Geçen hafta Bts'de ve BangtanBoys'ta birinci olmuşuz!
Şu an ikinciyiz ama yine de size teşekkür etmek istedim.
Desteğiniz için hepinize minnettarım.
Oy vermeyi ihmal etmeyin :')
-
Korkuyorum ve psikolojik olarak bitik haldeyim. Jungkook'la olan belirsizliğimizden, Seowon'un yaptıklarından sonra düzelemiyorum. Hayata olan inancım, umudum tamamen yitirilmiş durumda.
Sanki, bir dağın tepesindeyim. Rüzgar, deli gibi esiyor. Etrafımdaki her şeyi alıp götürüyor ve sadece beni bırakıyor.
"Miyeon, bir şeyler yemelisin." Annemin endişeli sesi kulaklarımda yankılandığında bomboş bir ifadeyle kafamı ona çevirdim.
"Midem almıyor."
"Annen haklı Miyeonie. Bayılıp düşeceksin." Taehyung, yanıma oturup elini yanağıma koymuştu.
Yapmacık bir şekilde gülümsedim. "İyiyim. Merak etme."
Nasıl bittiğini anlamadığım haftanın ardından kendimi bir anda müzik yarışmasının ortasında bulmuştum. Söyleyeceğim şarkıya bir kez olsun çalışmamıştım ve tamamen doğaçlama söyleyecektim.
Hafta boyunca okulda ne Seowon'u ne de Jungkook'u görebilmiştim. Resmen ikisi de anlaşmış gibi bir anda ortadan kaybolmuşlardı.
Jungkook'u telefonla aramaya çalıştığımda duyduğum tek ses 'Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor.' oluyordu. Endişeliydim. Kafamın içinde Seowon'un ona zarar verdiği düşüncesi dönüp duruyordu. Korkuyordum, hem de hiç olmadığım kadar.
"Tae,"
"Efendim Miyeonie~" Kafasını telefonundan kaldırıp bana doğru çevirdi.
"Jungkook, hala ondan haber yok değil mi?"
Olumsuz bir şekilde kafasını salladı. "Evine gittim fakat kapıyı açan olmadı. Şirkete gittiğimde de birkaç gündür oraya uğramadığını söylediler."
Derince yutkunup kafamdaki olumsuz düşünceleri kovmaya çalıştım. Ama olmuyordu ki... Kafamın içinde hep aynı şeyler dönüyordu. Ya ona bir şey olduysa?
"Choi Miyeon?! Burada mı?"
Bana doğru yürüyen görevliden sonra ayağa kalkarak "Buradayım." dedim.
"Sahne senin. Beni takip et."
Kalp atışlarım artarken olduğum yerde kıpırdandım. Benimle birlikte ayağa dikilen annem hızla bana sarıldı. "Bol şans. Sakın heyecanlanma. Ne olursa olsun seninle gurur duyuyorum."
"Bol şans Miyeonie~" Annemden kollarımı ayırıp Taehyung'a sarıldım. Yanağıma öpücük kondurduğunda beni bekleyen görevlinin yanına doğru yürüdüm. Arkamı dönüp son kez annemle Tae'ye el salladıktan sonra önümden yürüyen görevliyi takip etmeye başladım.
Burası ne okuldaki ne de barda ki sahneye benziyordu. Çok büyüktü. Bina bile o kadar büyüktü ki, kulis ile sahne arasında çok fazla mesafe vardı.
"Burada bekle." Görevli, elime mikrofonu tutuşturdu. "İsmin anons edildiğinde şu taraftaki kapıdan sahneye çık." Kafamı anladım dercesine salladım.
Yanımdan uzaklaşan görevliden sonra titreyen ellerimi izledim. Mikrofonu elime sabitleyip heyecanımı kenara atmaya çalıştım. Ama yapamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dear Teacher | Jeon Jungkook
FanfictionSevgili öğretmenim, Size yalan söylediğim için özür dilerim. Beni affedin ve öğretin. Bana, iyi bir kız olmayı öğretin. -Yürüyemeyen Kız