|Matematik Mi?|

517 40 33
                                    

Türkiye'den
Yunanistanı isteği üzerine ders çalışmaya gidiyoruz. Yanıma yaklaştığını görünce ona gülümsedim. O ise bana bağırmayı tercihe etti. "Hadi yürü! Daha evine gideceğiz. Ohooo" Derin bir nefes alıp " yürümeye başladım. Hala yanımda sòyleniyordu "Aptal, biraz hızlı yürü! Çok yavaşsın!" Aslında Yunanistan arkamda kalıyordu. Çantasına daha ilk günden fazlasıyla eşyayı sokuşturmuştu. Gülümseyerek "Çantanı taşıyım mı?" dedim. Bana hızlıca dönüp "Pffft, sanki çantamı taşıyamıyorum!" derken ayağı taşa takıldı. Hemen onu kolundan tuttum. Yunanistan Hızlıca ellerimden kurtuldu ve "Sapık mısın sen!?" diye bağırdı. Kendimi kötü hissetmiştim. "Özür-" o sırada Yunanistan sınırlı bir şekilde bağırdı. "Her şey için özür dilerim demeyi kes! Sonra günün birinde ezik bir salak olursan seni ben korumam gerekicek! Normalde beyler bayanları kurtarır ama böyle devam ederse asıl ben senin prensin falan olacağım. Normalde senin gibi salaklar benim gibi kadınları-Yani ben!..." Suratındaki sinirli bir ifade varken bir anda ifadesi değişti. "Sakın yanlış anlama!" Yunanistan kendi yanlışını düzeltmeye çalışırken gülmeye başladım. Yunanistan kıpkırmızı suratıyla ilerlemeye başladı. Bende ona yetişmek için adımları hızlandırdım.

"Hey hey, her şeyi yanlış anlamıyorum." Yunanistan büyük ihtimalle bana küsmüş olacak ki adımlarını hızlandırdı. "Hey, Yunanistan!" Ama Yunanistan beni umursamamaya devam etti. 5 dakika filan hiç konuşmadık. En sonunda Yunanistan sinirle bana döndü.
"Madem, o kadar ısrar ettin. Al şu aptal çantayı!" dedi. Sırıttım. Çantayı omzundan aldım. Çantası o kadar ağır değildi aslında. Yunanistan "Rahatladım." dedi ve içten bir gülümseme ile bana döndü. Yunanistan böyleydi. Çabuk sinirlenirdi ve siniri kısa sürerdi. Küçüklükten beri arkadaştık. Taaa küçüklüğünden beri böyleydi.

Yunanistan ile okul hakkında konuşarak eve doğru ilerledik. Benim evim uzaktaydı. Eve ulaştığımızda Yunanistan yine söyleniyordu. Anahtarı cebimden çıkardığım zaman Azerbaycan kapıyı açtı. Yunanistan'ı süzdü. Yunanistan'ı sevdiği söylenemezdi. Onu umursayıp bana döndü. Sert bir bakışla ona döndüm. Yaptığı şey ayıptı. Offlayarak ona döndü "Hoşgeldin, abi ben bugün Japonyadayım. Bilmiyorum evde nolursa artık?" Yaptığı şey beni sinirlendirmişti. Dişlerimin arasından "Tamam, git Japonya'ya. Selamımı söyle." dedim. Sırıtarak evden ayrıldı. Allah'ım bana sabır ver! Yunanistan ayakkabılarını çıkarıp eve girdi ardından da ben. Japonya şuna naıl katlanıyorsa artık. Yunanistan 'Evin yine eskisi gibi" dedidiğini duydum. Evet, değişikliği pek seven birisi değilimdir. Yunanistan salona girdi. Odanın köşesinde duran vitrine baktı. Gülümsedi ve ikimizin olduğu bir resmi eline aldı. "Hey, hala bu resimleri buraya mı koyuyorsun?" dedi. "Elbette, niye koymıyım ki?" Yunanistan mutlu gözüküyordu. "Bu anıyı hatırlıyorum. İlk tanıştığımız andı. Sen hatırlıyor musun?" Elindeki resimde küçük ikimiz birbirimize sarsılmıştık. O anıyı hatırlıyordum.

Küçük kız yere düşmüştü. Acıyan bileğini baktı. Kanıyordu. Minik tombik yanaklarından damlalar süzülüyordu. Öteki ülkeler onunla dalga geçiyordu. Buna alışmıştı. "Aptala bak AĞLIYOR. Sulugöz!" O sırada birisinin ayak seslerini duydu. "Bunu yapmayın! Niye yapıyorsunuz ki!?" Kız sesin geldiği yöne baktı. Kendinden bir kaç santim uzun olan erkek çocuğu vardı karşısında. Öteki ülkelerden birisi "Sulugözün arkadaşı da gelmiş!" Çocuk "Sizin gibilerin mutsuz olduğu için böyle şeyler yapıyormuşsunuz. Annem söylemişti." Çocukların arasında sessizlik çöktü. En sonunda birisi atılıp "O zaman annen de aptal..." dedi. Çocuk sinirlenmiş "Benim annem aptal DEĞİL! Siz aptalsınız!" diye bağırmıştı. "Ne dediğine dikk-" derken minik Türkiye onun suratına vurmuştu. Çocuk sendeleyerek geriye düştü. Türkiye kızın elinden tuttu ve onu kaldırdı. İkiside hızlıca koşmaya başlamıştı. En sonunda kimsenin onları takip etmediğinden emin olunca ikiside durdu. Türkiye "İyi misin? Seni benim annem iğleştirir. Kendisi bir peridir." dedi. Kız bu cümleler karşısında gülümsemeden edememişti. Sonra minik kız Türkiye'ye sarıldı. Türkiye ilk başta ne olduğunu pek anlamamış sonra o da sarılmıştı. Türkiye "Hadi annemin yanına gidelim!" dedi ve minik kızın elinden tuttu.

"Elbette ki hatırlıyorum. Niye hatırlamıyım ki?" dedim sonra aklıma matematik çalışacağımız geldi. "Hadi Yunanistan matematik çalışacağız daha." dedim. Yunanistan bana baktı ve "Matematik mi?" Gülümseyen suratı asılmıştı.

🇬🇷

Yağmur (Türkiye x Ukrayna)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin