Oy sınırı:250+
İkidir oy sınırı dolmadan, beni destekleyip yanımda olan insanlar için bölüm atıyorum.
Ama bundan sonra oy sınırı dolmadan bölüm atmayacağım. Üzgünüm. :'/
-
~Jungkook~
Hissettiğim şey ne? Nefret? Sevgi?
Adlandıramıyorum.
Tek düşündüğüm şeyin yeni bir plan kurmak olması gerekirken neden odağım sürekli Miyeon'a çekiliyordu?
Annesinin beni arayıp anlattığı şeyler sindirilecek gibi değildi. Miyeon, gerçekten güçlüydü. Ne kadar sinirlensem de o şerefsizin arabasına binmesi beni rahatlatmıştı çünkü yürümesi sağlıklı değildi. Bunun farkındaydım.
Onun Seowon'a karşı bir şeyler hissetmediğini biliyordum. Belki de bizim olamayacağımızı anladığı için bu şekilde kendini benden çekmişti. Yinede Miyeon'u Seowon'un yanında görmekten nefret ediyordum.Bu durum bana iyi gelmiyor ve ondan uzaklaşmalıyım. Ama nasıl?
Başlarda onu sadece bir intikam oyunu için yanımda tutuyordum. Ama sonradan fark ettim ki meğersem bencilliğim yüzünden yanımdaymış. Sırf kendim için, onunlayken iyi vakit geçirdiğim için yanımda tutuyormuşum.
Saflığı, masumluğu... Hiç kimsede göremediğim bir aurası vardı. Vücudunu çevreleyen renkler bütün samimiyetini ortaya seriyordu. Bilmiyorum, farklıydı.
Evet, onu kullanmıştım. Ve kendime işim bittiğinde onu bırakacağıma dair defalarca kez söz vermiştim. Belki de bu şekilde olması daha iyiydi. Hisler derinleşmeden bitmesi, daha iyiydi. Çünkü paylaştığımız şeyler arttıkça ona karşı hislerim derinleşiyordu. İlişkimiz devam etseydi belki de onu hiç bırakamayacaktım ve bu bizi iğrenç bir boşluğa itecekti. Evet, böylesi daha iyiydi...
"Jungkook, ne zaman benimle ilgileneceksin?" Kollarını vücuduma dolayan Yoora, yanağıma öpücük kondurmuştu.Hızla onu, kendimden uzaklaştırdım. "Yoora, evimden gider misin? Yalnız kalmak istiyorum."
"Beni buraya sen çağırdın Jungkook. Şimdi de gitmemi mi istiyorsun yani?"
"Evet." Yüzümü ona dahi çevirmeden gözlerimi boşluğa kilitledim.
Burnundan soluyarak sehpanın üzerindeki çantasına uzanıp hızla dış kapıya yürüdüğünde dönüp bir kez olsun ona bakmadım.
Kapının açılma sesinin hemen sonrasında Jin'in sesi evi doldurdu. "Hey, Yoora! Nereye gidiyorsun?"
Yalnız kalamıyordum. Yalnız kalıp düşüncelerimle savaşamıyordum.
Jin, kendini koltuğa atıp bana doğru döndü. "Bu kızın derdi ne?"
Umursamazca kafamı bilmiyorum dercesine salladım. "Jin, yalnız kalmak istiyorum."
"Neler oluyor sana Jungkook? Kaç gündür şirkete gelmiyorsun. Yeni bir plan kurmalıyız."
"Planını s*keyim."
Ben gözlerimi bir an olsun boşluktan ayırmazken Jin beni hafifçe sarstı. "Kendine gel. Bu kadar çabuk pes etmiş olamazsın."
Jin'i başımdan savıp oturduğum yerden kalktım. Cevap vermedim.
"Sorun o kız değil mi?"
Sinirle soludum. "O kızla ne alakası var! S*keyim... Plan mahvoldu Jin! Sinirlerimi bozmak için mi geldin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dear Teacher | Jeon Jungkook
FanficSevgili öğretmenim, Size yalan söylediğim için özür dilerim. Beni affedin ve öğretin. Bana, iyi bir kız olmayı öğretin. -Yürüyemeyen Kız