre seni tek yakaladılar, öyle mi?
B.N: Hep de yanında gezerler amk.
B.N: Sikeyim!
B.N: GÖR ARTIK LAN MESAJLARIMI!
B.N: BANA CEVAP VER, YELİZ!
B.N: KİM YAPTI SANA BUNU?!
B.N: İnadını sikeyim, Yeliz. Daha da bir şey diyemiyorum sana.
*******
Yeliz'den
Teneffüste insanların bana bakarak yürümesi sinirimi bozuyordu. Dayak yemek değildi mevzu, herkes dayak yerdi; olay, boş yere dayak yemekti.
Kim olduğu hakkında en ufak fikrim olmayan bir kız gelmiş, “Bir daha ona cevap vermeyecek; onunla konuşmayacak; ucundan, bucağından geçmeyeceksin.” demişti. Ama kızımız o kadar zekiydi(!) ki isim vermemişti.
Yani herkes olabilirdi.
Bir hiç uğruna dayak yemiştim.
“Benim çilekli sütüme n'olmuş?” diyen Burhan'a “Ananınki,” demek geçse de içimden, Leyla teyzeciğimi sevdiğim için öyle bir şey demedim.
“Herkes mal mal bakıyor.”
“Olur öyle, takma.” Muhteşem ötesi bir tavsiye.
Kamelyaya gittiğimizde bizimkiler çoktan oturmuşlardı. Boş bulduğumuz yerlere oturduk.
Burak beni kendine çekip kendince sarıldı.
“Kim olduğunu söylemeyecek misin?” dedi Hasan.
“Hasan, yavrum. Bilsem niye söylemeyeyim? Kızı tanımıyorum. Kimden bahsettiğini de bilmiyorum. Belki de size yanık bir hatun.” Son cümlemle Ceyda, Ceyhun'a baktı.
Offf! Leş gibi kıskançlık koktu be!
“Saçmalık ya.”
Omuz silktim.
Yüzümdeki morluklar hafiflemişti ama karnımdaki ağrılar hâlâ kendilerini koruyordu.
Burak, kolasının kalanını uzattı bana. İkiletmeden içip bitirdim. O sırada Burak'ın elini kaldırdığını ve birine seslendiğini duydum. Hepimiz o yöne baktık aynı anda.
“Çınar!”
Çınar, yanılmıyorsam Burak'ın kuzeniydi. Arada bizimle takılır veya Burak'la takılırken biz onlara uyardık. 4 yıl boyunca aynı sınıfa denk gelmemiştik. Burhan, Hasan, Ceyhun ve ben sayısal olsak da o hepimizden farklı bir şubedeydi.
Kısa bir baş selamı ile tek boş yer olan yanıma oturdu.
“Geçmiş olsun. Nasıl oldu?” dedi.
“Sağ ol. Kız kavgası işte.” deyince tek kaşı havaya kalktı. Ellerini pantolonunun içine koyup arkaya yaslandı.
“Öyle olsun bakalım.”
*******
B.N: Yanıt verme zahmetine gir, lütfen!
Yeliz: Ne var be, ne var?!
Yeliz: Huzurla uyutmuyorlar da...
B.N: Daha iyi oldun mu?
Yeliz: Geçiyor illaki.
B.N: Bana anlatsana şu kızı.
Yeliz: Niye? Robot resmini çıkarıp sonra bulup en sonunda da dövecen mi?
B.N: Ben dövmicem, merak etme.
B.N: Şimdi söyle, nasıl biriydi?
Yeliz: Şimşek gibi çok hızlıydı, hiçbir şey göremedim.
B.N: Ha ha ve ha
B.N: Cem Yılmaz mübarek
Yeliz: Sana anlatacak değilim. Bir daha karşıma çıkarsa o zaman düşünürüz.
B.N: YELİZ
B.N: İnadını bırak artık!
B.N: Senin için endişeleniyorum. Rica ediyorum, sen de kendin için endişelen ve sana yardım etmeye çalışan insanlara sırtını çevirme. Senin iyiliğini istemekten başka yaptığım bir şey yok.
B.N: Bu defalık böyle kurtulman, bir sonrasının olmayacağı veya olduğunda çok daha ağır atlatmayacağın anlamına gelmez.
_______________________________________
O kadar yazamadim ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Fatma | Texting
Short StoryYeliz: Sen kime bakmıştın? B.N: Sana. Yeliz: Ben kimim, beyin fakiriiiii? B.N: Kalbimin sahibi. Yeliz: Te allam Yeliz: Allah aşkına, siktir git bi' başımdan yaa! Yeliz: Deli, deliyi bilmem nerde bulurmuş. B.N: Onu bilmem de ben, seni sahada bulmuşt...