Oy sınırı: 250
yine oy sınırını doldurmayacaksınız ama
olsundu.
-
Beni seviyor muydu?
Kurduğu her cümle, mimikleri, tatlılığı, bakışlarındaki derinlik her şey beni sevdiğini bas bas bağırırken neden hala emin olamıyordum ki? Beni sevdiğine emin olmak istiyordum.
Bir yanım ona güvenmek isterken diğer yanım kaçmamı söylüyordu. Daha fazla kanamamak için ondan kaçmamı söylüyordu.
Düşüncelerimin arasında boğulurken gözlerimiz bir saniye ayrılmamıştı. O bana yüzündeki mayhoş, tatlı ifadesiyle bakmıştı. Bense, yüzüme hiçbir duygu yüklemeden bomboş bakmaya çalışmıştım. Kalbim deli gibi atıyordu ve söylediği şeyden sonra kalp atışlarım bir saniye olsun durmamıştı. Heyecanlanmıştım. Beni sevdiği düşüncesiyle heyecanlanmıştım.
Gözlerimi ondan ayırıp etrafta gezdirdim. Gözüme, sahneye çıkmadan önce yudumladığım içki bardağı çarptığında aklıma gelen fikirle gülümsedim. Hemen yanımda duran küçük sehpaya uzanarak bardağı elime aldım. İçindeki içkiyi tamamen bitirdikten sonra dudaklarımı yaladım. Jungkook'un tek yaptığı şaşkınca beni izlemek oldu.
Ona bir adım attım ve parmak uçlarıma çıkıp dudağına tutkulu bir öpücük bırakıverdim. Bir kaç saniye sonra dudaklarımı ayırdığımda Jungkook'un gözlerinin kapalı olduğunu görmemle gülümsedim. "Artık sarhoşsun."
Elimdeki içki bardağını sehpaya geri bırakıp kulisin çıkışına doğru yürümeye başladım. Tam kapının kulpunu yakalamışken Jungkook, ellerini kapıya sabitleyip kapıyı açmamı engelledi.
Kalp atışlarımı susturmaya çalışırken derince yutkundum. Ondan kaçmak istesem de beni sürekli durdurmasını istiyordum. Beni okyanusun derinliklerinden çekip çıkarmasını istiyordum.
"Miyeon,"
Kulağımda hissettiğim nefesi bütün tüylerimi diken diken etmişti. Ben kapıyla bakışırken o, arkamda durmuyordu.
"Jungkook, gitmeme izin ver." Gitmeme, izin verme...
"Gözlerimin içine bak."
Dudaklarımı yalayıp gözlerimi kapattım. Göz yaşlarımı içime akıttım. Öyle bir boşluktaydım ki, ağlamak istiyordum. Ağlarken kollarımı ona dolamak istiyordum. Onu ne kadar özlediğimi haykırmak istiyordum. Saçlarını okşarken kokusunu, derince içime çekmek istiyordum. Onu istiyordum. Ben hala, onu istiyordum.
Kapıda olan elini belime sabitleyip beni kendine çevirdi. İstemsizce gözlerimi açıp gözlerine baktım. Ağzım hafifçe aralık iken sakince nefes alıp verdim. Beni sevdiğini söyle Jungkook. Neden susuyorsun? Bana beni sevdiğini söyle ki, emin olayım.
Yüzündeki ifade, beni kendine çekerken ona kapılmamak için direndim. Hayır, Miyeon... Sakın yapma. O masum, güzel bakan gözlerine, kokusuna sakın aldanma.
Jungkook senin aşkından, boğuluyorum.
Ve istiyorum, aşkınla boğ beni.
-o-
Gecenin ilerleyen saatlerinde Jungkook'la aynı masada karşı karşıya içkilerimizi yudumladık. Nara ile Taehyung, zil zurna sarhoş olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dear Teacher | Jeon Jungkook
FanfictionSevgili öğretmenim, Size yalan söylediğim için özür dilerim. Beni affedin ve öğretin. Bana, iyi bir kız olmayı öğretin. -Yürüyemeyen Kız