10.Bölüm

1.9K 104 19
                                    

Genc kız başını Efe'nin göğsüne yaslamış göz yaşlarını akıtıyordu. Tüm izleyiciler hüzünlenmişti fakat sanki Merve daha da etkilemişti bu filmden. Çünkü kendini bulmuştu. Iki gencin hikayesini anlatan bu film genç kızın canını yakıyordu. Günlerdir kendisini ve çevresini iyi olduğuna inandırıyordu. Peki ne kadar iyiydi? Yada bundan böyle ne kadar iyi olabilir di?

'Yapma ama güzelim. Bir film için ağlamak sence de saçma değil mi? Hem baksana çocuk geri döndü işte. '

Genç kız bir iç çekti. Filmler neden hep mutlu son ile biterdi? Kitaplar neden mutlu sonla yazılırdı? Hayat hiç bir zaman toz pembe değildi. Neden izleyiciye bu yansıtılmazdı? Neden genç kızların kendilerini böyle kandırmalarına izin verirlerdi ki? Hangi aşk mutlu sonla bitmişti de her dizi de filmde mutlu sonları izletmislerdi ? Belki de sırf bu yüzdendi herkesin aşka olan inancı. Çünkü çirkin bir kızın adeta kuğuya dönüşüp sevdiği çocukla olduğuna inandırmışlardı. Hadi oldu diyelim sonra yaşadıklarını anlatan diziler neredeydi?  Merve de bir film yaşamıştı adeta bunu inkar edemezdi. Yıllarca kilo vermiş, tel takmıştı . Bunca zahmet katlanmıştı çünkü güzelleşince herseyin mükemmel olacağına inanmıştı. Belki de inandırılmıştı. Aslında öyle de olmuştu. Görkem i kazanmıştı. Hayallerini yaşamıştı aylarca onun yanında huzur bulmuştu. sonra ise gitmişti genç. Tüm verdiği mutlulukları genç kıza çok görmüş ve verdiğin den fazlasını alarak gitmişti.

'Ama geçte kalabilirdi değil mi? Belki de evlendiğinde gelecekti. Tek bir geç kalınmış uçuş tüm hayatlarını değiştirebilirdi. '

Merve hep bundan korkmuştu aslında.Ya yıllar sonra  çocuk sahibi olduğunda belki de düğününde karşılaşırsa onunla?  Hoş geç kalmasa dahi bundan sonra aralarında birsey olamazdı ya. Hem olacak olsaydı hiç gitmezdi değil mi?

'Ama geç kalmadı. '

'Çünkü seviyordu. '

Diye fısıldadı Merve.

'Benim seni sevdiğimden daha çok sevemez. '

Dedi Efe sıcak dudaklarını genç kızın göz yaşlarının üstüne bastırırken. Bu Merve nin göz yaşlarının daha fazla akmasına sebep olmuştu. Ne olurdu sanki Görkem den önce karşısına çıksaydı? Belki de hersey mukemmel olabilirdi.Bu düşüncesine güldü genç kız . Mutlu olmak ona haramdı. Artık bunu anlamıştı.

'Efe. '

'Efendim güzelim?'

'Beni hiç bırakma olur mu?  Ama söz verme bana eğer olurda tutmazsan daha çok yakar canımı. '

Efe gülümsedi ve genç kıza sarıldı.

'Bırakmam. Hem istesem de bırakamam ki.'

Bu sözler o kadar tanıdıktı ki Merve ye.  Bu sözler hayal kırıklıklarının başını çekiyordu. Bu gerçekle biraz daha ağladı huzur bulduğu yerde. Artık bir gerçeği biraz daha iyi anlamıştı. Ona Görkem den Hayır yoktu. O yalnızca Efe ile mutlu olabilirdi.

Bazen sevmekten çok sevilmek gerekir mutlu olmak için. Bazen unutmak gerekir acıları geri de bırakmak için ve bazen gitmek gerekir .... sevdiğiinsanın yüzünü yere eğmemek için.

ℒღ ℒღ ℒღ ℒღ ℒღ ℒღ

Dakikalardır eski dostunun anlattığı esprilere gülüyordu. Doruk un yaptığı aralıksız espriler tüm igrencligiyle , Ezgi yi nefes alamayacak dereceye getirmişti. Sadece nefessiz kalmıyor kahkaha sesleriyle etraftakilerinde odak noktası oluyordu.

'Ye-yeter rezil oldum. '

'Gel soralım rezil olmuş musun ?'

'Ya manyak mısın Doruk? '

Gülmekten gözlerinde oluşan yasları sildikten sonra sakinlesmeyi bekledi.

'Ya valla pek normal olduğumu söylemezler genelde amaaa. '

Kafasını olumsuz anlamda salladıktan sonra gülümsedi Ezgi. Doruk u küçüklüğünden beri tanırdı. Ve çokta iyi anlaşırlardı. Doruk her zaman çevresini güldüren birisi olmuştu. Bu yüzden yakışıklılığınde önce sempatikligiyle bir adım önde olurdu. Ha çirkin de denilemezdi. Allah var çokta yakışıklıydı.

'Eee temelli mi döndün? '

Doruk iki yıl önce Ankara ya taşınmıştı. Kendisi çoğu zaman salağa yatsada Bilkent Üniversitesi ni kazanacak kadar akıllıydı.

'Aslında hayır ama sanırım senden bir daha ayrılamayacağım. '

Doruk Ezgi için her zaman bir abi olmuştu. Doruk içinde durum aynıydı kız kardeşi gibi severdi ve tek çocuk olduğundan onu hemen kardeşi yerine koyuvermişti. Fakat aradan görüşmedikleri yıllar geçip bu yıllarda genç kız güzelleşince sanki kalbinde kıpırdanmalar oluvermisti. Sonra ise kendisine kızarak atmıştı bu düşünceyi aklından. Ezgi onun hiç sahip olmadığı kardeşiydi. Bu böyle olmak zorundaydı.

'Ah Romeo çok -'

Genç kızın birden kesilen cümlesi ve dolan gözleriyle Doruk kafasını çevirdi ve kızın baktığı yere baktı. Ezgi nin dolan gözleri ve kızaran burnu hem sinirlendiğinin hem de ağlayacağının bir göstergesiydi. Doruk bunu fark edip kızın titreyen elinin üzerine elini koydu.

'İyi misin ?'

Ezgi kafasını sallarken gözleri hala odağını kaybetmemişti. Mert karşısındaydı. Yanında ki sarışın ile o kadar ilgiliydi ki dakikalardır Ezginin bakışını fark etmemişti. Hoş Mert zaten Kalpsiz ve hissiz birisiydi ondan bu bakışları hissetmesini bekleyemezdi ya.Doruk onun iyi olduğuna elbette inanmıyordu. En başında kızaran burnunun anlamını biliyorken inanamazdı. Genç kız daha fazla içinde tutamadı.

'İyi değilim . Bundan sonra olamam da zaten. '

Yarısı eksik bir insan hiç bir zaman tam olarak ne mutlu olabilirdi ne de duyguları tam yasayabilirdi. Bu aynı bir sağırın tek kulağıyla her seyi duymadığı gibi birşeydi.Ya da tek gözü görmeyen birinin tam görmemesi gibiydi.

'Ne oldu baktığın kişi de kim? '

Doruk sorularını ardı ardına sıralarken birden genç kız gözlerini kendisine çevirdi.

'Bir şey sorma öp beni. '

Gelmeyecek Sus Artık!(2.Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin