Yolda yürüyordum. Kopşonlumla beni ıslatan yağmur tanelerini engellemeye çalıştım. Ama pek engellediği söylenemezdi. Zaten yağmurlu günlerde neden şmesiyesiz çıkarım ki?
Yağmurla bütün olmak için çıkarım. Asıl amacımı hatırlayıp gülümsedim.
Ama şu an yaptığım aptalcaydı. Üşütecektim ve evde kalıcaktım. Ya da o iğrenç hastanelerin koridorunda ayakta bekleyecektim. Bu düşünceler ürpermedi sağlıyordu zaten.
Arkamda duyduğum insanların telaşlı adımları ve kafalarını sokmak için bir yer aramalarıydı. Ama birisi şu birikintilerine zıplıyordu ve şu sesleri insanların konuşmalarında kayboluyordu.
Kafamı çevirip ona baktım. Kırmızı tenli, suratında ay ve yıldız vardı. Beyaz bir gömleği vardı ve lacivert bir kravat takıyordu. Kahverengi ayakkabılari su yüzünden rengi koyulaşmıştı. Nedense bana bakıyormuş gibi hissettim. Adımlarım giderek yavaşladı. Ve insan sürüsünün ortasında durdum.
Bana doğru yaklaştı. Gözlerinin rengi şimdi daha belirgindi. Adımlarını yavaşlatarak geldi yanıma. Gülümsedi ve sol elini ensesine götürdü. Ve sağ elindeki şemsiyeyi bana uzattı. Gözlerimin içine baktı.
"Merhaba, bu yağmurda üşümüş ve ıslanmış olmalısın. Lütfen bu şemsiyeyi kabul et." dedi ve şemsiyeyi elime tutuşturdu. İyi birisine benziyordu. Hızlıca benden uzaklaşmaya başladı. Deli miydi bu? Arkasına döndü ve "BU ARADA BEN TÜRKİYE!" diye bağırdı.
Ona el sallayarak "BEN DE UKRAYNAA!" diye bağırdım. Türkiye gözden kaybolana kadar arkasından baktım. Derin bir nefes aldım ama bu sefer ki bitmiş, tükenmiş bir hırıltı değildi. Mutluluk.. Ve ilerlemeye devam etti.
Yanaklarım alev alev yanıyordu. Türkiye... Ne güzel bir isimdi.
O an düşündüm. Bana yetişmek için koşmuştu. Suratından bile yorulduğu belliydi. Peki neden? Ben olsam rahat rahat yürüdüm ve kimseye şemsiyemi vermezdim.
Sadece hızlıca eve doğru yürümeye başladım. Evim çok uzakta değildi. 10 dakika sonra evime ulaşmıştım. Hemen ıslak kıyafetlerimi değiştirdim ve salondaki koltuğa yayıldım. Bir yandan düşündüm. Türkiye'yi... O beyefendiyi. Sıcak gülümsemesi benim kalbimi eritmişti. O kadar cana yakın birisiydi ki. Duruşundan davranışlarından gülümsemesinden de belliydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur (Türkiye x Ukrayna)
ФанфикO sıcak ellerin benim kalbimi ısıtmıştı Türkiye. Senin bana verdiğin şemsiye beni ısıtamazdı ama sıcak gülümsemen kuzey kutbunu eritirdi... Sevgilisinden ayrılan Ukrayna'nın gözleri açılır. Onca yıldır nasıl görmemişti onu. Onsuz bir nefes almayacağ...