Gün boyunca oradan oraya Serhan sayesinde görmediğim yerleri gezmiştim. Sırf beni gezdirmek için işlerini ertelemesine gönlüm razı olmasa da ' yengemle ilgilenmek boynumun borcu' cümlesiyle konuyu kapattırmıştı. Akşama doğru Ural ve kız arkadaşı Aydan aramıza katılınca gözümde aklımda Atahan'ı arıyordu. Sadece bir kere aramıştı onda da eve gitmem konusunda bağırmış yüzüme kapatmıştı. Çok fazla Serhan'la vakit geçirdiğimden hayli sinirlendi. Ama şimdi de adama diyemem ki Atahan senden rahatsız beni eve bırak. Ayıp olur.-"Bu rakıyla iyi gider öyle kuru kuruya olmaz kızlar."
Serhan oturduğumuz balık restoranında bardaklara rakı dökerken söylemişti.
-"Bana dökme Serhan." Atahan kızıyor.
-"Niye ya içmedin mi hiç ?" yanımda oturan Aydan koluma vurup balığını yemeye devam etti.
-"Hem içmedim hem de..Atahan pek istemiyor içmemi." dedim utana sıkıla. Kızaran yüzüme güldüklerinde daha fazla utanmıştım. Zaten aralarında henüz kendimi rahat hissedemezken utanınca iyice geriliyorum. Atahan'ın arkadaşlarıyla yanımda o olmadan bir tuhaf oluyorum.
-"Utandırmayalım kızı susun bakıyım." dedi Ural gülmesini bastırıp.
-"Atahan nerde o da gelseydi buraya diyecektim ki iyi insan lafının üstüne gelir." Aydan'ın gözleriyle işaret ettiği yere bir hevesle başımı kaldırıp baktım. Bu yana doğru geleni görünce yüreğim yukarılara ağzıma geldi. Gün boyunca içime doluşan boşluk hissi tam şu anda doluverdi.
-"Hoşgeldin birader gel otur." dedi Ural. Aydan yan sandalyeye kayıp yanımı boşaltınca Atahan selam verip oturdu.
-"Aleyküm selam , ne yersin söyleyelim ?" diye sordu Serhan.
-"Aç değilim." Geldiği yerden şoförü gelip masaya sigara paketini bırakıp gitti.
-"Sağol." dedi Atahan ve içinden bir dal alıp dudaklarının arasına yerleştirdi. Dudağını incelemek aklıma sabah ki öpüşmemizi getirdi. Niye bu adam bana bakmıyor ya ? Gözlerini özledim.
Bakmayacağını anlayınca bakışlarımı tabağa indirdim. Bir kaç lokmalık kalan balığı dikkatle inceleyerek yedim.
Aydan'ın gözleri sürekli benimle Atahan arasında gidip gidip geliyordu. Göz kırpıp kaş göz işaretleriyle bişeyler anlatmaya çalışmasına bir anlam veremedim.
-"Yediysen kalkalım." dedi yandan bakıp. Bitirdiği sigarasını kül tablasına bıraktıktan sonra paketi ceketinin iç cebine koydu.
-"Beni almaya mı gelmiştin ?" Yemek yemeyip sadece öylesine geleceğini söylese taksiyle eve gidebilirdim.
-"Seni daha bana bırakmamak için Bağdat'tan gelir o !" diyip sırttı Serhan.
-"Serhan." Sesindeki uyarıcı tonlarını ben dahil herkes hissetmişti. Islak mendille elimi ve dudaklarımı silip çantamı aldım.
-"Teşekkür ederim bugün için." dedim ilk Serhan'a sonra diğerlerine bakarak.
-"Ne demek ben çok eğlendim. Canın sıkıldığında söyle gezeriz her zaman." dedi gülümseyip.
-"Senin canını sıkarım görürsün Serhan. Ben gezdiririm gerektiğinde." Elimi tuttuğu gibi ikimizi kaldırdı. Vedalaşmaya vakit bulamadan kendimi arabanın koltuğuna sertçe itilirken buldum.
-"Ah yavaş." dedim kapıya çarpan kolumu tutup. Acıtmıştı.
Kapımı kapattı ve kendisi de oturunca araba çalıştı.
-"Kızım anlamıyor musun sen beni kaç defa daha uyaracağım ?! Benim arkadaşım da olsa yaklaşma ! Yaklaşmıycaksın ! Bir de istemediğim şeyleri yaparak beni daha da delirtiyorsun ! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNLU AŞK
RomanceAralarındaki yaş farkı hiç bir şeye engel olamayacaktı. "Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere dip not ; bu bir yaş farkı hikayesidir. Yaş farkı günümüzde olan 6-7 yaş gibi sıradan bir fark değildir. İdrak edecek olgunluğa erişmemiş okuyucular lütf...