₃₀hold my hand

8.8K 670 655
                                    


"Anne, sadece bu gün için koltuk altı değneklerimi yanıma almasam olmaz mı?" Alt dudağımı büzerek anneme attığım köpek yavrusu bakışlarımı sürdürdüm.

"Miyeon, doktorunun ne dediğini biliyorsun değil mi?"

Sıkkınlıkla nefes alıp verdim. "Ama anne, sadece bu gün için..."

"Miyeon,"

"Bu gün benim için çok özel bir gün. Ne olur yani? Söz, çok az yürüyeceğim."

Tam o anda zilin çalmasıyla oturduğum koltuktan hızla kalkarak kapıya doğru koştum. Kapıyı açar açmaz karşımda beliren Jungkook'tan sonra kalp atışlarım bir anda hızlandı. Ona doğru kaçamak bir gülücük atıp gözlerimi kaçırdım. 

"Hoş geldin Jungkook."

Jungkook, saygıyla annemin önünde eğildikten sonra "Hoş buldum, Bayan Choi." dedi.

"Miyeon, koltuk altı değneklerini almak istemediğini söylüyor." 

Sinirle anneme dönüp kaşlarımı çattım. 

Jungkook, hafifçe kıkırdadı. "Onu fazla yürütmeyeceğim Bayan Choi. Eğer sizin içinde uygunsa bu seferlik almayabilir."

Annem, biraz düşünür gibi yaptıktan sonra bana baktı. "Peki o halde."

Ağzımı beş metre açarak anneme baktım. "Neden ben söylediğim de kabul etmiyorsun?"

"Fikrimi değiştirmeden önce evden çık istersen Miyeon." Hızla askılığın üstüne bıraktığım çantamı alarak kendimi evden dışarı attım.

"Görüşürüz annecim." 

Jungkookla birlikte merdivenlerden inmeye başladığımızda annemin sesi apartmanda yankılandı. "İyi eğlenceler."

Kapının kapanmasıyla merdivenleri yavaşça inmeye devam ettik. İkimizde şu anlık sessizdik. Birbirimize gülerek bakıyor, sürekli gözlerimizi kaçırıyorduk. Onunla olmak, zaman geçirmek harikaydı. O gün, annemle birlikte oturup yemek yemiştik. Annem, Jungkook'u sandığımdan daha fazla seviyordu. Nedenini bilmesem de araları çok iyiydi. Jungkook'ta resmen şeytan tüyü vardı. Herkese kendini sevdirebiliyordu.

Düşüncelerimin arasında gezinirken Jungkook, kulağıma doğru yaklaşıp fısıldadı. "Bu geceden sonra zaten istesen de yürüyemeyeceksin."

Yanaklarım alev alırken ağzımı şaşkınlıkla açtım. "Böyle şeyler söyleme!"

-o-

"Nereye gidiyoruz? Yol boyunca hiçbir şey söylemedin."

Jungkook, ustalıkla arabayı kullanırken bana ara sıra kaçamak, tatlı bakışlar atmayı ihmal etmiyordu. Yine sorduğum soru havada asılı kalmış, sadece bana doğru bakıp gülümsemekle yetinmişti. Arabayı o kadar güzel kullanıyordu ki, ah... Ya da bana, her yaptığı hareket çekici geliyordu. Bilmiyorum.

"Jungkook,"

"Hm?" Gözlerini yoldan ayırmadan sürmeye devam etti.

"Bari bir ipucu ver."

"Çok seveceğin bir yer." Belli belirsiz gülümsedi. Bu hareketleri beni ürkütüyordu. Onunla yalnız kalmayı iple çeksem de bazen beni korkutuyordu. Apartmanda kulağıma fısıldadığı şey, her aklıma geldiğinde bütün tüylerim diken diken oluyordu.

Sağa doğru sinyal verip hızla sağa doğru dönüş yaptığında gözlerimi karşımıza çıkan devasa lunaparka sabitledim. Gözlerim heyecanla büyürken parıl parıl olduğuna emindim. 

My Dear Teacher | Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin