39.Bölüm

1.6K 86 9
                                    

Merve küçük adımlarla parka girdi . Yazın getirmiş olduğu yeşil görüntü yüzüne bir gülümseme yerleştirdi . Etrafta koşuşturan çocuklara imrenerek baktı . Ömrü bu parkta geçmişti . Çok şey yaşamıştı ve her şeye yalnızca bu park tanık olmuştu . Kimsenin görmediğini görmüş , kimsenin duymadığını duymuştu bu park. En mutlu anlarını aynı zamanda en kötü günlerini yaşamıştı burada . Yıllardır küstüğü bu parka dört yıl sonra adım atıyordu . Herşey hala yerli yerindeydi . Çiçekler bile aynı sırayla dizilmişti . Sanki dejavu yaşatmak istiyor gibyidi. Oysa Merve'nin geçmişe dönmesi için ne bu çiçeklere nede değişmeyen paslanmış oyuncaklara ihtiyacı vardı . Önce Basketbol sahasının önünden geçti . eli tellerde doolanırken sahaya baktı . Burukça gülümsedi , gözleri dolu dolu oldu . Çocukken Görkem'i görmek için az gelmemişti buraya . Sahanın karşısında ki duvara oturur saatlerce onu izlerdi . Büyülenirdi ve içten içe gurur duyardı . İşte benim aşkım derdi . Her atılan baskette dahada genişlerdi gülümsemesi . 

'Ben seni öyle saf aşkla sevdim ki ela göz.'

 Diye fısıldadı . Parmakları demiri okşarken . Hele ilk konuştukları an . 

Küçük kız birden yüzünde ki acıyla irkildi . Yine kolunu dizine yerleştirmiş , çenesini ellerine dayamıştı . Öyle bir dalmıştı ki karşısında ki görüntüye kendisine gelen topu fark edememişti . 

 

'Ah'

 

Diye bağırdı . Eli burnuna giderken gördüğü kanla gözlerini kocaman açtı . 

 

'Hey iyi misin?'

 

 Önce parmağında ki kana ardından karşısında ki çocuğa baktı. Çocuk cebinden peçete çıkarıp şokta ki kızın burnuna götürdü . Yavaşça tutarken geçeceğine dair kelimeler mırıldanıyordu .

 

'Çok çok özür dilerim yeşil göz.'

 

Utanarak kızın yanından ayrıldı . Arkasında acıdan değil , şoktan uyuşmuş bir kız bıraktı . 

Gözünde ki yaşı sildi ve at kuyruğundan fırlayan iki tutamı kulağının arkasına sıkıştırdı . Yavaşça çimlerin üzerinde yürüdü . Her yeri tekrar tekrar beyninin köşelerine kazıdı . Bu parka son gelişiydi . evlendikten sonra İzmir'de oturmayacaklardı . Bu paslanmış , eski hikayede gidişiyle son bulacaktı . Fıskiyeden gelen su üzerini ıslatırken gülerek geri çekildi. 

 

'Hava çok mu sıcak ne?'

 

 Görkem'in muzip suratına kaşları kalkık bir şekilde baktı . O elalarda ki hain pırıltılar gözünü korkutmuyor değildi . Görkem'in çapkın sırıtışı ve baktığı yere bakınca gözleirni açarak Görkem'e döndü tekrar.

 

'Sakın aklından geçirme.'

 

 Diye mırıldanırken Görkem'in kolundan çekmesiyle kendisini fıskıyenin altında buldu . 

Gelmeyecek Sus Artık!(2.Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin