My Dear Teacher | Jeon Jungkook

₁₀jealousy

İstemsizce gözlerimi nottan kaldırarak etrafa baktım. Beni izleyen herhangi bir göz aradım fakat kimsenin umurunda olmadığıma emindim.

Hayatımda her gün karşıma başka bir engel çıkıyordu. Olanlar yetmezmiş gibi bir de bu çıkmıştı başıma. Artık bir şeylerle savaşmaya mecalim kalmamıştı. Fakat aramızdaki ilişkiyi kim biliyorsa onu bulmalı, kimseye bir şey anlatmaması için yalvarmalıydım. Çünkü böyle bir şeyin ortaya çıkması demek, Jungkook'un öğretmenliğine son verilmesi demekti.

"Miyeon, siz," Taehyung'un gözleri şaşkınlıkla elimdeki notta geziniyordu. Hızla notu zarfa geri koyup dolabın en ücra köşesine bırakırken konuşmaya devam etti. "Siz birlikte mi oldunuz?" Ellerimi dudaklarına götürüp onun susmasını sağladım.

"Ştt! Biri duyacak. Tabii ki de hayır Taehyung!" Ona doğrularımı söylemeli miydim bilmiyorum ama birlikte olduğumuzu söyleyemezdim. Bu, çok utanç verici.

Bileğimi yakalayıp dudaklarından uzaklaştırdı. "Peki neden notta böyle bir şey yazıyor?"

Derince yutkunduktan sonra dudaklarımı araladım. "Bilmiyorum. Ah, delireceğim!"

Saçlarımı çekiştirirken yanımıza gelen nöbetçi öğrenciyi fark ettiğimde saniyelik ürksem de fark ettirmeden ona doğru döndüm. "Şey sizin adınız Miyeon ve Taehyung değil mi?"

İkimizde şapşal gibi aynı anda kafamızı sallamıştık.

"Bay Jeon, sizi müzik odasına çağırıyor. Çalışmanız gerekiyormuş." İkimizde ağzımız açık bir şekilde birbirimize döndük. Nöbetçi öğrenci yanımızdan ayrılırken aynı anda gülmeye başladık. Aynı şeyi düşündüğümüze emindim. Dersler kaynamıştı. Daha öğle arasına 3 ders vardı ve girmeyecektik.

"Keşke başka bir şey dileseymişim." diyen Taehyung'a gülerek bakmaya devam ettim.

"İnan benimde hiç ders çekecek kafam yoktu." Ellerini çak anlamında kaldırdığında sertçe ellerine vurdum.

Dolabımı kapattıktan sonra önümden yürümeye başlayan Taehyung'un yanına gittim ve müzik odasına doğru yürümeye başladık. Derince nefes alıp verirken derse girmekten yırttığım için seviniyordum. Belki şarkı söylemek, kafamın dağılmasına yardımcı olabilirdi.

"Ee, Miyeon heyecanlı mısın? Haftaya seçmeler var." Taehyung'un hatırlattığı şey yüzünden hissettiğim heyecan dalgasıyla ürperdim. Sahiden ben ne yapacağım? Sahneye çıkıp insanların karşısında nasıl şarkı söyleyeceğim? Jungkook'la Taehyung'un karşısında inanılmaz gerilirken bir de yüzlerce insan beni izlerken, ne yapacağım?

"Taehyung, çok korkuyorum. Daha önce hiç sahne almadım ve sahne korkum var."

Taehyung, düşünür gibi yaptıktan sonra heyecanla bana döndü. "Barda sahne alabilirsin! Ben de ilk başlarda korkuyordum. Sahne korkumu barda şarkı söyleyerek yendim."

"O bile korkutucu geliyor. Ayrıca bunu nasıl yapabilirim ki? Her isteyen şarkı söyleyebiliyor mu öyle?"

"Bunu Jungkook'tan isteyebiliriz. O sana bu fırsatı sağlayabilir. Sonuçta yıllardır orada sahne alıyor."

Jungkook denildiği zaman diken diken oluyordum. Boğazımı temizlemek adına öksürdükten sonra üzerimdeki garipliği hissetmemesi için ağzımı araladım. "Şey, sen Jungkook'a bunu sorabilir misin? Ben biraz çekiniyorum da..."

Çoktan müzik odasının önüne geldiğimizi fark ettiğimde istemsizce gerildim.

"Tabii ki. Sorarız şimdi." dedikten sonra kapıyı araladı ve içeri girdi.