Yanak içimi ısırıp ellerimi sıka sıka gözlerimi oradan çektim. Yeniden barışmış ve birlikte olmuş olabilirler mi ?
-"Kabanını çıkarmayı düşünmüyor musun ?" Talia'nın dürtmesiyle başımı belli belirsiz sallayıp kabanımı çantamın yanına koydum.
-"İçecek bir şey almaya gidiyorum. İster misiniz ?" Kuzeni Salih'in sorduğu soruyla Talia'ya baktım.
-"Bir iyilikseverliğin tutmuş gibi bu akşam ." Ona kötü kötü bakışlarından aralarının iyi olmadığını anlamak zor değildi.
Salih de gözlerini devirdi ve saçlarını geriye attı. Yakışıklı çocuktu doğrusu.
-"Sana da yaranmak mümkün değil. Sana soruyorum o halde Liya ne istersin ?"
Alkolsüz kokteyl isteyip ardından arkama yaslandım. Gözlerimi Atahan'a ve Duru'ya değdirmemek için büyük çaba sarf ediyordum. İçimdeki ses Duru'nun kolundan tutup kaldırmayı ve Atahan'ın yanına oturmamı söylüyordu.
Bardağın son yudumuna dek yeni açılış konuşmasından sonra dj eşliğinde dans eden insanları izleyip durdum. Sık sık sohbet ediyorduk. Salih eğlenceli birisiydi. Talia her ne kadar samimi olmamaya çalışsa da anlattıklarına gülmeden edemiyordu.
-"Hadi oturmak için mi geldiniz kalkın bakalım." Salih önden kalkıp basamaktan inince arkasından ilk dakikalardan oynamaya gönüllü Talia indi. Bende kalktığım sıra kısalan eteğimi düzeltip saçlarımı geriye attım ve Atahan'la göz göze geldim. Tuhaf ama sert bakışları önce ifadesizdi. Sonra başıyla bir yeri işaret etti. Ona anlamsızca bakıp omuz silkince iyice sinirli bakmaya başladı. Tekrar aynı yeri gösterdi. Gösterdiği yer dj kabinin yan tarafında görünen koridordan başka yer olamazdı.
Gitmek istedim. Onunla daha fazla bir şeyler konuşmak , yakın olmak istedim. Yanındaki Duru'dan uzaklaştırmak hiç ama hiç aklıma gelmedi !
-"Ben bir lavaboya geçip öyle gelirim yanınıza." dedim basamaklardan inerken. Sesimi duyurmam azıcık zor olmuştu.
-"Bende geleyim istersen ?"
-"Hayır canım gelirim ben." diyip yanlarından ayrıldım. Kalabalığın arasından o koridora zar zor ulaştım. Bay bayan wc yazan kapıların haricinde iki tane daha vardı. Rastgele birine girip kapıyı kapatmadım. Girdiğim geniş odada üst üste koyulmuş masalar , sandalyeler kısaca malzeme odasıydı.
Kapı kapanma sesiyle arkama baktım. Müzik sesi artık uzaktan gelir gibiydi.
-"Neden beni çağırdınız ?" dedim göğüslerimi izleyen gözlerini es geçip.
Hatta anladığımı fark etmesi için ince askılarımı yukarı çekip kapatmaya çalıştım.
Gömleğinin üstten açılmış iki düğmesinden dolayı biraz sinir olmuştum. Çünkü o dikkat çekici yanık tenini yakından gören Duru oluyordu.
-"Niye milletin yanında oturuyorsun ?!"
Duraksayıp bir adım öne çıktım. Ne cevap vereceğimden çok bana bu cümleyi neden söylediğini daha fazla merak ettim.
-"Anlamadım ?" dedim kaşımı kaldırıp.
O da sanki ne dediğini yeni kavramış gibi yüzünü değiştirdi.
-"Yani , tanımadığın insanlarla oturmaman daha iyi olur." Kafasının bulandığını gözlerinden anlamıştım. Gideceğini hissettiğim an elimi koluna koydum. Kapıdan elini çekip nefesini yüzüme üfledi.
-"Beni neden buraya çağırdınız ? Ve neden öyle bir şey söylediniz ?" dedim tek tek sakince konuşup.
İstediğim cevap...sanırım daha farklıydı. Söyleyemeyeceği kadar farklı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNLU AŞK
RomanceAralarındaki yaş farkı hiç bir şeye engel olamayacaktı. "Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere dip not ; bu bir yaş farkı hikayesidir. Yaş farkı günümüzde olan 6-7 yaş gibi sıradan bir fark değildir. İdrak edecek olgunluğa erişmemiş okuyucular lütf...