███▓▒░░.[YÜKLENİYOR].░░▒▓███
Oyunun tatlı giriş müziği çalmaya başlamıştı.
Bu tatlı müzik oyunun tatlı olduğunu belirtmiyordu.
Ukrayna katili bulması gerekiyordu.
Yoksa oyun hep başa saracaktı...♡♡♡
Uykumu bastırmaya çalışarak kalktım. Koluma bağlı serumu çıkarmaya çalıştım Anlamıyor idim. Şu an neredeyim?
Serumu mı çıkardığımda mı canımı fazla yandığını fark ettim. Kendimi kalkmak için zorladım. Bacaklarım sızlıyordu. Buradan uzaklaşmam gerekiyordu. Yattığım yerden kalktım ve ayakkabılarımı giydim. Nefes alıp verme hızım artmıştı. Buradan kaçmalıyım.
Kaçmalıyım.
Pencereye gözüm kaydı. Pencereden kaçabilirim. Ufak tefek olduğumdan kolayca geçebilirim. Pencereyi açtım ve dışarıya çıktım. Hava soğuktu. Ve karanlık idi. Ama koşmalıyım.
Ayaklarım beni taşıyamayıncaya kadar koştum. Dizlerim kopana kadar. Ama geldiğim yer okuldu. Niye buraya gelmiştim? Bilmiyorum. Bugün okul yoktu.
Birisi beni kovalıyormuş gibi hissediyordum.
Okula girdim.
Okulda geziniyorken okulun bu kadar sessiz olduğunu hatırlamadığımı fark ettim. Rusya'nın elindeki vodkası, Amerikanın stalkerlığı, Kazakistan'ın sakin ama deli gülümsemesi, Türkiye'nin sıcak bakışları...
Aslında bunların hiç biri ses çıkarmıyordu. Ama bunun hayali bedenimdeki korku hissini bastırıyordu. Gülümsediğimi fark ettim. Ellerimi duvara sürerken oradaki pütürlülük yapan fazla boyaları hissettim. Yerlerdeki fayanslardaki kırıkları beynime kazıdım.
Babam ölünce fazla ağlamıştım ama ailemin yanında değil. Lavabolarda bol bol ağladığımı anımsıyorum. Teneffüslerde tuvaletlerde saklandığımı, sonra da gelenlerin bizim ailemizin hakkındaki dedikoduları duyduğumu..
"Rusya alkolik, Ukrayna zavallı bir bücür, Kazakistan dikdörtgen kafalı bir halı, Belarus ise mutlu gözükmeye çalışan bir salak." diye bahsediyorlardı. Bense sesimi çıkarmamaya çalışarak onları dinlerdim. Yere çöküşüm, gözlüğümü çıkarıp ellerimi suratıma bastırıp ses çıkarmamaya uğraşmam hepsi aynı anda olurdu. Derin bir nefes alıp ağlamayı bastırmak için uğraşmam..
"UKRAYNA!"
Anıları yok eden sesin sahibine baktım. Yorgun gözüken Türkiye'den başkası değildi. Ayaklarını kırık fayanslarda sürükleyerek bana yaklaşırken "Sen bu kadar hızlı mı koşuyordun? Peşindeki boğa değil bendim." Derin nefes aldı ve konuşmaya devam etti. "Tamam, biraz büyüğüm kabul ediyorum. Omuzlarımda büyük olabilir. Büyük kafalıyım ama azıcık! Ama boğaya benzediğimi düşünmüyorum." Dediklerine kıkırdadım.
"Seni yorduysam özür dilerim boğacığım." dedim geniş bir gülümsememi ona sunarak. Bana da gülümsedi ve sonra aklına gelen şey ile gülümsemesi soldu.
"Sonumuz yakın."
Ne demek istediğini anlamamıştım. Kafamı iki yana sallayarak "Ne oldu ki?" diye sordum. Kaşlarım çatılmıştı.
"O bizi öldürecek. Ama sen engel olmalısın."
"Kimden bahsediyorsun?"
"Aslında beni sever ama yakınımı öldürdü. Seni de öldürmesini de istemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur (Türkiye x Ukrayna)
FanfictionO sıcak ellerin benim kalbimi ısıtmıştı Türkiye. Senin bana verdiğin şemsiye beni ısıtamazdı ama sıcak gülümsemen kuzey kutbunu eritirdi... Sevgilisinden ayrılan Ukrayna'nın gözleri açılır. Onca yıldır nasıl görmemişti onu. Onsuz bir nefes almayacağ...