-"Kızdırdığım için özür dilerim." dedim en sonunda.-"Kızmadım. Kendini çekmene sinirlendim sadece. Ben böyle olmandan hoşlanmam baştan söyleyeyim , ne olursa olsun bana gel ve sor. Sor ki aramızda yanlış anlaşılmalar olmasın." dedikten sonra ona bakmama fırsat vermeden masadan aldığı sigara paketiyle dışarı çıktı.
Hani burada düzelmemiz gerekmiyor muydu ? Niye böyle ters gitti işler?
Aslında ona sormam gerekliydi evet ama ben henüz o kıvama gelmedim. Çekiniyorum , utanıyorum. Yoluna koymam gereken şeyler için koltuktan kalktım. Dışarı çıkarken omuzlarıma örtü alıp kapıyı açtım. Kar dinmişti ama hava buz gibiydi.
-"İçeri gir Liya üşüyeceksin." Kapı kulpunda olan elimle kapatıp bir kaç adımla dibine kadar girdim. Örtüye sıkıca sarılıp kollarımı açamayacağım için sadece ona yaslandım.
-"Sen ısıtırsan üşümem." Bunu kendimden hiç beklemiyordum. İyi oldu ama. Cesur sözlere alışmalıyım.
Vereceği tepkiyi beklerken sigara olmayan sol eliyle sırtımı tutup iyice ona yapışmamı sağladı. Yanağımı sürttüğüm göğsünden buram buram büyüleyici kokusu gelirken gülümsemeden duramadım.
-"Girelim." Elimi elinin içine alıp ikimizide içeriye soktu. Oturacağım anda izin vermeden tuttuğu elim sayesinde beni bacaklarının üstüne yan şekilde oturttu. Şaşkınlık ve utanç karışımı duygularla kalkma çabalarım olumsuz sonuçlandı.
-"Yaklaş , sarıl." Sol kolumu boynunun arkasına atıp dediğini yaptım. Yanağım yüzüne denk gelince es geçmeden öptü.
-"Sarıldım şimdi kalkıyım mı ?" diye masum masum sordum.
Bu sözüm onu güldürmüştü.
-"Hayır alışana kadar oturacaksın ufaklık."Belimi sıktığı parmaklarıyla iyice kendine çekti.
-"Uzun süre diyorsun yani ?" derken hafiften gülmüştüm.
-"Öyle mi uzun demek? "Koltuğa beni yatırdığı gibi üzerime çıkıp gıdıklamaya başladı. Aynı zamanda da boynuma gömülmüş öpüyordu. Fazla huylanan birisi olduğum için yüksek sesli gülmelerim arasında Atahan'ı itmeye çalışıyordum.
-" Keyifler yerinde bakıyorum ."
Anne ?
Atahan üzerimden kalkıp kenara çekildiği gibi bende oturur pozisyona geçtim. Gülmekten hızlı hızlı atan kalbim yüzünden nefeslerim düzensizdi.
-"Ne çabuk döndünüz." dedi Atahan sanki bir şey olmamış gibi. Onun yerine de utandım.
-"Kayak etkinliğini düzenlemiş olan adam çok hastalanmış geri geldik bizde. Üstümüzü değiştirip gelelim." Akın abiyle birlikte yukarı çıktıklarında arkama yaslandım.
Uzun sürmeden aşağıya geri geldiler. Annem ellerini yanan şömineye tutup bir kaç saniye ısıttıktan sonra oturdu.
-"Benim işlerim birikti dönmem gerek."bunu söyleyen tabiki Atahan'dı.
Daha geleli ne olmuştu ki hemen dönecekti ?
-"Birlikte dönelim o halde." Yani Atahan gidince burada sıkılırdım.
-"Şimdi döndüğümüzde ne olacak ? Sizi insanlar bir arada görünce öğrenecekler. Haber yapmak için rahat bırakmayacaklardır. Özellikle içinde bulunduğumuz sosyete , cemiyet hayatımız." dedi annem sessizliğini bozarak. Durgun yüzü aslında endişeliydi. Tıpkı benim olduğum gibi.
-"Hemen öğrenmesinler o zaman." dediğimde Atahan'ın sinirli bakışlarını bana çevrildi.
-"Gizleyecek bir şeyimiz yok !" dedi itiraz istemeyen yüz ifadesi ve ses tonuyla .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNLU AŞK
RomantizmAralarındaki yaş farkı hiç bir şeye engel olamayacaktı. "Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere dip not ; bu bir yaş farkı hikayesidir. Yaş farkı günümüzde olan 6-7 yaş gibi sıradan bir fark değildir. İdrak edecek olgunluğa erişmemiş okuyucular lütf...