• 6

114K 3.9K 280
                                    

Aradan bir ay geçmişken ben yeni hayatıma henüz alışıyordum. Eylül'le gelince bir defa buluşmuş herşeyi ayrıntısıyla konuşmuştuk. Benim için sevinmişti.

Bu gece ise annemin beni sosyete çevresine tanıtması için verdiği büyük parti vardı. Evin kocaman alt katı boşanmış bir kutlama salonuna çevrilmişti. Heyecanlıydım. Hemde fazlasıyla. Sonuçta herkes benim için gelecekti. Anneme defalarca gerekmediğini istemediğimi söylesem bile bu iş için olan hevesini kıramadım.

Aynada son defa kendimi süzerken evin yardımcısı Hülya abla alta inme zamanımın geldiğini söyledi. Terleyen ellerimi elbiseme sürtüp kapıya doğru ilerlemeye başladım.

Odamdan çıkana kadar düz fön çektirdiğim saçlarımı geriye atıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Odamdan çıkana kadar düz fön çektirdiğim saçlarımı geriye atıyordum. Henüz kapımı kapatmıştım ki evin içi Schubert - Ave Maria dolmaya başladı. Topukluların üstünde zar zor dik durup ağır ağır koridorda geçtim , daha sonra sağ ve sollu merdivenlerden birini seçip indikten sonra salona döndüğümde tüm gözler üstümdeydi. Nefeslerim sıklaşırken bana iç rahatlatan gülümsemesiyle bakan annemden gözlerimi çekmedim. Ondan başka tutunucak dalımın olmadığı ortamdan tedirgindim.

Girişimde çalan klasik müzik yerini annemle seçtiğimiz Blue Danube isimli vals müziğine bırakırken Akın abi karşıma geçti. Geçen haftadan itibaren aldığım derslerle olması gerekenden daha iyi vals yapıyordum. Herkesin hayran bakışları ardından dönüşlerde köşede içkisini içen Atahan'a bakmaktan geri kalmıyordum. Yaklaşık iki haftadır onu görmemiştim. Annem Duru ile aralarının iyice açıldığını artık eski ilişkilerinin kalmadığını bana anlatınca zorlukla tepkisiz kalmıştım. Gün geçtikçe benden yaşlarca büyük adamın hayranlığına kapılıp gidiyordum.

-"Bende çok memnun oldum." Kaç defa kullandım bu cümleyi ? Ah asla hatırlamıyorum.

Salondaki hemen hemen herkesle yüz yüze tanışmış ortada baygınlık geçirecek dereceye gelmiştim. Özellikle genç erkek kısmı sürekli etrafıma gelip konuşmaya çalıştıkça çığlık atıp kaçasım gelmişti.

Bir kaç saniyelik insanların boşluğundan faydalanıp sağ taraftaki merdivenin oradan geçilen mutfağa gittim. Oradan da arka bahçeye kaçtım. Burada camdan yapılmış kış bahçesi vardı. Kocamandı ve içerisinde o kadar çok büyüklü küçüklü bitki var ki. Annem boş zamanlarını burada değerlendirdiğini anlattığından beri bende geliyordum. Değişik bahçe objelerini kıyıya köşeye yerleştirmesine rağmen çiçekler en büyük yeri kaplamış halde.

Ortada daha uzun gövdeli bitkiler vardı. Kenarındaki yoldan geçip küçük fenerlerle aydınlanmış bahçede en sona yürüdüm. Girişten burası gözükmüyordu. Beyaz demirden işlemeli oturma yerine gittim ve oturdum. Arkama yaslanırken gerçekten huzuru bulduğumu hissettim. Kimseye görünmemiş olmanın verdiği rahatlıkla gülümserken mis gibi kokan çiçek kokularını içime çektim. Camlarla her yan kapalı olsa bile hava oldukça soğuktu.

EFSUNLU AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin