Yukarıya enstrümantal bir müzik bıraktım.
Onu açıp okuyabilirsiniz.
Birde son kez, bol bol satım arası yorum bırakır mısınız?
sizi özleyeceğim.
-
Kırmızı halı için saçlarım ve makyajım yapılıyordu. Etrafımda dönen insanlar yüzünden fena halde bunalmıştım. Neredeyse 1 saattir sandalyede oturup her şeyin mükemmel olması için çabalayan insanlara boyun eğiyordum. Derince nefesler alıp veriyor, sinirlenmemeye çalışıyordum. Sonuçta onlar kendi işlerini yapıyorlardı ve mızmızlık yapmak istemiyordum.
"Bunları ezberle." Menajer Kim Hyun, elime bir kağıt parçası tutuşturup başka bir işle uğraşmaya başlamıştı. Büyük ihtimalle kağıt, ödülü aldığım zaman yapacağım konuşmayı barındırıyordu.
"Doğaçlama konuşacağım." Kağıdı önümdeki masaya bıraktım.
Menajer Kim hızla yanıma geldi. "O zaman, bu işi mahvetme."
Dudağım yana kıvrıldı. "Merak etmeyin." Aslında çoktan yapacağım konuşmayı kafamın içinde planlamıştım. Böyle saçmalıklara gerek yoktu.
"Tamam, gayet güzel oldun. Çabucak kalk, kırmızı halıya geç kalacaksın."
Etrafımda dolanan personeller birer birer dökülünce olduğum yerden kalkıp üzerimdeki mini elbiseyi aşağı doğru çektim. Kapıya doğru yürürken Stilist Shin, elinde tuttuğu uzun ceketi giymem için uzattı. Elinden alarak hızla üzerime geçirdim. Sonrasında beni aşağıda bekleyen arabaya doğru yürümeye başladım.
İdol olmak, kendin olmamak demekti. İstediğin gibi giyinemiyordun. Ya da saçının ne renge boyanacağı hakkında bir fikir sunamıyordun. İnsanlar ne derse onu yapmak zorundaydın. Nefret etmeye başlamıştım. Başlarda idol olma fikri cazip gelse de işin işine girdiğim zaman kendi benliğinden uzaklaştığımı fark ettim. Aslında gerçek ben, Jungkook gittiği zaman tamamen yok olmuştu. O da, ayrı bir konu.
Arabanın önüne geldiğimde tam arabaya binecekken Menajer Kim, kafamda söylenmeye başladı. "Orada görüşürüz. Kameralara biraz gülümse."
Kafamı aşağı yukarı sallayıp benim için kapıyı açan şoförden sonra kendimi arabanın işine attım. Koltuğun üzerinde yerimi aldığımda arabanın kapısı kapandı. Hemen sonrasında şoför, direksiyona geçerek arabayı çalıştırdı.
Kırmızı halı saçmalığından nefret ediyorum. Yani, ne gerek var? İlla ödüllerden önce boy göstermek zorunda mıyız? Ya da ben fazla huysuz olmaya başladım. Bilmiyorum. Tek bildiğim ve istediğim bir an önce gitmekti.
Dakikalar boyunca süren sıkıcı yolculuktan sonra etrafa bakındım. Biraz ileride yere serilmiş, yol boyunca devam eden kırmızı halıları gördüğümde istemsizce gerildim. Derin bir nefes alıp verdim.
Şoförün arabayı durdurmasıyla arabanın kapısı görevliler tarafından aralandı.
Kendimi dışarı atarak kırmızı halının üstünde emin adımlarla yürüdüm. Benim adımı haykıran hayranlarıma gülümseyerek kırmızı halının biraz ilerisine yapıştırılmış yıldızın üstünde durup kameralara poz verdim.
Birkaç saniyelik körlükten sonra kırmızı halıda yürümeye devam ettim. Kameraların flaşları yüzünden bir gün gerçekten kör olacaktım.
Kırmızı halı bitene kadar yürüyüp arka tarafa geçtim. Arka tarafta bekleyen görevliler önümde saygıyla eğildi. "Beni takip edin lütfen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dear Teacher | Jeon Jungkook
FanficSevgili öğretmenim, Size yalan söylediğim için özür dilerim. Beni affedin ve öğretin. Bana, iyi bir kız olmayı öğretin. -Yürüyemeyen Kız