Derin derin düşüncelerimden kurtulmamı sağlayan iç sesimle beraber kendi kendime zihnimde tokat atmamdı. Daha önce yakından bir erkek ilgi alanıma girmediği için ilk kez gördüğüm bu benden yaşça büyük adama aklımın kayması ciddi bir sorun . Üstelik adamın hayatında başka kadın varken !Bu yüzden içimden delirme Liya diye saydırıp saçma fikirleri kafamdan savurdum.
-"Televizyon izlemek istersen açabilirsin."
Bana seslenişini duyduğumda kucağımda izlemeye daldığım ellerimden gözlerimi çektim. Yaklaşık yarım saat sessizlikten sonra konuşmuştu.
-"Televizyon izlemem." diye mırıldandım. Çünkü evimizde televizyon olmadığı için öyle alışkanlığım da yoktu ! Kitap okurdum. Kitapçıda çalışmanın getirisi olan avantaj bana güzellikler katmıştı.
Sürekli yaptığı gibi bir kaşını havaya kaldırdı. Geriye yaslanırken zaten dar olan beyaz gömleği iyice daralmıştı. Düğmeleri sanki her an açılacak gibi duruyor.
-"Senin yaşındaki çocuklar genelde sever ya böyle dizi izlemeyi ondan dedim." Konuşurken sağ eliyle televizyonu göstermiş sonra bacağına koymuştu.
Çocuk değilim ben.
-"Ben sevmem. " dedim düz yüzümle. Ona evimizde hiç televizyon görmedim demek istememiştim. Evet nereden geldiğimi illaki biliyordur ama diyemedim işte. Utandım.
Başını belli belirsiz sallayıp mesaj sesi gelen telefonuna gömüldü. Erkeksi yüz hatlarından zorla gözlerimi çekip yere bakmaya devam ettim.
-"Oyuncak yok evimde maalesef." Alaycı sesine dönüşüm çatık kaşlarımla olmuştu.
Ne alıp veremediği var benim yaşımla anlayamadım. Ona ben küçük değilim sen büyüksün diye bağırmak istedim. Hemde dolu dolu sinirle bağırmak.
Göğsüm hızla inip kalkarken elimi sıktım ve ayağa kalktım.
-"Sizin dalga geçmenizi dinlemek istemiyorum ! Annem gelene kadar dışarıda beklerim daha iyi !"
Arkamdan seslenip ayağa kalkmasını umursamadan olan hızımla evden çıktım. Geldiğim zamandan daha fazla soğuyan sert hava yüzümü yalayıp geçti. Bacaklarımdan yukarı bedenimi anında sarmıştı. Ama umursadım mı ? Asla !
Girişte kapıdan bir kaç adımlık uzakta olan dört basamaklı merdivene oturdum. İnce ince yağan yağmur umarım artmazdı.
-"Ne yapıyorsun sen ? Kalk şuradan tamam özür dilerim kabalık ettim."
Önüme geçip benimle konuştuğu sıra yüzüne bakmadım. Kollarımı istemsizce kendime sararken ormandan gelen ulumalar yüzünden irkilmiştim. Köpeklerden çok korktuğumu beni tanıyanlar bilirdi.
-"Sana söylüyorum. Hava çok soğuk hasta olursun. Şuan gerçekten çocuk gibi davranıyorsun !"
Yine söylediği çocuk lafının üstüne ona sert bir bakış attım.
-"Benimle ilgilenmek zorunda değilsiniz !"Oflayıp yanımdan geçip gitti. Çok kolay vazgeçti diye hayıflanırken omuzlarıma çöken ağırlıkla başımı çevirdim. Kalın polar bir örtüyle örtmüştü. Sonra pantolonunu çekip yanıma oturdu. Uzun bacaklarıyla sığması zor olmuştu.
-"Sen oturuyorsan bende otururum."
Ona gitmesini söyleyecektim ki araba farlarının gözüme gözüme girmesi bir oldu. Annem geldi diye beklerken şoförün açtığı kapıdan şemsiyenin altında gelen sarı saçlı kadına baktım. Azıcık çiseden eriyip gidecek miydi acaba ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNLU AŞK
RomanceAralarındaki yaş farkı hiç bir şeye engel olamayacaktı. "Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere dip not ; bu bir yaş farkı hikayesidir. Yaş farkı günümüzde olan 6-7 yaş gibi sıradan bir fark değildir. İdrak edecek olgunluğa erişmemiş okuyucular lütf...