Alarmın sesi ile telefonunu kapatmaya çalışmam bir oldu. Gerindim ve yataktan kalktım. Her zaman giydiğim beyaz gömleğimi giymeden önce sargılarımı değiştirdim. Ve fıstık yeşili takım elbisemi giydim. Babamın taktığı fesi kafama geçirdim. Çantamı kapının önüne koydum. Evde sadece ben varım. Mutfağa girdim. Saat daha erkendi. Okula gitmeme 1 saat vardı. Çayımı demlemeye koyuldum. Çayım demlenirken ben de kahvaltı tabağını hazırladım. Bir tane daha tabak hazırladım. Belki Azerbaycan gelirse yer diye hazırlamıştım. Büyük ihtimalle dönmeyecekti. Aman neyse! Çayımı koydum ve oturdum. Çayımı içerken...
"ANANI-"
Camın öteki tarafında mutsuz suratıyla Yunanistan vardı. Az kalsın ölüyordum lan. Gittim ve dış kapıyı açtım. Yunanistan ayakkabılarını çıkardı. Eee, ben onu içeri davet etmemiştim ama... Neyse.
"Çayınla aşk yaşıyordun sanırsam. Kapıyı çaldım ama cevap veren olmadı. Neyse, önümden çekil."
"Iııı, Yunanistan nereye gidiyorsun?"
"Sapığım ben tabii. Ne yapacağım? Burada defterimi unutmuşum. Gidip onu alayım." dedi ve odama ilerledi. Bir dakika, onları göremez lan! Tam kapıyı açıyorken kolunu tuttum. Kolunu tuttuğum eline baktı sonra da suratıma. Hemen elimi geri çektim ve gülümsedim (zorla olsada)
"Sen mutfağa geç. Ben getiriyim defterini."
Yunanistan bana "Ne diyon lan?" bakışı attı. Sonra "Tamam." dedi ve mutfağa doğru ilerledi. Hemen odama girdim ve kanlı sargı bezlerini odamdaki çöpe attım. Dün akşam dikişlerim patlamıştı. Savaşın hala izleri duruyordu. Yunanistan'ın bıraktığı izlerdi. Kolum o sırada baya acımaya başladı.
"DEFTERİMİ SAKLAMAYI MI DÜŞÜNÜYORSUN!?"
Yunanistan'ın sesi ile irkildim ve hemen defteri kaptım. Odamdan çıktım, mutfağa girdim. Yunanistan oturmuş sinirli bir şekilde bakıyordu. "Kahvaltı yaptın mı?" diye sordum. "Yedim bir şeyler işte." diye cevap verdi. Geçiştirmeye çalışıyordu. Derin bir soluk aldım. Gülümsemeye çalıştım. "Tamam, kalk birlikte gidelim." dedim. "Gerek yok. Ben yalnız gitmek istiyorum." dedi. "Tamam" dedim.
Sonra koluma odaklandı. Koluma baktığımda takımıma dahi geçmiş olan kanı gördüm. Yunanistan kolumu tuttu. Kolumu geri çekmeye çalıştım ama çoktan kolumu açmıştı. Sargıyı yavaşça çözdü ve patlamış olan dikişlerime baktı. Dikişler sürekli patlıyordu. Bundan dolayı alışmıştım.
Yunanistan "Sargıyı sıkı bağlayamamışsın..." dedi. "Sargı bezi nerede?" dedi.
"Odamdan getiriyim." dedim ama o da benim peşimden geldi. Odamın kapısı aralıktı. Kapıyı ayağımla açtım. Yunanistan sargı ve makası aldı. Bana baktı ve "Otur." dedi. Yatağa oturdum ve Yunanistan yanıma oturdu. Kolumu uzattım. Yarayı yavaşça temizlemeye başladı. Aramızda gergin bir sessizlik çöktü.
Sonra Yunanistan konuşmaya başladı. "Ben özür dilerim. O-o günde-" onun sözünü böldüm. "Hey, bir şey olmaz. Önemli değil."
🇹🇷🇬🇷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur (Türkiye x Ukrayna)
FanfictionO sıcak ellerin benim kalbimi ısıtmıştı Türkiye. Senin bana verdiğin şemsiye beni ısıtamazdı ama sıcak gülümsemen kuzey kutbunu eritirdi... Sevgilisinden ayrılan Ukrayna'nın gözleri açılır. Onca yıldır nasıl görmemişti onu. Onsuz bir nefes almayacağ...