ÖDÜL

30.4K 753 213
                                    

Kalbine tetiği çekmişti çekmesine ama...

Olmayan,yaşamak için çırpınmayan,
atamayan bir kalbi...

Nasıl tekrar oldürücekti...

Ellerinin arasındaki silah yere çarpmış ortamın sessizliğini bozmuştu.

"Ben izin vermeden olmaz ilya"

Yine hüsrandı...
Yine bir sona varamamıştı...
Ve birdaha anlamıştı kurtulamayacaktı Azrail'inden.
Çok birşey değil sadece ölmek istiyordu.

"Bunun bir cezası olucak ilya,sözümü dinlemeliydin"

"Nn-naptım bben s-ana"
Ateşin küçük tuzağına duşmuş,onun çemberinden çıkamıyordu.

Yerdeki ruhsuz bedeni  kaldırmış duvara çarpmıştı tüm gücüyle.
"Ah-h"
"Ruhunu hisetmiyorsun değilmi"

"Çünkü bana ait ruhun,herşeyin bana ait"

Bu gerçeği kafasına sokmsı lazımdı

"Bundan sonra beni daha iyi tanıyacaksın
üstelik bu yaptığını güzel bir şekilde ödüllendiricem"

Sürükleye sürükleye asansöre bindirip eksi üçlere inmişlerdi,kocaman bir sessizlik sadece ilyanın ağlama sesleriyle yetiniyordu.
Asansör durulduğunda tekrar sürklemeye başlamış bir odaya fırlatmıştı bedenini

"Nasıl, odamı beğendinmi,iyi bak buraya ilya bu gidişle daha çok geliceksin"

Gözünü gezdirmişti odada
Biçaklar,kırbaçlar yan taraftaki kelepçeler,boy boy oluşan ipler,silahlar,ve bunalar gibi birsürü aletle doluydu etraf.

Tüm vucudu büyük bir titremeye geçiş yapmış korkudan açık kalan agzını bile kapatamıyordu
Küçüçuk işıklardan gördügü kadarıydı bu,
bide bunun görünmeyen tarafı olmalıydı.

Kenardaki kocaman siyah yatağı gördüğünde dili tutulmuştu.
"Evet güzelim doğru yere bakıyorsun"
Kollarından çekerek yataga fırlatmıştı
Elindeki kelepçeyi alıp  üstündeki kazagı çekip fırlatmıştı kenara
"Dokunma bana pis ellerinle"
sırt üstü yataga yatırmış
Kollarını üstten yatagın demirine kelepçelemişti

Canının çok yanıcağını hissedebiliyordu

ama ölümün kıyısından bile geçse boyun eğmeyecekti ,yapmaması için yalvarmayacak sessizce acısını çekicekti.
Zaten yalvarsada bişey değişmiyor adamın karşısında eziliyordu sadece...

Bembeyaz sırtına takılı kalmıştı,
pruzsüz güzel cildinden vazgeçebilse belki işine geri dönebilecekti Ateş

Sırtına yediği kırbaçla tiz çığlığı yankılanmıştı odada
İlaçlarını içmemiş,tüm sinir hücreleri en üst seviyeye çıkmıştı ,o ilacını ilyanın ruhundan,bedeninden koparıp alıyordu her geçen gün.
Sırtına vurdugu her darbeyi o şerefsiz babasına yapıyormuş gibi duşunuyordu

"Yalvaracaksın bana,durmam için yalvaracaksın ilya"

Çığlık sesleri yavaş yavaş azalmış,hissizlik sevisyesine ulaşırken
Ateş yarım saat boyunca kırbaçla o güzelim sırtı kan gölüne çevirmişti.
İlya kendini kaybedip bayıldıgında bile kendini kaybetmişçesine devam etmiş agzından çıkan fısıltı durmasını sağlamıştı

"Ann-ne"

O da küçükken korktuğunda annesini sayıklar ondan yardım isterdi,babasından daha çok özlerdi annesini.onun güzel kokusuna doyamamıştı Ateş.

PEŞİMDEKİ İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin