Rahatsız oluşumu belli etmek benim için hayli zor olmuştu. Rahatsız değildim ama çekmek zorundaydım.-"Bak kendimi çok suçlu hissediyoru-" Elimi kaldırıp susturdum.
-"Hiç bir şey konuşmak istemiyorum sizinle. Kendinizi boşa yormayın lütfen. Gidene kadar benim yaptığım gibi sizde bana katlanırsanız sevinirim." Tüm mesafem ve seviyeli konuşmamla önüme döndüm. Bence iyi dedim. Beni öpüp o lafları sayana az bile.
-"Saçmalama Liya. Katlanmak ne alaka ? Ayrıca ben konuşmak istiyorsam bu konuşacağız demek oluyor ! Bir daha sözümü kesme." Bağırınca kimsenin duymaması için dua ettim. Sonra tezgahtan gelen tıkırtılarla Hasibe teyzenin varlığını unuttuğumu o an anladım.
-"Bağırma birisi duyacak." dedim onun aksine sessizce.
Yüzüne baktığımda kaşlarını çatmış gözlerine öfke düşürmüştü.
-"Bana kızmakla haklısın tamam ama inan...o anda...of.."
-"Yanlışlıkla oldu diyeceksin herhalde." dedim imayla. Kalbim yine sıkışmıştı.
Bu defa yüzünü ifadesiz hale sokup tuhaf bakışlarla inceledi beni.
-"Yanlışlıkla olmadı aslında."Kaş çatma sırası bana geçmişken yüzümü ona çevirdim.
-"Olmamış gibi say diyen ben değildim. Sizin dünyanız için belki basit ama benim için değil !"Hasibe teyzeyi hatırlayınca yükselen sesimi sonlara doğru alçalttım.
Bir anda büyüleyen gülümsemesini sununca allak bullak olan beynim iyice çöküşe geçti. Büyük elini yanağıma sürtüp baş parmağını gözümün altında gezdirdi.
-"Benim içinde basit değildi." Dolgun dudaklarında dilini gezdirip
-"Hatta çok etkileyiciydi."Tanrım.
Bu yaptığı çok ama çok tahrik edici !
Kızarıp bozaran yüzümü elinden kurtarıp ittiğim anda mükemmel zamanlama ile annemler içeri konuşarak girdi. O da toparlanıp geri çekilmişti.
-"Hasibe abla çayından bir getir de içelim hadi." Annem koltuktan geriye gülümseyip söyledikten sonra diğer tanımadığım misafirler kalkmaya karar verdiler. Keşke bizde gitseydik.
-"İyi geceler." Son kez söyleyip gittiler. Atahan da onları yola koymak için kalkıp gitmişti.
-"Sıkıldın mı ?" dedi Akın abi bana göz kırpıp.
Yerimde kıpırdanıp tebessüm etmeye çalıştım.
-"Birazcık." dedim.-"Buyrun sizlerede getirdim." Hasibe teyzenin efsane kokulu çayını itirazsız aldım ve buharını içime çektim. Tatlı bir kokusu vardı.
-"Senin gibi yapabilen yok vallahi."
-"Ben yaparım size hep."
-"Banada bir kahve yapsan iyi olur." Elleri cebinde salona giren Atahan'ı alttan alttan süzdüm. Dudağımın ucunda olan sıcak çaydan içerken dilim yanınca geri çekildim.
-"Hemen yapayım."
Atahan yine sanki yer yokmuş gibi yanıma oturdu. Sonra televizyonu açarken geri yaslanmıştı. Onlar konuşurlarken bende çayımı büyük bir zevkle içiyordum.
Geri kalan zamanda Atahan'ın neden öyle söylediğini düşündüm. Hem pişman olduğunu belirten tavırlar sergileyip ağlamama neden olmuştu hemde sonra gelip hoşuna gittiğini ima ediyordu. Ya dengesiz yada ben anlamakta zorlanıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNLU AŞK
RomansaAralarındaki yaş farkı hiç bir şeye engel olamayacaktı. "Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere dip not ; bu bir yaş farkı hikayesidir. Yaş farkı günümüzde olan 6-7 yaş gibi sıradan bir fark değildir. İdrak edecek olgunluğa erişmemiş okuyucular lütf...